Türkiye’nin doğalgaz faturası nasıl düşer?
Türkiye, cari açıktaki payı nedeniyle makro dengeleri de bozan enerji faturasını aşağı çekmeye çalışıyor. Peki tamamına yakını ithal edilen doğalgaza ödenen para miktarı düşürülebilir mi?
Mehmet KARA
İSTANBUL - Uzun ve meşakkatli ama imkansız değil. Kaynak çeşitliliği sağlanması, yeni boru hatlarının devreye girmesi, rekabet ve tasarruf elzem.
Türkiye enerjide yüzde 75’e yakın dışa bağımlılığı azaltmak istiyor. Çünkü cari açığın en büyük kaynağı bu. Ancak yepyeni bir enerji türü ya da enerji üretim yöntemi ortaya çıkarılıp, Türkiye bundan en çok yararlanan ülkeler arasında yer almadıkça, uzun vadede enerjide dışa bağımlılığı sıfırlamak imkânsız görünüyor. İthal edilen enerji kaynakları arasında en önemli kalemlerden birini doğalgaz oluşturuyor. Türkiye yılda 50 milyar metreküpe yakın kullanımıyla, Avrupa'nın en önemli doğalgaz tüketicilerinden. Türkiye, doğalgazda yaşanan ve yaşanabilecek her türlü kötü gelişmeden zarar görmeye açık durumda. Peki doğalgaz faturası düşürebilir mi?
Yerli üretim imkanları
Türkiye, Akdeniz'de ve Karadeniz'de denizde, Güneydoğu Anadolu ve Trakya başta olmak üzere karada doğalgaz arama çalışmalarına ağırlık veriyor. Bu konuda yabancı şirketlerle TPAO'nun ortak var. Shell ile Güneydoğu Anadolu'daki kaya gazı arama çalışmalarında yapılan sondajın derinliği 4 bin metreye yaklaştı. Alınacak ilk sonuçlar olumlu çıkarsa, başka şirketlerin bu yöndeki çalışmalara başlamasını da tetikleyebilir. Mümkün olursa yerli üretim, dışa bağımlılığı azaltmada en etkili yöntem olacaktır. Eldeki bilgiler, yerli üretimle tüm doğalgaz ihtiyacını karşılama ihtimali sıfıra yakın.
Kaynak çeşitliliği sağlanmalı
Yerli kaynakla bağımlılıktan kurtulmak mümkün görünmediğine göre, dışarıdan alınan doğalgazın fiyatını aşağıya çekmek gerekiyor. Bunun için de kaynak çeşitliliğine ihtiyaç var. Türkiye halen Rusya, İran ve Azerbaycan'dan boru hatları ile doğalgaz alıyor. En büyük tedarikçi Rusya. Ayrıca, Cezayir ve Katar başta olmak üzere bazı ülkelerden sıvılaştırılmış doğalgaz alınıyor. Boru hatları üzerinden alınan doğalgazda fiyatlar rekabetçi değil. Uzun vadeli ve bir kısmı "al ya da öde" şartlı bu sözleşmelerdeki en yüksek fiyat İran doğalgazında. İkinci sırada Rus gazı var. Halen en ucuz tedarik ise Azerbaycan'dan sağlanıyor. Türkiye, fiyatların aşağı çekilmesi için fırsat buldukça bu üç ülkeyle pazarlığa oturmaya çalışıyor. Bunlarda kısmi fiyat indirimleri alınabiliyor. Ancak yine de bu indirimler, toplam enerji faturasının ekonomik göstergeler üzerinde yarattığı tahribatı önlemekten uzak kalıyor. Tedarikçi ülke indirimi kabul etmezse, uluslararası tahkim yoluna gidiliyor. Ancak bu yol uzun ve meşakkatli. Örneğin, İran ile Türkiye arasında iki tahkim davası devam ediyor. Yani mevcut al ya da öde şartlı uzun vadeli doğalgaz alım sözleşmeleri, Türkiye'nin daha ucuza doğalgaz bulmasının önünde bir engel.
Özel sektör ve serbestleşme
Türkiye'nin doğalgaz ithalatında devletin, yani BOTAŞ’ın payı yüzde 80'lere yakın. BOTAŞ'ın elindeki sözleşmelerle tedarik edilecek gazın getirilmesinde özel sektöre rol verilmesi çalışmalarında istenilen noktaya gelinemedi. Hedef, gaz ithalatında özel sektörün daha fazla devreye girmesi ve oluşacak rekabet sayesinde ülkenin gaz maliyetinin aşağıya çekilmesi idi. Burada karşı tarafl arın, özellikle Rusya'nın elinde kapı gibi al ya da öde şartlı sözleşmeler varken, özel şirketlerle muhatap olmaya yanaşmamasında şaşılacak bir şey yok. Bu durumda Türkiye'nin özel sektörü devreye sokarak doğalgaz maliyetini aşağıya çekme konusunda istediği noktaya gelebilmesi için al ya da öde şartlı mevcut doğalgaz alım sözleşmelerinin sürelerinin dolmasını beklemesinden başka yapacağı bir şey yok.
Irak gazı ve TANAP gazı
Türkiye'nin kaynak çeşitliliği yaratmak için elinde boru hatlarıyla ilgili iki önemli imkân var. Bunlardan biri, Azerbaycan'dan Türkiye'ye, buradan da Avrupa'ya uzanacak TANAP projesi. Bu hattın toplam kapasitesi 16 milyar metreküp ve inşasına yakında başlanacak. Buradan gelecek gazın maliyetinin ne olacağı önemli. Ancak fiyatların mevcut sözleşmelerdeki seviyelerin biraz daha üzerinde olma ihtimali bile var. Bu yüzden Türkiye, TANAP gazının fiyat düşürmekten çok, arz güvenliğini sağlamada bir katkı sağlamasıyla yetinmek zorunda görünüyor.
Bir diğer imkân ise Kuzey Irak doğal gazı. Burada doğalgazın çıkarılma maliyeti başka ülkelere göre çok düşük. Ayrıca mesafe de kısa. Kaynak neredeyse sınırın hemen öbür tarafında. Hem çıkarma hem taşıma maliyetlerinin düşüklüğü nedeniyle Irak gazı, orta vadede Türkiye'nin maliyetlerini aşağı çekmede önemli rol oynayabilir. Merkezi Bağdat hükümetiyle Kuzey'deki Bölgesel Kürt Yönetimi arasında, petrol ve doğalgazın üretilip ihracı konusunda bir anlaşmaya hâlâ varılamasa da uzun vadede Irak gazı için en ekonomik çıkış yolu Türkiye. Dolayısıyla Türkiye'nin doğalgaz maliyetini aşağı çekmekte önemli rolü oynamaya aday.
Yeni hatlar ve depolama
Türkiye'nin mevcut alım-kullanım rakamlarıyla doğalgaz maliyetlerini düşürebilmesi için yapması gereken bir şey daha var. Diyelim ki özel sektör devreye sokulmak isteniyor. Ama gazın nasıl getirileceği gibi bir sorun var. Mevcut taşıma kapasiteleri zaten dolu. Ayrıca yurt içindeki iletim hatlarından çift yönlü gaz pompalanabilmesi de gerekiyor. Bu sayede, örneğin Doğu'daki gazın batıya doğru pompalanmasıyla, kısa süreli de olsa yaşanan arz kısıtlarının önüne geçilebilir. Türkiye özellikle evsel tüketimin arttığı kış aylarında zaman zaman doğalgaz sıkıntısı, hatta buna bağlı olarak elektrik kesintisi yaşayabiliyor. Çünkü mevcut boru hatlarının kapasitesinden daha yüksek bir talep oluşuyor. Bu açığı kapatmak için spot piyasadan gemilerle sıvılaştırılmış doğalgaz, LNG alınıyor. Ancak LNG fiyatları boru gazına göre daha yüksek. Dolayısıyla bu da dönemsel olarak gaz maliyetlerini artıran bir faktör. Bunu ortadan kaldırmanın yolu, talebin düşük olduğu dönemlerde gelen gazın depolayıp ihtiyacın arttığı dönemlerde devreye sokmak. Yani depolama tesisleri. Tuzgölü'nün altına kurulmakta olan depolama tesisi bu ihtiyacı kısmen karşılayacak. Ancak yenilerine de ihtiyaç var.
Tasarruf önlemleri
Doğalgaz faturasını aşağı çekmek için en etkili yollardan biri de tasarruf. İstanbul'daki doğalgaz dağıtım ve satış hizmetlerini yürüten İGDAŞ'ın açıklamasına göre, 10 yıl önce yaklaşık 1500 metreküp olan 100 metrekarelik bir dairenin yıllık doğalgaz tüketimi bugün 1000 metreküp. Tüketimdeki üçte bire yakın bu azalmanın bir kısmı konutta arz fazlalığı nedeniyle içinde oturulmayan ev sayısının artmasından ileri gelmiş bile olsa, en az yüzde 20-25'lik bir tasarruf demek. Mevcut yalıtımsız binaların da yalıtımlı hale getirilmesiyle bundan sonrası için toplamda en az yüzde 15'lik bir tasarruf potansiyeli daha var.
Trakya'da kuyu ağzında gaz avı
Global Yatırım Holding iştiraklerinden Naturelgaz, Türkiye'de doğalgaz üretimi alanında bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. Naturelgaz'ın hayata geçireceği projeyle, Trakya Bölgesi'ndeki kullanılamayan doğalgaz kuyularındaki gaz, kuyu başında sıkıştırılmış doğalgaza (CNG) dönüştürülecek. Test amaçlı başlanan projeyle günlük 15 bin metreküp doğalgazın Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi’nin (BOTAŞ) Edirne'deki geri basma istasyonu kullanılarak ana iletim hattına pompalanacak. Naturelgaz Operasyon ve Yatırımlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yavuz Ünal, Trakya’da önemli miktarda doğalgaz rezervi bulunduğunun kamuoyu tarafından bilindiğini belirterek "Bu bölgede aktif olarak kullanılmayan doğalgaz kuyularındaki gaz, kuyu başında özel separatörlerle BOTAŞ standardlarına uygun hale getiriliyor" dedi. Şu anda tek kuyudan günlük 15 bin metreküp doğalgazı BOTAŞ istasyonuna aktardıklarını açıklayan Ünal, "Bu da tek kuyudan yıllık yaklaşık 4.5 milyon metreküp yerli doğal gaz üreteceğimiz anlamına geliyor. Kullanılamayan başka kuyuları da hizmete açacağız. Yeni kuyuların açılmasıyla birlikte 100 milyon metreküp yerli doğalgazı Türkiye’nin kullanımına sunmayı hedefl iyoruz" diye konuştu.