Türkiye, dünyanın 11'inci en büyük enerji ithalatçısı

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu’nun raporuna göre, Trükiye dünya net enerji ithalatı liginde 11’inci sırada yer alıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KARA

İSTANBUL - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu’nun raporuna göre Türkiye enerjide dışa bağımlı ülkeler liginin üst sıralarında yer alıyor. Dünya net enerji ithalatı liginde 11’inci sırada. Bazı kaynaklarda az sayıda ülkeye bağımlı. Çözüm için ithal kaynaklara dayalı yatırımdan vazgeçilerek yerli ve yenilenebilir kaynaklara ağırlık verilmesi öneriliyor. Raporda yer alan verilere göre 2013’de birincil enerji tüketimi yüzde 0.6 geriledi, ithal kaynakların oranı 2012’de yüzde 71.5 iken, 2013’te yüzde 73.5’e yükseldi. 2013 yılında yerli kaynakların birincil enerji tüketimindeki payı yüzde 26,5 oldu.

Tükettiği enerjinin dörtte üçünü ithal eden Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın en yüksek olduğu birkaç ülke arasında yer alıyor. Dünya net enerji ithalatı liginde 11’inci sıradaki Türkiye, 2013 yılı net ithalat rakamlarına göre doğalgaz ithalatında dünya 5’incisi, petrol ithalatında dünya 13’üncüsü, kömür ithalatında dünya 8’incisi, petrol koku ithalatında dünya 4’üncüsü durumunda. 

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Enerji Komisyonu tarafından hazırlanan Türkiye Enerji Görünümü Raporu Ocak 2015, güncel veriler ışığında Türkiye’nin enerjideki son durumunun bir fotoğrafını çekiyor. Rakamsal verilerdeki değişikliklerle de sektörün yönüne işaret ediyor. MMO Enerji Komisyonu Başkanı Oğuz Türkyılmaz’ın başkanlığında bir ekip tarafından hazırlanan rapordaki ifadelere göre 2014, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığın devam ettiği bir yıl oldu. 

Türkiye’nin enerji maddeleri ithalatı 2013 yılında bir önceki yıla göre gerileyerek 60 milyar dolardan 55.9 milyar dolar seviyesine indi. Bu gerileme, geçtiğimiz yıl da devam etti ve enerji ham maddeleri ithalatı 54.9 milyar dolar oldu. Orta Vadeli Program, 2015-2017 dönemi için yıllık ortalama 60 milyar dolar ithalat bedeli öngörmesine rağmen son aylarda düşen petrol fiyatlarının etkisiyle, 2015 yılında bundan daha düşük tutarda bir ithalat bekleniyor. 

Dışa bağımlılıkta ilk sıralardayız 

Türkiye’nin ithalatında, petrol ve dolayısıyla doğalgazda yaşanan fiyat düşüşlerine rağmen uzun vadede kalıcı bir gerileme ihtimali düşük görünüyor. TMMOB Maden Mühendisleri Odası’ndan Dr. Nejat Tamzok’un derlediği verilere göre, tükettiği enerjinin dörtte üçünü ithal eden Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın en yüksek olduğu birkaç ülke arasında yer alıyor. Dünya net enerji ithalatı liginde 11’inci sırada bulunan Türkiye, 2013 yılı net ithalat rakamlarına göre doğalgaz ithalatında dünya 5’incisi, petrol ithalatında dünya 13’üncüsü, kömür ithalatında dünya 8’incisi, petrol koku ithalatında dünya 4’üncüsü durumunda. 

Tedarikçi bağımlılığı yüksek 

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının olumsuz etkilerini katlayacak bir başka faktöre daha dikkat çekiliyor. Bu tespitin gerekçesi ise şu: Türkiye birincil enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 64’ünü toplam 10 ülkeden, yüzde 43’ünü sadece 3 ülkeden ve yüzde 27’sini ise tek bir ülkeden tedarik ediyor. 

Enerji arz güvenliği açısından ciddi bir sorun teşkil eden bu tablonun her yıl biraz daha kötüleştiğine dikkat çekildi. Rapor’da yer verilen ifadelere göre, yerli kaynak üretiminde ciddi bir atılım yapılamadığı takdirde, söz konusu bağımlılığın önümüzdeki dönemlerde hızla yüzde 80’lerin üzerine çıkması son derece muhtemel. (http://enerjigunlugu.net/ petrol-dustu-diye-buyur-muyuz_ 11892.html) 

Yerli kömür geriliyor 

Türkiye 2013’te 57.5 milyon ton düzeyinde linyit üretimi yaptı. Bu rakam 2000 yılı üretimine göre yüzde 5.5 bir gerilemeye karşılık geliyor. Dönem içerisinde linyit rezervlerinin yaklaşık 2 kat artırıldığı göz önüne alındığında, linyit üretimindeki bu gerileme son derece dikkat çekici. Kömür üretimindeki gerilemeye karşılık tüketim 2013’te, 2000 yılına göre yüzde 38 arttı. Aradaki fark ise ithalat ile karşılandı. Bu durumda 2000 yılında yerli üretimin kömür tüketimini karşılama oranı yüzde 56 düzeyindeyken 2013’te bu oran yüzde 48’e kadar geriledi. 

Elektrik ithal kaynaklardan 

Elektrik üretiminde doğalgazın payı 2013’te yüzde 43.8 iken geçen yıl yüzde 48.7’ye ulaştı. Hidrolik enerjinin payı, yaşanan ciddi kuraklık şartlarında yüzde 35.11 azalmayla yüzde 24.8’den yüzde 16.1’e geriledi. İthal kömürün elektrikteki payı ise yüzde 12.2’den yüzde 14.6’ya yükselmiş durumda. Doğal gaz, ithal kömür ve sıvı yakıtlardan oluşan ithal kaynakların elektrik üretimindeki toplam payı ise 65.1 oldu. 

qrwhetdnhg.png

Üretim yatırımları nereye? 

MMO Enerji Komisyonu Üyesi Can Özgiresun’un EPDK verileri üzerinde yaptığı incelemeye göre, yatırım gerçekleşme oranı yüzde 35’in üzerindeki santral yatırımlarının toplam içindeki payı yalnızca yüzde 18.73 seviyesinde. Gerçekleşme oranı yüzde 10’un altındaki tesislerin payı ise yüzde 43.41 düzeyinde. Bilgi vermeyenlerle birlikte, lisans alan enerji santral yatırımlarının, üçte ikisine yakın kısmı (yüzde 62.97), henüz yatırıma başlamamış durumda. Bu oranlar, yatırımlarda istenilen hıza ulaşmanın zor olduğunu gösteriyor. Bu arada, EPDK’nın önüne gelmiş başvuru aşamasında 691 proje var. Bunların toplam kurulu gücü de yaklaşık 50 bin MW görünüyor. 

Yerli kaynaklar ne durumda? 

Elektrik üretimi amacıyla kullanılabilecek güneş enerjisi potansiyelinin henüz binde 1-2’sinin değerlendirilebildiğine işaret edilen raporda “Oysa Türkiye’nin güneşe dayalı yıllık 400 milyar kWh elektrik üretim kapasitesi, 2014’te tükettiğimiz elektriğin bir buçuk katından daha fazla” denildi. Rapora göre, jeotermal potansiyelin henüz beşte biri kullanılırken, biyoyakıt potansiyel ise neredeyse tümüyle atıl vaziyette. 

Dere yok etmeden HES mümkün 

Raporda, Doğu Karadeniz başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yerel halkın karşı çıktığı HES’ler “Küçük dereleri borulara hapsederek doğaya, halka ve yaşama kastetme anlamına gelen yanlış projeler” olarak nitelendirildi. Bu tip projeler bir kenara koyulduğunda Türkiye’nin hidrolik potansiyelinin henüz yüzde 60’ının değerlendirildiği de not edildi. Proje ve yatırım sürecindeki HES projeleri devreye girdiğinde, akıllı bir su yönetimiyle, yılda 100 milyar kWh’den fazla elektrik üretmek mümkün.

‘Güneş bize çok uzak’ 

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Üyesi Şenol Tunç’un Türkiye’nin birçok yöresinde yaptığı fiziki inceleme ve ölçüm çalışmalarına göre, yaklaşık 11 bin kilometrekare alana tesis edilecek GES’ler ile 363 TWH elektrik üretmek, çatı uygulamalarıyla bu rakamı 400 TWH’a çıkarmak mümkün. Tunç, böyle büyük kapasitede potansiyel değerlendirmeyi beklerken, 2015’te izin verilecek GES projelerinin toplamının 600 MW, yeni başvurular için verilen tarihin ise 2015 baharı olduğunu hatırlatarak “2019 hedefi ise 3 bin MW ile sınırlı tutulmuştur. Bu tablo, iktidarın güneş enerjisine ne denli uzak olduğunu ortaya koymaktadır” dedi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir