Samlı Solar, 2025’te 15O MW GES planlıyor
Gaziantep’te 2013’den bu yana faaliyet gösteren Samlı Solar’ın 2025 hedefi, güneş enerjisi santralinde 150 MW’a ulaşmak. Şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Samlı, yakın bir zamanda karbon ayak izi ölçüm hizmeti vermek için çalışmalara başladıklarını söyledi.
Güneş DOĞDU SOYLU
Samlı Solar Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Samlı, Avrupa Birliği (AB) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) enerji sektörüne canlılık getirdiğini, işletmelerin karbon ayak izi ölçümünü de gerçekleştirmek için çalışma yürüttüklerini belirtti.
2024 yılındaki ekonomik ve enerji sektörüne özel teknik durağanlıktan dolayı hedeflerin revize edildiğini, 2025’te beklenenden çok daha hızlı büyüme düşündüklerini söyleyen Samlı, “Bu yılın başında 100 MW’a yakın iş takibimiz vardı. Bu projeler ekonomik göstergelere paralel olarak ilerleme kaydetmedi. 2025 yılı ile birlikte hem yeni kapasitelerin açılacak olması hem de bekleyen birçok projenin yapılacak olmasından kaynaklı 2025 yılı hedefimizi 150 MW’a çıkardık” dedi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) geçen yıl 20 GW güce yakın depolama destekli güneş enerjisi lisansı dağıttığını anımsatan Samlı, hedef yükseltmelerinde depolamalı santrallerin varlığının ve sisteme entegrasyonunun da çok büyük önem taşıdığını aktardı. Samlı, “Küresel çapta ekonomide yaşanan daralma, ülkemizin içinde bulunduğu kemer sıkma ve enflasyonla mücadele serüveni güneş enerjisi sektöründe birçok projenin rafa kalkmasına sebep oldu. İSO İlk 500’de bulunan firmaların yeşil mutabakat kapsamındaki hacimli projeleri bile yurt dışı kaynaklara ihtiyaç duyar hale geldi. 2016 ve 2018’de de yaşadığımız bu durgunluğa firma olarak temkinli yaklaşıyoruz. Bütün projeler 2025 yılının ilk çeyreğinden itibaren devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“TEİAŞ kapasitelerinde büyük problem var”
Güneş enerjisi projelerindeki gerilemenin sadece ekonomik anlamdaki daralmadan değil, teknik kapasite daralmasından da kaynaklandığını ifade eden Samlı, TEİAŞ kapasitelerinin mevcut durumunun sıkıntılı olduğuna değindi. Samlı, şunları kaydetti: “Bir iznin, yani çağrı mektubunun çıkması için bazı teknik kriterlerin yeterliliğine bakılıyor. Bunlardan biri de TEİAŞ kapasiteleri. Söz konusu yatırımın şebeke bağlantısının yapıldığı alandaki indirme merkezine ayrılan yenilenebilir enerji kapasiteleri burada önem taşıyor.
2024 yılı başından bu yana ülkemizde bu kapasiteler dolmuş durumda. Öz tüketim yapan, ihtiyacı olan işletmeler maddi kaynak yaratabilseler bile söz konusu kapasite yokluğundan dolayı projelerini hayata geçiremiyor. Öte yandan, BAE ve Suudi Aramco şirketlerinin yatırım yapması için tahsis edilmeye çalışılan kapasitelerden bahsediliyor. Bu da motivasyonu bozan bir durum. Bakanlığımızın en kısa sürede teknik hesaplamaları yapıp yeni kapasiteleri yayınlamasını bekliyoruz.”
“GES kurulu gücü, GENSED’in teklifi ile ivmelenir”
Mevcut teknik altyapı sorunun aşılması için GENSED’in teklifine atıfta bulunan Samlı, şöyle devam etti: “Ülkemizde özellikle bölgemizde çatıların tamamına GES kurulumu yapsa dahi tüketiminin en fazla yüzde 20 veya 30’unu karşılayacak onlarca firma var. Yani şebekeye ters yönde enerji iletmesine olanak yok bu firmaların. TEİAŞ’a ters yönde enerji gitmeyeceği için kapasite problemini bertaraf etmiş oluyorlar. GENSED’den geçtiğimiz aylarda çok güzel ve çözüm olabilecek bir öneri gelmişti; mevzuata 5.1.j maddesi eklenmesi. Bu madde, işletmelerden ters yönde enerji göndermeyeceğine dair söz alarak, buna göre çağrı mektubu vermeyi ön görüyor. Ters yönde şebekeye elektrik iletilmesinin önüne de scada kontrolleri ile geçilebileceği ifade ediliyor. İnanın bu öneri hayata geçse ki teknik olarak mümkün, ülkemizin GES kurulu güç artışı ivmelenir. Bu öneriyi destekliyoruz. Bir an önce EPDK yetkililerinin olumlu yönde bir mevzuat hazırlamasını bekliyoruz.”
Elektrik fiyatlarına bu yılın başında gelen zamla birlikte güneş enerjisine olan ihtiyacın daha da arttığına değinen Kamil Samlı, hükümetin çok uzun süre sübvanse ettiği enerji fiyatlarının 4 TL’ye dayandığını, sanayicinin ve tüccarın enerji maliyelerini düşürmek için daha fazla çaba sarf edeceğini aktardı.
“Süresi dolan santraller verimli hale getirilmeli”
Samlı, 2013 yılındaki mevzuata göre kurulan ve devletin 10 yıllık enerji alım garantisi ile hayata geçirilen santraller için lisanssız girişimcinin desteklenmesi gerektiğini aktardı. 2023 sonu itibarıyla ülkemizde 10 yıllık alım süresi sona eren santrallerin ortaya çıktığını anımsatan Samlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu santrallerin işletmecilerine yıllarca kilovatsaati 0,13 dolardan enerji sattıkları için öteki gözüyle bakılıyor. Hâlbuki bütün mevzuatı aynı bürokratlar hazırladı. İnsanlar da çok büyük krediler çekerek bu yatırımları tamamlamaya çalıştı. Her şeyden önce şunu bilmek şart, bu tesisler ülkemize lazım. Bu tesisler, 250-280 vatlık 8-10 yıl öncesinin panelleriyle kuruldu, yenilenmeleri yani yeni yatırım almaları gerekiyor. Bu yeni yatırımların gerçekleştirilip tesislerin verimli halde çalışması için yatırımcının kaynak yaratabilmesi gerekiyor. Üzerimizdeki en büyük hörgüç, dağıtım bedeli. Bugün itibarıyla 3,50 liraya satılan enerji için kilovatsaati 1,17 lira dağıtım bedeli ödeniyor. Gelen paranın neredeyse yüzde 40’ı yeniden dağıtım şirketine ödeniyor.” Samlı, çözüm kapsamında ise tüketim tarifesi bedeli üzerinden enerji satın alınmasını, talep eden tesis sahipleri olursa da lisans almalarına hak tanınmasını önerdi.
“SKDM sektöre farklı bir hareket getirdi”
AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın sektöre farklı bir hareket getirdiğini dile getiren Kamil Samlı, şu an için sadece 5 sektörde bu uygulamanın hayata geçirileceğini anımsattı. Samlı, “Türkiye’nin rekabetçi olduğu gıda, tarım, tekstil ve otomotiv yedek parça sektörlerinde sonraki senelerde uygulanacak yeşil mutabakat şartlarına uyum kapsamında, içinde bulunduğumuz zamandan daha uygun bir dönem olmayacak. Projelerin geliştirilip kurulumların tamamlanması için yeterli süre var gibi görünüyor” dedi. Samlı, yakın bir zamanda karbon ayak izi ölçüm hizmeti de vermek için çalışmaları olduğunu dile getirerek, Türkiye’nin bu sürece tam olarak adapte olmasının şart olduğunu bildirdi.