Rüzgar yeni yılda hızlı esecek!

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, yeni düzenlemelerle rüzgâr enerjisi yatırımlarının önünün açıldığını söyledi. Ancak Ataseven, hâlâ istenilen hıza ulaşılamadığından yakındı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KARA 

Yeni Elektrik Piyasası Kanunu ve ona bağlı ikincil mevzuat çalışmalarıyla rüzgâr yatırımlarının hızlanması bekleniyor. Yine de 2023 yılında 20 bin MW'lik rüzgar kurulu gücü hedefine ulaşılabilmesi için orman ve inşaat izin süreçlerinin kısaltılması isteniyor. Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, konuyla ilgili sorularımızı cevapladı.

Rüzgâr enerjisi alanında 2013 nasıl bir yıl oldu?

2013 yılında rüzgâr enerjisi sektöründe pek çok ilki yaşadık. Bir kere en fazla inşa halinde rüzgâr santrali kurulu gücü rakamına 1000 MW ile 2013 yılında ulaştık. Elektrik Piyasası Kanunu yeni ihtiyaçlara göre revize edildi. Buna bağlı olarak Kasım ayının ilk günlerinde Lisans Yönetmeliği geldi. Bundan böyle her yıl bir hafta boyunca rüzgâr santrali lisans başvuruları alınacak. Bu adım, ülkemizde rüzgâr santrali yatırımlarının sürdürülebilir bir geleceği olduğunu net şekilde ortaya koydu.

Peki sıkıntılar yok mu?

Yaşanan olumlu gelişmelerin yanı sıra bu yıl içinde orman izinleriyle ilgili yaşanan sıkıntılar, yatırımcılara zor günler yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. Yılın 8 ayını orman izinlerinin aşılması için harcadık ama sonuç alamadık. Kapasite artışlarıyla beraber yaklaşık 1200 MW santral projesi, izin engelini aşamadığı için bekletiliyor. Bir kısım projeler de inşaat izin süreçlerine takılmış durumda. Şu anda sektörün önündeki en büyük sıkıntılar bunlar. En kısa zamanda ormanla ilgili konunun çözüme kavuşturulmasını ve inşaat izinlerinin üç ay içinde sonlandırılabiliyor olmasını diliyoruz.

İleriye yönelik bağlanma kapasiteleri rüzgâr yatırımları için ne anlama geliyor?

Geçtiğimiz günlerde Türkiye genelindeki yeni rüzgâr kapasiteleri açıklandı. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin (TEİAŞ) 3000 MW’lik yeni bir kapasite açıklaması, sektörün yüzünü güldürdü. Çünkü 2007 yılından bu yana herhangi bir yeni bağlanma kapasitesi arttırımında bulunulmamıştı. Bu arttırımla birlikte, yeni proje sahalarının geliştirilmesinin önü açıldı. Bu sayede piyasadaki lisans darlığının önüne geçilmiş oldu. Bundan sonraki süreçte de her yıl yeni başvuruların alınacak olması, rüzgâr yatırımlarının önünün geçmişe göre daha çok açıldığının göstergesi aslında. İşletmedeki rüzgâr santralleri de TEİAŞ’tan ek kapasite alıp, kurulu güçlerini büyütebiliyorlar. Bunlar da sevindirici gelişmeler.

Yeni bağlanma kapasiteleri ile kapasite artırımlarını da dikkate alarak, 2014 yılında neler bekliyorsunuz?

Bütün bu gelişmelerin ışığı altında 2014 yılı ve sonrasında rüzgârın daha hızlı eseceğini söylemek mümkün. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinin, yeni müracaatlara hazırlık için ölçümlerle geçeceğini öngörüyoruz. Lisans sahibi olanlar izin süreçlerini tamamlamaya çalışacaklar. Bir taraftan inşa halindeki santraller işletmeye alınacak. Eğer izin süreçleri aşılırsa 750-800 MW civarında santralin hayata geçmesini bekliyoruz. 2014 sonlarında 3.800 MW’ı görebiliriz. Bu rakama, işletmedeki santrallerin kapasite arttırımları da dahil.  

Bu yatırımların geri dönüş süreleri nasıl?

Avrupa’daki rüzgâr yatırımlarında karasal pazar doygunluğa ulaştığı için gerileme başladı. Avrupa’daki santrallerin geri dönüşleri 15-20 yılı bulurken, ülkemizdeki geri dönüş süreleri 10-12 yıl. Çünkü bizim rüzgâr potansiyelimiz Avrupa’ya göre daha verimli. Yatırımları daha cazip hale getirmek için bundan daha uygun bir dönem bulamayız. 2023 yılında 20 bin MW’lik kurulu güç hedefine ulaşabilmek için sadece en verimli yerlere değil, orta ve düşük düzeyde verimli yerlere de rüzgâr santrali yatırımı yapılmasını cazip kılmamız lazım. O zaman bugünkü 7.3 dolar/cent’lik yenilenebilir enerji desteğinin, bu tip bölgelerde biraz daha yüksek tutulması gerekiyor. Yani bölgesel fiyat uygulamaları yapılabilir. Orta ve düşük verimlilikteki yerler için daha yüksek bir fiyat düşünülebilir. Bunun dışında şu an yatırımcıların önündeki en büyük engel inşaat ve orman izinleri. İzin süreçlerini kısaltabilir ve orman izinleri ile ilgili yaşanan sıkıntıları çözüme kavuşturabilirsek; verilen kapasite artışları ve yeni başvurularla birlikte önümüzdeki yıllarda rüzgârda büyük hız kazanılır.

Rüzgâr santrali yatırımlarının avantajı nedir?

Rüzgâr yatırımlarında, enerjinin kaynağına para ödemediğimiz için bir artımız var. Paramız cebimizde kalıyor. Ekipmanları şimdilik ülkemizde üretemiyoruz. İşte tesis kurulumları sırasındaki yerli katkı oranı bu açıdan çok önemli. Verilen yerli katkı teşvikiyle rüzgâr sanayisi de gelişecek, istihdam yaratılacak. Ekipman için de yurtdışına para ödemek zorunda kalmayacağız. Yani neredeyse tam bağımsız bir enerji kaynağımız olacak ve çifte kazanç sağlamış olacağız.

Rüzgâr santrallerinde yerli katkı teşviki, yatırımları cazip kılmak için yeterli mi?

Yerli teşvik yönetmeliği vardı ama uygulanamıyordu. Geçmişte komponentlerin yüzde 100 olması koşuluyla teşvik ödeniyordu. Bu durum yüzde 55 alt sınırı getirilerek revize edildi.Sertifika sorunu vardı. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü geçtiğimiz aylarda yönetmelikte değişiklik yaptı ve yerli katkıyı uygulanabilir hale getirdi. Bu arada yerli katkı teşviki 2015 yılının sonuna kadar işletmeye alınan santraller için geçerli olduğundan, yabancı ve yerli yatırımcılar, tesis yatırımına giremiyordu. Süre 2020’ye uzatılınca bu yatırımcılar da tesislerini kurabilecekler. Sanayiye büyük bir yatırım olacağını düşünüyoruz. Faaliyetteki tesisler de yerli koşulunu yerine getirdiğinde bu teşvikten yararlanacak. TÜREB olarak sektörün önünde engel olan konuları sektör toplantıları, kongreler yaparak masaya yatırıyor, kamu ile köprü oluşturmaya çalışıyoruz. Kademe kademe sorunlar çözülüyor. Sektör geliştikçe, neye ihtiyaç duyduğumuz ortaya çıkıyor ve çözüm üretiliyor.

Rüzgârın gücü elektrik fiyatlarını aşağı çeker

2013 sonu itibariyle 2.940 MW civarında işletmede olan rüzgâr santralimiz var. Orman ve inşaat izinlerinde sıkıntılar yaşamasaydık bu rakamı 3.200-3.300 MW civarında görebilirdik. Üretim miktarı, piyasadaki elektrik fiyatlarını dönemsel olarak etkiliyor. Kimi zaman fiyatları aşağıya çekiyor. Rüzgâr santralleri arttıkça, yoğunlaştıkça tüketiciye yansıyacak elektrik fiyatlarında da azalma olacak. Bu nedenle yatırımların artması ve rüzgârdan üretilen elektriğin yaygınlaşması için çaba harcıyoruz. 

Bu konularda ilginizi çekebilir