“Pompaj depolamalı HES yatırımlarının önü açılmalı”
Türkiye, hidroelektrik kurulu gücünde dünyada 9, Avrupa’da ise 2’nci sırada. Hidroelektrik Santralleri Sanayi İş İnsanları Derneği Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, HES’lerin pompaj depolamalı hidroelektrik santrali (PHES) ile çeşitlendirilerek büyük depolama kapasitesi sunmasının sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu söyledi.
Türkiye’nin kamu ve özel sektör tarafından işletilen 146 barajlı ve 616 akarsu santrali olmak üzere 762 hidroelektrik santralinin (HES) kurulu gücü 32 bin megavata ulaştı. Ülkemiz, hidroelektrik kurulu gücünde dünyada 9, Avrupa’da ise 2’nci sırada.
Hidroelektrik Santralleri Sanayi İş İnsanları Derneği Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, HES’lerin pompaj depolamalı hidroelektrik santrali (PHES) ile çeşitlendirilerek büyük depolama kapasitesi sunmasının sürdürülebilirlik açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Doğal kaynaklardan enerji üreten hidroelektrik santralleri ve barajların; inşaat dönemleri zahmetli olsa da 50 yıl ve üzeri kesintisiz enerji üreterek düşük işletme ve bakım maliyetleriyle ekonomiye katkı sağladıklarını bildiren Güven, günümüzde depolamalı santral denildiğinde ilk olarak çok büyük kapasiteli bataryaların akla geldiğini, hidroelektrik santrallerinin ise su depolama özellikleri ile atıkları söz konusu olmayan en çevreci depolama tesisleri olduğunu vurguladı.
Barajların su temini, sulama imkânı, taşkın kontrolü, balıkçılık ve rekreasyonel aktiviteler gibi ek faydalar da sağladığını ifade eden Güven, Türkiye’de teknik-ekonomik hidroelektrik potansiyelin önemli bir kısmının yatırıma dönüştürüldüğünü, mevcut kullanım seviyesi oldukça yüksek oranlarda olmasına rağmen tüm potansiyelin kullanılabilmesi için daha fazla yatırım ve geliştirme gerektiğini açıkladı.
“Havzalarımızda su yönetimi stratejileri geliştirilmeli”
Güven, “Türkiye’nin hidroelektrik potansiyelinin korunması ve sürdürülebilir enerji üretimi için hidroelektrik enerji santrallerimizi destekleyecek teşvik, destek ve istisnalara ihtiyacımız var.
Bununla birlikte güneş ve rüzgar gibi alternatif hibrit şekilde çalışacak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ve havzalarımızda su yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi önem arz etmektedir. İklim değişikliği ve su kaynaklarının azalması karşısında enerji üretiminde esnekliği ve çeşitliliği artırmak, uzun vadede enerji güvenliği açısından kritik bir rol oynayacaktır” diye konuştu. Hidroelektrikte Türk şirketlerinin uzun yıllara dayanan tecrübe ve müteahhitlik yetkinlikleri ile Avrupa’da ve Türk cumhuriyetlerinde çok öne çıktığına dikkat çeken Güven, 1954’ten beri ülkemizde hidroelektrik barajları ve santralleri yatırımları yapıldığını anımsattı.
Elvan Tuğsuz Güven şunları söyledi: “Günümüzde bir barajın veya santralin en büyük kısmını teşkil eden yüzde 75’lik kısmında tüm müteahhitlik ve inşaat işleri yerli firmalar tarafından en yüksek kalite ve standartlara uygun olarak inşa ediliyor. Yüzde 25’lik yatırımda ise cebri borular, baraj kapakları gibi çelik yapıların tamamı ve türbin grubunun hidromekanik ve elektromekanik aksamın yüzde 80’i yerli ve milli imalat firmaları tarafından Avrupalı firmalar adına Türkiye’de üretiliyor. Destek sektörlerle beraber yaklaşık istihdam sayısı 30 bini buluyor.”
Hibrit santrallerin, HES’lerin ana kaynak kapasitesini ve altyapısını optimize ederek yatırım maliyetlerini düşürdüğünü kaydeden Güven, hibrit bölüm işletmede olduğunda, ana kaynak olan suyun daha fazla depolanabileceğini, kurak dönemlerde güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan faydalanarak, HES’lerin enerji üretim kapasitesini ve verimini artırabileceğini bildirdi.
Havza bazında yapılacak etütlerle teknik- ekonomik kapasitenin belirlenmesi gerektiğini dile getiren Elvan Tuğsuz Güven, sadece Atatürk Barajı’nın göl alanının yaklaşık 817 kilometrekare olduğunu ve yüzde 50’sinin GES amaçlı kullanılmasının uygun olması durumunda 27 bin megavat kurulu güce karşılık geldiğini anımsattı. Güven, “Bu değer Atatürk barajının 10 katı kurulu güç demektir. Ayrıca baraj göllerine ciddi miktarda GES kurulabileceğini düşünebiliriz. Son yönetmelik değişikliğiyle yüzer GES’ler için büyük kolaylıklar ve muafiyetler getirilmiştir. Bu alanda yatırımların artmasını bekliyoruz” diye konuştu.
“Yıl sonuna kadar 1.000 MW’lık güç devreye girebilir”
HES ve baraj sahalarında arazi ve yüzer GES uygulamalarının çok hızlı hayata geçme şansı bulunduğuna dikkat çeken Elvan Tuğsuz Güven, sistem bağlantısının ve bağlantı alt yapısının halihazırda mevcut olmasının sadece arazi düzenleme ve panel montajını yaparak hızlıca işletmeye alınma fırsatını verdiğine değindi. Bu hibrit uygulamaların yaygınlaştırılması için ana kaynağın kapasitesi olmasına rağmen bağlantı kapasitesi gerektirdiğini vurgulayan Güven, bu sağlandığında yıl sonuna kadar 1.000 megavatlık hibrit GES yatırımının HES sahalarında devreye girme imkanının mevcut olduğunu belirtti.
HES’lerin ilerde PHES’ler ile çeşitlendirilerek büyük depolama kapasitesi sunmasının sürdürülebilirlik açısından çok önemli olduğunu aktaran Güven, 8 saatlik depolama kapasitesi bulunan bir PHES’in aynı kurulu güçte 8 adet batarya depolama sistemine eş eşdeğerde fayda sağlayacağını, bu açıdan kapasite başına PHES maliyetlerinin çok daha düşük olduğunu, bunun için de su kaynakları ve doğal olarak HES’ler için pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Pompaj depolamalı HES nedir?
Elektrik enerjisi talebinin ve elektrik fiyatının düşük, elektriğin fazla olduğu saatlerde suyun yüksekteki bir rezervuara pompalanarak depolanması ve ihtiyacın yüksek, enerjinin pahalı olduğu pik saatlerde enerji üreterek alt rezervuara aktarılması yöntemidir.