Akenerji, kurulu kapasitedeki yenilebilir payını artırmak istiyor

Akenerji’nin karbon salımı düşük kaynaklardan biri olan doğal gazın yanı sıra hidroelektrik, rüzgâr, güneş ve biokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten toplam 11 santrali bulunuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Şirket, 1.236 MW’lık kurulu gücüyle Türkiye'nin elektrik talebinin yaklaşık yüzde 2'sini karşılayabiliyor. Türkiye’nin en büyük doğal gaz santrali yatırımlarından biri olan Erzin Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’nin, 904 MW kapasitesiyle en önemli üretim tesislerinden biri olduğunu söyleyen Akenerji Genel Müdürü Serhan Gençer, 2005 yılından bu yana kademeli olarak devreye aldıkları RES ve HES ile toplamda 320 MW’lık yenilenebilir enerji kapasitesini faaliyete geçirerek kaynak çeşitliliği sağladıklarını dile getirdi.

Ayrıca hibrit tesisler ile ilgili yayınlanan mevzuat çerçevesinde mevcut santral alanlarında gerçekleştirebilecekleri GES projelerinin fizibilite çalışmalarına odaklandıklarını belirten Gençer, uygun olan sahalarda yardımcı kapasite sağlayacak GES kurulumları yaptıklarını, yenilenebilir enerjinin kurulu kapasiteleri içindeki payını artırmayı hedeflediklerini kaydetti.

“Geçen yıla kıyasla 4,2 milyar KWh elektrik ürettik”

 2023 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 7.6’lık artışla yaklaşık 4.2 milyar KWh elektrik ürettiklerinden söz eden Serhan Gençer, 2024 yılında temel hedeflerinin santralleri verimli bir şekilde işletmeye ve Türkiye’nin elektrik ihtiyacını sürdürülebilir bir şekilde karşılamaya devam etmek olacağını kaydetti. Gençer, beklentilerinin 2024 yılının ikinci yarısından itibaren, Türkiye’nin ekonomik büyüme hızının artmasıyla beraber elektrik talebinin de canlanması yönünde olduğunu belirtti. Gençer, yatırım stratejilerini enerjinin karbondan arındırılmasına yönelik talepleri göz önünde bulundurarak şekillendirdiklerini dile getirdi.

“Aken Europe ile Avrupa’daki gelirimizi daha da yükseltmeyi hedefliyoruz”

 Enerji yatırımlarından da söz eden Serkan Gençer, yapım yönetimi ve işletme bakım hizmetlerini üstlendikleri Konya Biyokütle Enerji Santrali’ni 2023 yılında tamamlayarak işletmeye aldıklarını aktardı. Hibrit tesisler ile ilgili yayınlanan mevzuat çerçevesinde, Konya Biyokütle Santrali için aldığımız 8.1 MW GES yardımcı kaynak kapasitesinin montajını tamamladıklarını söyleyen Gençer, kabul işlemlerinin devam ettiğini, bu yıl içinde bu hibrit tesisi de devreye almayı planladıklarını ifade etti.

Uygun olan sahalar için yatırımlara devam edeceklerini belirten Gençer, Akiş Gayrimenkul ile Akasya ve Akbatı AVM’lerin çatı alanlarında kurulmak üzere 2022 yılında imzalamış oldukları GES anlaşması kapsamında GES santrallerinin kurulumunu da gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu tesislerin enerji yönetimini Esco modeli çerçevesinde yürüteceklerine dikkat çeken Gençer, “Böylece paydaşlarımızın enerji maliyetlerinin ve karbon ayak izlerinin azaltılmasına katkı sağlayacağız” dedi. Bir diğer yatırımlarının ise Hollanda merkezli Aken Europe B.V. isimli şirket olacağını söyleyen Gençer, “Aken Europe sayesinde Avrupa elektrik ticareti pazarındaki rekabet gücümüzü artırarak ticaret gelirimizi daha da yükseltmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Proje geliştirme ve yatırım hazırlık çalışmalarının devam ettiği Kemah HES projesinin öncelikleri arasında yer aldığından söz eden Gençer, “Erzincan’da yer alan ve Türkiye’nin pompaj depolama kabiliyetine sahip en önemli ve en büyük barajlı HES’lerinden biri olan bu proje tamamlandığında, 198 MW’lık kurulu gücüyle yılda ortalama 560 GWh elektrik üreterek Türkiye’nin yenilenebilir kaynaklardan enerji üretim kapasitesine önemli bir katkı sağlayacak” şeklinde konuştu.

“Üretimi anında yükseltip azaltabilen santraller sistem için önemini artıracak”

Batarya teknolojisi geliştiğini ancak depolama sistemlerinin henüz istenen finansal verimliliğe ve ömre sahip olmadığına değinen Serkan Gençer, son 20 yıla bakıldığında yenilenebilir enerji politikalarını uygulayan AB ülkelerinde dahi termik santrallerin üretim içindeki payının sınırlı şekilde azaldığına dikkat çekti. Bulutlu, rüzgârsız ve kurak dönemler yaşandığında bataryaların kapasitesinin ve teknolojisinin bu dalgalanmaları ve arz eksiklerini güvenilir bir şekilde karşılayabilecek düzeyde olmadığını belirten Gençer, bu nedenle üretimi anında yükseltip azaltabilen santrallerin sistem için öneminin artarak devam edeceğini kaydetti. Gençer, bu yeterliliği sağlayan santrallerin, kömür santrallerine göre yarı yarıya daha az emisyon salınımına sahip verimli “kombine çevrim doğal gaz santralleri” ve “barajlı hidroelektrik santralleri” olacağını ifade etti.