100 bin emlakçıdan 90 bini kaçak
İstanbul'da sayıları 100 bini bulan kaçak emlakçılar, devleti her yıl yüz milyonlarca lira zarara uğratıyor
İstanbul'da emlakçılık yapan 100 bin kişiden 90 bini kaçak durumda. Kaçak emlakçılar, devleti her yıl yüz milyonlarca lira zarara uğratırken tüketicileri de mağdur ediyor.
İstanbul Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Esnaf Odası Başkanı Nizameddin Aşa, İstanbul'da yaşanan "kaçak emlakçı" sorununa ilişkin sorunları yanıtladı.
Şehrin her ilçesinde, mahallesinde hatta sokağında ayakçıların, aracıların, kaçak emlakçıların mantar gibi türediğini belirten Aşa, bunlarla mücadele etmeye güçlerinin yetmediğini söyledi.
Aşa, site yöneticilerinin, apartman görevlilerinin, kapıcıların, kısaca fırsatçılık yapmak isteyen herkesin bu işe yöneldiğini kaydederek, bu kişi veya kişilerden vatandaşların mağdur olduğunu aktardı.
Başkan Aşa, İstanbul Ticaret Odası ile İstanbul Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Esnaf Odası'na kayıtlı emlakçı sayısının 10 bin olduğunu ifade ederek, "Odalara kayıtlı 10 bin emlakçının dışında 4-5 bin kişinin de vergi levhası bulunuyor. Ancak 100 binin üzerinde emlakçı var. Yani 100 bin emlakçıdan 90 bini kaçak" dedi.
"İstanbul öyle bir hal aldı ki her köşe başı emlakçı olmuş, dükkan açmadan bu işi yapan çok daha fazla insan var" diyen Aşa, bu 90 bin kaçak emlakçının hepsinin dükkan açmadığını, ayakçılık ve benzeri yolla işini yürüttüğünü bildirdi.
İstanbul'da kaçak emlakçılara karşı zaman zaman denetim yaptıklarını anlatan Aşa, "Biz adamı yakalayıp yolluyoruz ilgili makamlara ama istenilen sonuç çıkmıyor. Bizim kapatma, ceza verme veya disiplin gibi ceza verme yetkimiz de yok zaten. Bunun yetkisi şu anda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nda, Maliye Bakanlığı'nda, belediyelerde yani esnaf sicili tutan kurumlarda" diye konuştu.
İlk etapta ceza 19 bin lira
Nizameddin Aşa, yaptıkları denetimlerde emlakçıları, vergi kaydı yoksa vergi dairelerine, sicil kaydı yoksa ilgili müdürlüğe, ruhsatı yoksa belediyeye, standart dışı çalışıyorsa Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na havale ettiklerini kaydederek, ceza ve men yetkilerinin olmamasının kaçak emlakçıların rahatça çalışmalarına neden olduğunu vurguladı.
Kaçak çalışan emlakçının tespit edilmesi halinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca ceza yazıldığını dile getiren Aşa, tebliğe göre ceza miktarının ilk etapta 19 bin lira olduğunu söyledi.
"Her işlem vergilense şu andakinin 50 katı vergi alınır"
Başkan Aşa, kaçak emlakçıların devlet bütçesine yapılacak ciddi bir katkıyı da engellediğinin altını çizdi.
Aşa, "Eğer ki devlet, 'Emlakçı veya lisansı olmayan kişi bu işi yapamaz, mutlaka lisanslı emlakçılar bu işi yapacak. Yapılan her işlem ilgili vergi dairesine gidecek' derse şu anda aldığı verginin 50 katını alır" ifadelerini kullandı.
Şu anda rakam olarak bu miktarın belirlenemeyeceğini ifade eden Aşa, yasa dışı çalışan emlakçıların kapatılmasının veya yasal hale getirilmesinin vergi kaçakçılığının da önüne geçeceğini söyledi.
"Devletin eksik beyandan yüzde 400 kaybı var"
Aşa, şu anda kira beyanında devletin büyük kaybı olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Maliye Bakanlığı'na, 'Kira kontratları değerli kağıt haline getirilsin ve emlakçıya zimmetlensin. Emlakçı yaptığı her işlemi kayıt altına alarak değerli kağıdın bir nüshasını size göndersin' dedik. Burada farklı bir sürü boyut var. Mesela en başta ben bir iş yapınca hizmet bedeli olarak ona fatura keseceğim. Bunu maliyeye beyan edeceğim ve 'Ahmet efendinin evini kiraya verdim' diyeceğim. Maliye bakacak ve 'Ahmet efendi sen bana bunu beyan etmedin gel bakalım' diyecek. Emlakçı bu faturayı keserse bunun vergisini, KDV'sini ödeyecek. Vatandaş da kiradan elde ettiği gelirin vergisini ödeyecek. Bunun damga vergisi de var. Devlet en az 3 yönden kazanacak. Sadece kiralarda bu.
Satışlara gelirsek şu anda burada düşük beyan var. Gerçek satış bedelleri şu anda gösterilmiyor. Bu, uygulamadan doğan bir sakatlık. Ben, 'Bir defaya mahsus gayrimenkul değer artışından bunu muaf tutun, herkes beyanda bulunsun, benim malım 500 bin lira desin, bundan sonra o mülk 500 bin liradan satılsın' dedim. Bunu emlakçıya sözleşme ile sağlarsanız emlakçı sizi düşük beyandan kurtarır. Bugün 500 bin liralık yerlerin beyan değeri 100 bin lira. Devletin yüzde 400 harç kaybı var."
"Kaçak emlakçıların devlete yüz milyonlarca lira zararı var"
Aşa, emlakçılığın tamamen bir kanun ve lisans ile yapılan bir meslek haline gelmesi durumunda eksik beyanın önüne geçilebileceğini, bunun da devlete büyük kazançlar katacağını vurguladı.
İstanbul'da emlakçıların yüzde 90'ının kaçak olmasının ekonomiye getirdiği kayıp ile ülkeye birçok hizmet yapılabileceğini ve kazandırılabileceğini anlatan Aşa, "Şu anda kaçak emlakçıların devlete yüz milyonlarca lira zararı var. Devletin şu anda satışlarda eksik beyan, kayıt dışı kazanç, beyan edilmeyen kiralama, damga vergisi ve KDV gibi farklı kalemlerde kaybı var" diye konuştu.
"Kahve köşesinde, çay bahçesinde eli çantalı sahte emlakçılar..."
Aşa, devletin maddi kayıplarının yanı sıra tüketicilerin de kayıpları olduğunu belirterek, ev alacak kişilerin dolandırıldığını, zarara uğratıldığını ve mağdur edildiğini söyledi.
Özellikle Trakya bölgesinde sahte vekaletlerle satış yapılmaya çalışıldığını dile getiren Aşa, şu anda birçok tapu müdürlüğünün denetimde olduğunu aktardı.
Aşa, vatandaşın bilinçsizce hareket etmesi nedeniyle sokak başında, kahve köşesinde, çay bahçesinde eli çantalı sahte emlakçılar türediğini kaydederek, tüketicilerin bu kişilere parasını, kimliğini, evrağını, tapusunu teslim ettiğini, suistimalin kaçınılmaz olduğunu bildirdi.
Vatandaşın emlakçıya komisyon ödememek veya çok az miktarda ödeme yapmak için bu kişilere gittiğini anlatan Aşa, "Kilogramı 2-3 lira olan domatesi alırken bile elinle seçiyorsun ama ömrün boyunca belki de bir defa yapacağın, hayatının en önemli alışverişinde ciddi davranmıyorsun. Bunu neden tesadüfe bırakıyorsun. Gidip, sorgulamadan ne olduğu belirsiz bir ayakçıya, dolandırıcıya kendini teslim etmemelisin" diye konuştu.
Aşa, kanuni çalışan hiçbir emlakçının kimseyi dolandırmayacağını ifade ederek, bir oda üyesinin vatandaşı zarara uğratması durumunda bunun bedelini ödeyeceğini kaydetti.
Başkan Aşa, "Mesela Arnavutköy'de bir arsa tapusunu satmışlar vatandaşa. Tapuda 'mutlak su havzası' yazıyor. Yani normalde domates bile ekemezsin bırak bina yapmayı. Ama vatandaşa 'Bak burada mutlak yazıyor. Yani mutlaka imar çıkacak' diyorlar. Vatandaşı böyle kandırıyorlar. Bunu legal çalışan emlakçı yapamaz" dedi.
"En çok gelen şikayetler"
Kaçak emlakçıların vatandaşı farklı farklı konularda mağdur ettiğini anlatan Aşa, şikayetlerin başında "kapora para"nın geldiğini, söz konusu kişinin kapora ücreti alıp kaybolduğunu veya işi bitirmediğini, daha sonra da kaporayı iade etmediğini söyledi.
Aşa, "En çok gelen şikayetlerden birisi de ayıplı mal ve hizmet. Tavandan su akıyor orayı boyayıp veya önüne dolap çekip satıyor, kanalizasyon akıyor üzerine bir şey koyarak satıyor. İlk yağmurda çatı aşağıya iniyor. Emlakçı diye evinin anahtarını teslim ediyor ama gidip baktığında eve kiracı konulmuş. İki aydır kiracı olduğundan haberiniz bile olmuyor. Çok şikayet var. Ancak bu şikayet edilenlerin hepsi kayıt dışı çalışanlar" diye konuştu.