'İFM için var gücümüzle çalışıyoruz'

İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin ne zaman tamamlanacağına ilişkin net bir tarih veremeyeceğini belirten Emlak Konut GYO Genel Müdürü Kurum, "Benim tahminim 3 veya 4 yıl içinde makette ve tanıtımda paylaştığımız tabloyu gerçekte görürüz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Genel Müdürü Murat Kurum, İstanbul Finans Merkezi Projesi'ne ilişkin "Benim tahminim 3 veya 4 yıl içinde makette ve tanıtımda paylaştığımız tabloyu görürüz" dedi. 

İstanbul Finans Merkezi Projesi'yle ilgili 2 yıl önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ, Emlak Konut ve diğer ilgili kurumlarla bir protokol imzalandığını anımsatan Kurum, projeye ilişkin şu bilgileri aktardı: 

"Emlak Konut olarak burada bakanlık adına projenin genel koordinasyonunu sağlamaya çalışıyoruz. Ülkemize katma değer getirecek önemli bir proje. Var gücümüzle bitirmeye çalışıyoruz. Sürdürdüğümüz koordinasyon çerçevesinde tüm proje hak sahipleri için bir parsel oluşturduk ve o parselle birlikte de tün finans merkezinin hafriyat, iksa (Zemin destek sistemi) işlerini, metro istasyonuyla ilgili kaba işlerini yapabilmesini içeren bir ihaleye çıktık. Ve o ihaleyi de o gün verdik. Bugüne baktığımızda biz bütün alanın hafriyatını almış durumdayız, iksalarını yapmış durumdayız. Yani aslına bakarsanız finans merkezi inşaatı 1,5 yıl önce bana göre başladı. Şu anda o hafriyatlar ve iksalar bitmiş durumda. Alanda 2. ruhsatımızı da aldık ve oranın da temelleri başladı. Finans merkezi içinde finans piyasası paydaşı kurumlar ve özel sektör şirketlerinin de yerleri var. Şimdi bunların hepsi tasarımlarını yaptılar. Bunların bir kısmı kendi yapıyor, bir kısmı TOKİ aracılığıyla inşaatını yapacak. Proje alanında arkada tamamlanmaya yakın olan bina bizim inşaatımız. Bitirme aşamasındayız." 

Projenin ne zaman tamamlanacağına ilişkin net bir tarih veremeyeceğini belirten Kurum, "Benim tahminim 3 veya 4 yıl içinde makette ve tanıtımda paylaştığımız tabloyu gerçekte görürüz" dedi. 

İstinye projesi

Kurum, ikinci ihalesi yapılan İstinye arazisi projesinin imar planları gereği zeminle beraber en fazla 3 katlı, yeşil alanları yoğun bir proje yapılacağını anlattı. Kurum, "Biz o bölgeye değer katacak bir proje yapılmasını istiyoruz. Nişantaşı Akaretler'deki yapıya benzer bir yapı olacak. Belli imar koşullarına göre bir proje yöneteceğiz" dedi. 

Yüklenici firmanın tüm faaliyetlerinin Emlak Konut denetiminde olacağına dikkati çeken Kurum, İstinye projesinin çevreye duyarlılığıyla ilgili endişe edilecek bir durum olmadığını vurguladı. 

Kurum, sözleşmenin yüzde 10 peşinatını sözleşmenin imzalanmasıyla yüklenici firmadan alacaklarını belirterek, "Yaklaşık 45-50 gün sonra peşinatı alacağız" dedi. 

İhaleyi alan firmanın Emlak Konut'a minimum 1 milyar 876 milyon lira ödeyeceğini aktaran Kurum, projenin 4 seneyi kapsayan bir süreci kapsadığını belirtti. Kurum, "Artan gelir olursa firma ondan da yüzde 51,1 ödeyecek. Bu oran güzel bir oran, kamunun geliri için güzel bir oran. Burada bütün gelir satışa çıktıktan sonra Gelir Paylaşımı Modeli'yle Emlak Konut kasasında toplanıyor, yükleniciye de yapmış olduğu iş karşılığında oranı belli küçük ödemeler verebiliyoruz" bilgisini verdi. 

 "2003'ten bugüne 12 milyar liralık arsa aldık"  

Emlak Konut'un 2003 yılından bugüne kadar Gelir Paylaşım Modeli'yle 40 milyar liralık ihale yaptığını, anahtar teslimi götürü bedelle ise 2 milyar liralık satış yaptığını aktaran Kurum, şunları kaydetti: 

"2003 yılından bu yana TOKİ'den 14 milyon metrekarelik yer aldık yani TOKİ'ye 10 milyar liralık bir kaynak aktardık. TOKİ'nin yaptığı iş çok daha fazla ama biz de arsa alarak ona bir destek sağlamış olduk. Toplamda ise 2003 yılından bugüne 12 milyar liralık bir arsa aldık.  

Son 12 yılda Emlak Konut'un projelerinde kullanılan beton miktarı 13 milyon metreküp ile Deriner Barajı'na kullanılan muazzam beton miktarının tam 4 katıdır. Emlak Konut 2003'ten bugüne kadar yaklaşık 100 bin kişilik doğrudan istihdam sağlamış, dolaylı olarak 500 bin kişilik istihdam sağladık." 

Şirketin devam eden 42 projesi olduğunu belirten Kurum, "Bunların 28'i gelir paylaşımı, yüzde 14'ü de götürü bedelle yapılan projeler" dedi. 

"Kentsel dönüşümde hızlı bir şekilde yol almamız lazım" 

2B arazilerinin kentsel dönüşümle yenilenebilmesi için belediyeleri inisiyatif almaya çağıran Kurum, depreme karşı önlem almak gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Evet belediyelerin belli bir ölçüde imkanları var. Ancak depreme karşı sağlıklı ve sürdürülebilir konut stoğu için belediyeler inisiyatif almalı. Kentsel dönüşüm artık bir zaruriyet. Yani ülkenin geleceğiyle ilgili en büyük kronik problemlerden biri. Çıkan kanunlar, yönetmelikler var elbette ancak, önümüzdeki dönemde yeni, güvenli konutları süratle üretmemiz lazım. Allah göstermesin yarın Sultanbeyli'de, Esenler'de bir deprem olduğunda… Soma'da bizim insanlarımız can verdi. Bütün Türkiye oturup ağladı, günlerce düşündü, tartıştı… İnsanları bekledik, çıkardık… Bütün iş gücümüzü, herşeyimizi oraya gönderdik, 301 canımızı ihmale verdik orada. Bugün Allah korusun, en kötü binada en az 40-50 insan yaşıyor. Bizim acilen kentsel dönüşüm stratejisini belirleyip, hızlı bir şekilde yol almamız lazım" 

Türkiye'nin 7 haziran seçimleri sonrası kesintisiz bir başarı grafiği yakalayabileceğini söyleyen Kurum, şöyle devam etti: 

"Hiçbir seçimin olmadığı, bu ülkenin 2023, 2071 yılı vizyonu çerçevesinde kullanabileceği en önemli 4 yılından biri bence. Bu 4 yılı çok iyi kullanmamız lazım. Geleceğimiz adına, çocuklarımız adına çok çok iyi kullanmamız lazım. Önemli alanlardan biri bence kentsel dönüşümdür. Bunu da birkaç yer özelinde değil ülke çapında yapmalıyız."  

"Bu ülke muz cumhuriyeti değil, çok sayıda kurul imara uygunluğu denetliyor" 

Emlak Konut'un proje yaptığı tüm alanların diğer özel sektör inşaat firmalarının da proje yaptığı alanlar gibi olduğunu paylaşan Kurum, şöyle devam etti: 

"Bizim İstinye'de aldığımız arsayı örnek verirsek, ÖİB ihale açtı, herkes gibi biz de ihaleye çıktık ve en yüksek teklifi vererek arsayı aldık. Tamam bazı çevreler kamu iştiraki olduğumuz için bize fazladan sorumluluk düştüğünü söylüyor, buna katılıyorum. Ama çok bilinmeyen gerçekler de var. Biz bu ihaleyi alırken 1 milyar 5 milyon lira ödedik ve bu para okul yapımları için Maliye Bakanlığı'na aktarıldı. 

Neticede herkese açık bir ihaleydi girdik ve aldık. Yani bizim proje yaptığımız yerlerde ağaç kesmek ya da yeşili katletmek gibi bir vandallık bizim anlayışımıza ters. Yok öyle bir şey. Büyük ölçekli  projelerde bizim yeşil olarak tanımladığımız arsalarda illa ki ağaçlar olabiliyor. Ağacın biri binanın oturacağı yere de denk gelebiliyor. Bunların hepsini ilgili denetçi kurumlarla konuşarak taşıyor ya da sabit bırakıyoruz. Bu ülke muz cumhuriyeti değil ki… Bir proje yaparken Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu var, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu var, Orman Bölge Müdürlükleri var… Yasal sınırlama ve denetim zaten gerekli denetimleri sağlıyor.  Korunması tescille sabit çınar gibi ağaçlarımızın yerini koruyoruz. Sonuçta bu bizim projemiz, içinde neden tarihi ağaçlar olmasın? Denetleyici kurullar ağaçların taşınmasına müsaade ediyorsa yine projenin içinde bir yere taşıyoruz. Ve bunların hepsini kurulların verdiği raporlar doğrultusunda yapıyoruz. 'Kafamıza göre keselim, edelim' demiyoruz. İmar planları da zaten böyle söyler, mecburiyetten kesilmesi gereken bir ağaç olduğu zaman zaten bunun 10 katını projenin içine dikmek zorundayız biz."   

"Para kazandın diyorlar da hesap yapmıyorlar ki" 

Emlak Konut'un ihaleye en yüksek teklifi veren Tahincioğlu Gayrimenkul İnşaat-Tahincioğlu Yapı İnşaat-Nida İnşaat İş Ortaklığı'yla beraber katma değeri yüksek ve doğayla iç içe bir projeyi tamamlayacağını yineleyen Kurum, yine Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan İstinye'deki 158 dönüm arsayı yaklaşık bir yıl önce ihaleye girerek aldıklarını anımsattı. 

Murat Kurum, konuşmasını şöyle tamamladı: 

"O günkü şartlarda en yüksek bedeli verdik, 1 miyar 5 milyona arsayı satın aldık, bunu bir yıl önce peşin verdik, üstünden bir yıl geçti. Neticede sözleşmeyi 4 yıl diye tasarlarken temeldeki hafriyatından tutun, çatıdaki bacasına kadar uğraşıyoruz biz. Bizim en ufak şantiyemizde 500 kişi çalışıyor, 3 bin 500 kişi çalışan şantiyemiz var. Tamamını yüklenici firma yapacak ama neticede biz de buna bir iş yükü veriyoruz, sonuçta bir riskimiz var, takipçisiyiz. Biz oraya markamızı koyuyoruz, bizim bayrağımız asılıyor oraya… 'Para kazandın diyorlar' da hesap yapmıyorlar ki. Sonuçta gayrimenkul 250 tane yan sektöre istihdam sağlayan katma değer oluşturan bir sektör. Yatırımlar ve projeler tartışılırken işin bu boyutu kesinlikle dikkate alınmalı. Olay sadece para kazanmak değil, istihdamı ve çağdaş yaşam merkezlerini artırmak da bizim önceliklerimiz arasında."