‘Doğru işe doğru kişi’ değil ‘karaktere uygun meslek’
İşe uygun çalışan bulamayan İK profesyonelleri, karakterine uygun mesleği seçmiş ve bu konuda derinlemesine uzmanlaşma gayretindeki kişileri keşfetmek istiyor. TDC Eğitim ve Danışmanlık Kurucusu, Yönetici Koçu, İK Danışmanı Dr. Özlen Çetin Ege, yönetici liderlere; ruhuna uygun işi seçmiş ve kendini buna adamış kişileri bulmalarını önerdi.
Hayriye MENGÜÇ
Beyaz yakalı ve mavi yakalı istihdamındaki eğitim ve maaş makası açılıyor ve üretimde işe uygun çalışan bulma güçlüğü giderek artıyor. TDC Eğitim ve Danışmanlık Kurucusu Yönetici Koçu, İK Danışmanı Dr. Özlen Çetin Ege, bu durumu İK trendlerinde değişen iki olguyla açıkladı.
DÜNYA’ya özel açıklamalarda bulunan Özlen Çetin Ege, “İlki ‘doğru işe doğru kişi’ değil ‘karaktere uygun meslek’ önemli bir kriter. Bir diğeri ise yeni nesiller artık ‘kurumsal adanmışlığı’ değil ‘mesleğe-işe adanmışlığı’ önemsiyor, yetiştirilme şekillerine bu uygun” dedi.
İK yöneticilerinin yetenekli, nitelikli çalışanları bulmak ve var olan ekiplerinde mesleki adanmışlığın artması için aksiyon almayı kendilerine en önemli öncelik olarak belirlemiş kişiler olduğunu kaydeden Ege, yönetici liderlerin doğru işe doğru kişiyi alma değil, karakterine uygun mesleği seçmiş ve bu konuda derinlemesine uzmanlaşma gayreti içinde olan kişileri keşfetme anlayışında olmalarının çok değerli bulduğunu söyledi.
Ege, “Açıkçası, böylesi bir dönüşüm ihtiyacı bulunmaktadır. Benim önerim, gençlerin meslek hayatına atılırken karakterlerine uygun mesleği seçmeyi önemsemeleri ve yöneticilerin ise bu seçimi başarmış kişileri keşfetmeleri; yani ruhuna uygun işi seçmiş ve bu işe kendini adamış kişileri” diye konuştu.
Kuruma bağlılık değil mesleki adanmışlık
Özlen Çetin Ege, meslek seçiminin karakter uyumu, ilgi alanı ve yeteneğin ortaya çıkışında belirleyiciliğinin yanı sıra şirketlerin Z kuşağına liderlik etmek için; baskıyı içeren sert (performans odaklı) yönetim tarzını, yumuşak-duyarlı (çalışan odaklı) yönetim tarzına dönüşmesinin yerinde olacağına dikkat çekti.
“Kurumlarda hem olumlu hem verimli bir ortamı sağlamak, çalışan deneyiminde çok önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor” diyen Ege’ye göre kuruma bağlılık, daha çok adanmışlık olgusuyla birlikte ise işe yarıyor. Sadece yetenek tek başına bir şey ifade etmiyor. Ege, “Yeni dönemde, çalışan yaşam döngüsünde yer alan ‘elde tutma-kuruma bağlılık’tan daha çok ‘mesleki adanmışlık’ değerini arar olduk” dedi
Yeni nesil çalışanlara proaktif kaldıraçlar
Adanmışlığın artması için ise Ege, yeni nesil karşısında yönetici liderlerin yapması gerekenleri şöyle sıraladı: “Öncelikle yeni nesil, sahici ve samimi yöneticilerle çalışmak istiyor ve şu tarz yöneticilerin ekiplerinde olmak onları cezbediyor: İşi anlamlı hale getiren, onları süreçlere dahil eden, fikirlerini önemseyen, karar verme konusunda inisiyatif kullandırabilen, kariyer hedeflerinde ve iş süreçlerindeki netlik.
Bu esaslar, çalışanların adanmışlıklarında proaktif bir kaldıraç görevi üstleniyor.” Ayrıca yeni kuşakların oyun kavramıyla yani oyun oynayarak büyüdüklerine dikkat çeken Ege, İK yönetiminde oyun konseptinin kullanılmasının işe yaradığını belirtti.
Mesleğe adanmışlar kendi koşullarını arıyor
Yeni nesil çalışanlara uygun koşullar sağlamak için akademik çalışmalar yapıldığını ve çalışan görüşleri alındığını anlatan Özlen Çetin Ege, ‘mesleğe adanmış olduğu’ tespit edilen kişilerin görüşlerinden çıkarılan, yeni nesil çalışanlara sağlanabilecek koşullara dair bazı ortak öneriler bulunduğunu söyledi. Ege, bu önerileri şöyle sıraladı:
1-Meydan okuyabilecekleri alan tanımak,
2-Beceri ve deneyimlerini artıracakları bir ortam sunmak,
3-İşlerinden keyif alacakları esnek çalışma ortamı,
4-Yargılayıcı olmadan öğrenmeye açık bir ortam sunmak,
5-Kişiye özgü motivasyon alanlarını geliştirmek,
6-Çalıştıkları işte anlam bulmalarını sağlamak,
7-Odaklanmalarını artıracak farklı iş süreçleri.
Herkesten yönetici olur mu?
Özlen Çetin Ege, “Yöneticilik becerisi de tıpkı mesleğe uygunluk gibi, bizi karakter özelliklerinin uyumu gerçeğine götürüyor” dedi. Düzenledikleri kişilik envanteri çalışmaları ve simülasyonların yanı sıra global araştırmalardan bu sonucun çıktığını aktaran Ege, “Kişilerin kendilerini nasıl gördüğü ile özellikle simülasyon çalışmalarının sonuçlarını hassas bir şekilde karşılaştırıyoruz. Sonuçta, yöneticilik becerisinin karakter ile çok yakın bir ilişkisi var. Başka bir ifadeyle karakter yapısına göre bir yönetici tipi çıkıyor” diye konuştu.