Dijital bağımsızların devri başlıyor  

EY Jeostratejik Görünüm 2025 raporunu yayımladı. Rapora göre biten seçimlerin ardından kurulan yeni dünya düzeninde dijital bağımsızlık en önemli konulardan biri olacak. Bu nedenle hem şirketlerin hem de ülkelerin data center ve siber güvenliğe yatırım yapmaları gerekecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Uluslararası danışman­lık, denetim, güven­ce, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetle­ri şirketi EY (Ernst & Young), Jeostratejik Görünüm 2025 raporunu yayımladı.

Rapor­da, küresel jeopolitik risk or­tamındaki gündeme ilişkin bir analiz yer aldı. Ayrıca ka­mu politikası, strateji, makro eğilimler ve sektör düzeyinde­ki gelişmelere yönelik de içgö­rülerde bulunuldu. Buna gö­re küresel gelişmeler ve risk­lerin; sektörler ve coğrafyalar özelinde şirketlerde ne ölçü­de etkili olacağına dikkat çe­kildi.

Gündeminde teknoloji, sürdürülebilirlik ve makro­ekonomi olan iş dünyasına önerilerde bulunan EY Tür­kiye Strateji ve Kurumsal Fi­nansman Bölüm Başkanı Öz­ge Gürsoy Büyükavşar, “Gele­cekte en önemli mesele dijital bağımsızlık olacak. Trump’ın seçilmesinin ve ABD’nin Pa­ris Anlaşması’ndan çekilmesi, iklim değişikliğine yönelik ha­zırlıkları olumsuz etkileyecek.

Yeni gündemde en çok yapay zekâ konuşulacak. Bu neden­le Türkiye’nin de tüm dünya­nın da data center ve siber güvenlik dönüşümünde hızlı ve etkin rol alması gerekiyor. Ekonomik egemenlik ve diji­tal egemenlik 2025’in en cid­di konuları arasında yer alıyor. Ekonominin daha güvenli ha­le gelmesi, iş ilişkilerinin yö­netimi, ülkelerin neye göre iş birliği yapacağı, bunların nasıl kurgulanacağı çok kritik” dedi.

Yeni dünya düzeni hazırlığı

2025 yılında popülist poli­tikaların devam edeceğini ve buna yönelik de ilkelerin de­ğişeceğinin öngörüldüğünü söyleyen Büyükavşar, “Bunun da göçle birlikte demografik yapıyı ve popülist olmayan po­litikalarda olan çevreci politi­kaları etkileyeceği düşünülü­yor. Tekrar petrol bazlı enerji politikalarının gündeme gelip gelmeyeceği üzerinde durulu­yor. Artık ülkeler kendi eko­nomilerini korumaya yönele­cek.

Bu süreçte herkes birlikte çalışabileceği ülkelerden mal alımına daha fazla tercih ede­cek. Bunun yanında başta mi­neral olmak üzere kaynakları kimin çıkaracağı, bu çıkarım izinlerini kimlerin verece­ği veya izin vermiyorsa da ül­kelerin mineralleri nasıl kul­lanacağı konusunun günde­me geleceğini düşünüyoruz. Özellikle göçmen politika­sı ile ilgili gelişmiş ülkelerde ciddi bir hassasiyet olduğunu görüyoruz” dedi.

Yeni dünya düzeninde ver­gilerin artacağının beklen­diğini belirten Büyükavşar, “Çünkü dünyadaki bütün ül­keler artık olması gerekenden daha fazla borçlu durumda. Vergi artışları sadece Avrupa ile sınırlı kalmayacak.

Özel­likle şirketlere ve yüksek ge­lirli şahıslara vergi artışının olacağını bekliyoruz. Tekno­loji şirketlerinin de dijital ver­gi artışından etkileneceğini düşünüyoruz. Burada bizim CEO ve CFO’lara önerdiğimiz şey yapılacak yatırımlarda ve tedarik zinciri anlaşmaların­da vergi konusuna odaklanıp doğru vergi yapısı ile kârlılığa ulaşmak. Bu süreçte şahısla­rın da bu vergi yükünden etki­lenmesini bekliyoruz” ifade­lerinde bulundu.

AB ve ABD’nin %48’i yeni göçmen istemiyor

IPSOS ile yapılan yeni bir araştırmaya göre AB ve ABD’nin yüzde 48’inin yeni göçmen istemediği sonucuna varıldığını söyleyen EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar, “Buna yönelik de popülist politikalarla birlikte çeşitli kararların olabileceğini düşünüyoruz. Fakat bu durumun ekonomiyi de olumlu yönde etkilemeyeceğini tahmin ediyoruz.

Çünkü ülkelerin bu göçmenlere ciddi anlamda ihtiyacı var. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşlanmış bir nüfus var ve o nüfusa bakmak için yeterli genç nüfus yok. Hatta genç nüfusun da işe, paraya, umuda ulaşımının olmadığı gelişmekte olan ülkeler var. Bu durum da dünyadaki sosyal anlamda huzursuzluğun artmasına neden olacak diye düşünüyoruz. Artık üniversite eğitimleri yetersiz, teknik bilgi sahibi kişiler aranıyor” diye ekledi.