C4 metodu ile çam balı ihracatına doping
Balparmak'ın, 4 yıllık Ar-Ge çalışmasıyla geliştirdiği C4 metodu ile Türkiye çam balı ihracatını yüzde 30 artırması öngörülüyor. Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, Avrupa'nın çiçek balı analizi kullandığını ve bu metodla balların gümrükten dönmesinin önüne geçeceğini söyledi.
Mehmet Hanifi GÜLEL
Balparmak, Ar-Ge çalışmaları sonunda geliştirdiği C4 metodu ile çam balı ihracatının önünü açtı. Şirket, 24-27 Kasım tarihleri arasında düzenlenen 8. Muğla Çam Balı Kongresi’nde geliştirdiği bu yeni analiz metodu yöntemini TSE standartlarına koydu ve kullanıma sundu.
Çam balının Türkiye’ye özgü ve çok değerli bir bal olduğunu kaydeden Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, “Dünya, Yeni Zelanda’nın Manuka balını bilir ama çam balı en az Manuka balı kadar değerli ve özel bir ürün. Yüzde 95’i Türkiye’de Ege Bölgesi’ndeki kızıl çam ormanlarında yaşayan ‘Anadolu Bal Arısı’ tarafından üretiliyor. Çam balı ihracatında Avrupa yanlış analiz metodu kullandığı için Türkiye’nin balları gümrüklerden dönüyordu. Çam balı bir salgı balı çeşididir. Çam balı; arı, kızılçam ağacı ve çam pamuklu koşnili üçlüsünün iş birliğiyle elde edilen özel bir bal çeşidi.
Avrupa’daki laboratuvarlar çam balına çiçek balı analiz metodunu kullanıyor ve bu metot da içindeki şeker miktarını olduğundan yüksek gösteriyordu. Ar-Ge ekibimizin dört yıllık çalışması sonucunda çam balına özel bir analiz metodu geliştirdik. Bu metodu hakemli dergilerde yayınlattık ve Avrupa’da bunu kabul etti. Bu metot ile ülkemizin çam balı ihracatının önünü açtık. C4 metodu ile çam balı ihracatı yüzde 30 artırmasını öngörüyoruz. Bu da bizim ülkemize hediyemiz olsun” diye konuştu.
İlk Ar-Ge’sini 1986’da kurdu
Önümüzdeki yıl kuruluşlarının 45. yıldönümünü kutlayacaklarını aktaran Altıparmak, sektördeki öncülüklerinin kendilerini özgün olmaya ve inovatif ürünler çıkarmaya yönelttiğini kaydetti. Bugün 44 bin metrekarelik açık alanda 23 bin metrekarelik kapalı alan üzerinde kurulmuş paketleme tesislerinde arıcıdan aldıkları ve analizlerini yaptıktan sonra doğal balları paketleyip sofralara sunduklarını ileten Altıparmak, “İlk laboratuvarımızı 1986’da kurduk. Bir ürünü 833 ayrı parametrede analiz eden laboratuvarımız var. Bu iş üç sac ayaklı bir iş; ileri teknoloji, hassas cihaz ve uzman ekip gerekiyor. İleri teknoloji ve hassas cihaz olup, uzman ekip olmayınca yaptığınız yatırımın bir anlamı olmaz. Bizim Ar-Ge ekibimiz bu anlamda çok yetkin. Ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı Ar-Ge merkezine sahibiz” dedi.
2025 ciro hedefi 5 milyar lira
Balparmak’ın dünyada 10 büyük arı ürünleri paketleme şirketinden biri olduğuna dikkat çeken Altıparmak, Türkiye’de pazar paylarının ciroda yüzde 42, tonajda ise yüzde 23’e ulaştığını aktardı. Bu yıl satış hacimlerini önceki yıla göre yüzde 20 artırdıklarını da açıklayan Altıparmak, “Balparmak ve Apitera markalarımız altında 64 ürün bulunuyor. Yılı 3 milyar TL ciro ile kapatmayı öngörüyoruz. 2025’te ise 5 milyar liralık ciro elde etmeyi hedefliyoruz. Bu yıl 6 bin 500 ton bal işledik. Önümüzdeki yıl bunu 7 bin 500 tona yükseltmeyi planlıyoruz.
İhracatta katma değer yaratmayı odaklandık ve ihracatımızı fason üretim yerine kendi markamızı büyütecek şekilde kurguluyoruz. İhracatımızın cirodaki payını yüzde 30’lara çıkarmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu. Bal dışında Apitera markalarıyla propolis, arı sütü, polen ürünlerinin de üretimini yaptıklarını bildiren Altıparmak, “Pandemide geliştirdiğimiz propolisli boğaz spreyine çocuk versiyonunu ekledik. Propolisli çocuk spreyinin lansmanını geçtiğimiz hafta Antalya’daki Milli Pediatri Kongresi’nde 600’e yakın pediatri doktoru ürünümüzü dinlemeye geldi” dedi.
25 dakikada sahte balı tespit ediyor
Ar-Ge merkezlerine 10 milyon doların üzerinde yatırım yaptıklarını, gıda alanında ise 8. Ar-Ge merkezi olduğunu hatırlatan Altıparmak, kendilerine gelen ön numune balların yaklaşık yüzde 40’ını geri çevirdiklerini kaydetti. Arıcılardan aldıkları balları ön numune, kabul analizi, gruplama analizi ve son ürün analizi olmak üzere 4 safhada doğallık analizinden geçirdiklerini bildiren Altıparmak, “Doğal bal için her ürüne bakıyoruz. 20 kişilik, çoğu doktora ve masterlı bir ekibimiz var. Ar-Ge merkezimiz aynı zamanda Avrupa’nın birinci sırada bulunan dört eşdeğer laboratuvar konumunda. 2022’de 750 bin dolarla aldığımız yeni bir cihaz ile 25 dakikada balın içindeki hile unsurlarını tespit edebiliyoruz. Şirket olarak şeffaflığa önem veriyoruz ve rakiplerimizi meslektaş olarak görüyoruz. Bütün bilgi birikimlerimizi tüm sektörle paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Son 5 yıldır arıcıların sayısı her yıl %10 düşüyor
Türkiye’den Avrupa’ya bal ihracatının neredeyse yüzde 90’ının çam balı olduğunu ve son yıllardaki yangınların çam balı rekoltesini olumsuz etkilediğini ifade eden Özen Altıparmak, “Çam balı rekoltesinin yüzde 90’ı ülkemizin Ege kıyılarında bulunan kızılçam ormanlarından elde ediliyor ancak son yıllarda rekolte kaybı yüzde 20 civarında. 45 yıllık sektör tecrübemle ve Nielsen’den aldığım verilere dayanarak; Türkiye’de 4 milyon arılı kovan ve kovan başı 15 kilo verimlilik ile bu yıl 60-70 bin ton civarında bal rekoltesi tahmin ediyorum. Arıcılıkta yaş ortalaması 55’leri buldu. Biz, Balparmak Arıcılık akademisi çatısı altında daha kaliteli ve verimli arı ürünleri üretilmesi için eğitimler veriyoruz. Öte yandan, maliyetlerin de etkisiyle son 5 yıldır arıcı sayısı yıllık yüzde 10 düşüyor. Devlet arıcılara yönelik destek vermeli” dedi.
Sahteciler her gün yeni tağşiş yöntemi buluyor
Piyasadaki taklit ve tağşiş ballara da değinen Özen Altıparmak, kilosu 70- 80 liradan bal satıldığını, ancak bu ürünlerin bal olmadığını söyledi. Doğal balın arıcıdaki fiyatının bile bunun çok üstünde olduğunu ifade eden Altıparmak, “Biz arıcılardan bal alıyoruz ve dört aşamalı analizlerden geçiriyoruz. Doğallığından emin olduğumuz balları sofralara sunuyoruz. Şu anda yaşadığımız en büyük problem, piyasada taklit ve tağşişli olarak nitelediğimiz ve bal olarak satılan hileli ürünler. Bu konudaki denetimlerin devam etmesini ve piyasanın sahtecilerden ve hileli ballardan arınmasını istiyoruz. Sahteciler her gün yeni bir taklit ve tağşiş metodu geliştiriyor” ifadelerini kullandı.