Artan maliyetlerle talep ‘entegre güvenlik’ olacak
Şirketlerde artan girdi maliyetlerinden ilk etkilenen sektörlerden birinin de güvenlik hizmetleri olduğunu söyleyen GÜSOD Başkanı ve TAV Güvenlik’in Genel Müdürü Turgay Şahan, bu durumun 2025 ve sonrasında güvenlik sektöründe entegrasyon sürecini hızlandıracağını söyledi.
Nurdoğan A. ERGÜN
Bir yanda Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik konum nedeniyle artan güvenlik ihtiyaçları, diğer yanda ise ekonomik koşulların getirdiği maliyet yükü işletmelere ‘zorlu’ bir dönem yaşatıyor. Yaşanan savaşlar ve gerilimler nedeniyle 5 milyar euro olan Türkiye güvenlik pazarının 2025’te daha da büyümesi bekleniyor.
Ancak, Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı ve TAV Güvenlik’in Genel Müdürü Turgay Şahan, enflasyonist ortamın sektörün gelişimini biraz zora sokacağına dikkat çekti. Şahan’a göre, hizmet alanların maliyet kalemlerini kısmak için attıkları ilk adım, güvenlik giderlerini azaltmak. 2025’te sektörlerdeki ‘küçülme’ psikolojisinin güvenlik sektöründeki büyüme trendini durduracağını ifade eden Şahan, “2025’te güvenlik sektöründe daha çok büyüme bekliyorduk ama diğer sektörlerdeki küçülme yatay bir seyir izletecek” dedi.
Bunun sonucunda 2025 ve sonrası için güvenlik sektöründe entegrasyon yatırımlarının öne çıkacağını belirten Şahan, “Güvenlik ihtiyacı ortadan kalkmayacağına göre, şirketlerin maliyetle ilgili endişelerini de ortadan kaldıracak entegre hizmetler gelişecek. Hizmeti sunan şirketler de taktıkları cihazları başkasından satın almak yerine kendi bünyelerinde üretmeye başlayacak ya da ticaretini kendisi yapacak” dedi.
“Elektrik malzemesi alır gibi kamera alıyoruz”
Güvenlik firmalarında entegrasyon yönünde bir atılım yaşandığını söyleyen Şahan, şunları söyledi: “Bugünkü yapıda, kamerayı satan başka bir ticari şirket, bunu alıp, müşteriyle buluşturup, onu operasyonel olarak işleten güvenlik şirketi. Sırf ticaret yapmak için bir firma kamera getirmemeli. Bu güvenlik hizmetinin bir parçası olmalı. Yani biz, şu anda elektrik malzemesi satan bir dükkandan malzeme alır gibi kamera alıyoruz.
Çoğu zaman gelen kameralar ihtiyaçla örtüşmüyor. Yeni süreçte artık güvenlik firması kendi ihtiyacına göre dış ticaret firması gibi ürünü tedarik edecek. Bu mevcut firmaların faaliyetlerini engellemek değil, belki onlarla çözüm ortağı olacağız.” Artık ithal edilen güvenlik malzemelerinin Türkiye’de de üretilmesi yönünde gelişmeler yaşandığını kaydeden Şahan, TAV Güvenlik olarak da bazı cihazların montaj ve üretimini yaptıklarını açıkladı.
“Özel güvenlik meslek olarak görülmüyor”
Öte yandan Türkiye’de 1 milyon 50 bin civarında özel güvenlik sertifikası alan kişi olduğunu açıklayan Turgay Şahan, bunlardan kamu dahil 385-400 bin kişinin aktif olarak görev yaptığını bildirdi.
Güvenlik sektöründeki çalışan sirkülasyonuna da dikkat çeken Şahan, “İnsanlar daha iyi koşullarda iş bulunca hemen bu işi terk ediyor. Kimse meslek olarak görmüyor. Bunun tek nedeni ücret değil. Ücretin yanında yan haklar da önemli. Özel güvenlik sektörünün meslek haline getirilmesi lazım. Özel güvenlik, genel kolluğa yardımcı bir hizmet birimi. O nedenle özel güvenlikte de yıpranma payı, genel kolluğa geçişte puan avantajı, silah tazminatı gibi haklar sağlanmalı. Havaalanı güvenliklerinde çıkışlar çok yaşanmaz çünkü bu haklara sahipler. Asgari ücretin yüzde 50 fazlasını alıyorlar.
Ama diğer tarafta fotoğraf farklı, serbest piyasa kuralları uygulanıyor. Buradaki fotoğrafın genele yansıması lazım” diye konuştu. TAV olarak buna dikkat ettiklerini söyleyen Şahan, havaalanı ile diğer tesislerde aynı ücret politikasını izlediklerini belirtti. Güvenlik sektöründe kadın istihdamının yüzde 14’ü aştığını kaydeden Şahan, özellikle de Marmara Bölgesi’nde istihdam açığı yaşandığını dile getirdi.
TAV, tesis güvenliğinde de uzmanlaşıyor
TAV’ın işlettiği havalimanlarında güvenliği sağlamak amacıyla tam özel güvenlik ruhsatını 2005'de alan ve bu alanda uzmanlaşan TAV Güvenlik, Türkiye'de 9 havalimanında, yurt dışında da Kazakistan, Gürcistan, Makedonya, Tunus, Suudi Arabistan ve Avrupa’nın muhtelif yerlerindeki havalimanları yapılanması veya terminal işletmeci yapılanmalarında güvenlik ve risk danışmanlığı hizmeti veriyor.
Atatürk Havalimanı kapandıktan sonra hizmet ağını genişletme kararı alan şirket, tesis güvenliği alanında da uzmanlaşma adımları atıyor. Son olarak İstanbul’da Vadistanbul AVM’de güvenlik hizmeti vermeye başlayan TAV Güvenlik, bu proje için özel olarak tasarlanmış giriş-çıkış kontrolleri, devriye görevleri, CCTV merkezi, elektronik güvenlik ekipmanlarının kullanımı, acil durum yönetimi, personel ve ziyaretçi güvenliği, denetim-raporlama ve personel eğitimi gibi hizmetleri sağlıyor. Şirket, Türkiye genelinde 133 tesis olmak üzere toplam 142 noktada, yaklaşık 4 bin çalışanıyla hizmet veriyor.
10 kişiden 3’ünü algoritma yakalıyor
Havaalanı kontrollerinde bazı yolcular direkt geçerken bazılarının neden detaylı arandığı sorusuna açıklık getiren Turgay Şahan, “Uluslararası havacılık kuralları gereği, yüzde 2-3’lük ihtimal de olsa, şüpheli bagajı veya şüpheliyi tespitte günlük, saatlik veya anlık zafiyete uğramış olabilir. Bunu giderebilmek için rastgele tespit kontrolü diye bir prosedür var. Her geçen 10 yolcudan karışık algoritmayla 3’ün ya da 2’nin ya da risk daha az ise 5’in katları şeklinde geçen yolcularda dedektör sinyal veriyor. Sizden önceki rahat geçip size o algoritmanın sayısı denk gelebilir. Bu da ilave kontrollere neden oluyor” dedi.
K9 Barut aramada %100 başarılı
Güvenlik hizmetlerinin bir parçası olarak görev hayvanları alanında da hizmet veren TAV Güvenlik, K9 hizmetini de veriyor. İstanbul Bolluca köyündeki tesislerinde ortalama 35 adet K9 yetiştirip eğitim veren şirketin kadrosunda yer alan Barut, yapılan bomba arama testini yüzde 100 başarıyla geçti.