“Antep fıstığında rekolte artıyor ihracat artmıyor” isyanı

Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Çıkmaz, Antep fıstığında artan stokçuluk faaliyetlerine ve yüksek ihracat fiyatlarına dikkat çekti. Çıkmaz, bu nedenle fıstıkta Avrupa pazarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Güneş DOĞDU SOYLU

Son dönemde Antep fıstığı fiyatlarının uluslarara­sı fiyatların çok üzerinde seyretmesi ve yaygın stokçuluk faaliyetleri ile birlikte ihraca­tı baltaladığı açıklanırken özel­likle Avrupa pazarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalın­dığı ifade ediliyor. 2014 yılında 53 bin ton olan Antep fıstığı re­koltesi 2024 yılında 500 bin ton olarak gerçekleşti.

Özellikle 20 yıldır fide dikimi her sene artarak devam eden ve diğer tarım ürün­lerine göre çiftçisine daha istik­rarlı kazanç sağlayan Antep fıstı­ğında, yeni ağaçların verimliliği ile 5 yıl sonra öngörülen rekolte rakamının 1 milyon ton civarın­da olacağı tahmin ediliyor. Antep fıstığında artan rekolte rakamla­rının memnuniyet verici olduğu ancak artan rekolteye rağmen ih­racat rakamlarının artmaması­nın gelecek açısından kaygı verici olduğu bildiriliyor.

Antep fıstığının bölge ekonomi­sine yıllık yaklaşık 5,5 milyar do­lar katkı sağladığını ve bölgenin en önemli tarım ürünlerinden biri olduğuna dikkat çeken Güneydo­ğu Anadolu Kuru Meyve ve Ma­mulleri İhracatçıları Birliği Baş­kanı Mehmet Çıkmaz, sorunların çözümü için ilgili kurumları ziya­ret ederek çözüm önerilerini di­le getirmeye ve mevcut pazarları korumaya çabaladıklarını söyledi.

“Antep fıstığı spekülatör stokçuların ilgi odağı oldu”

Üretimin artışına paralel olarak Birliklerinin başta olmak üzere oda ve borsaların, firmala­rın reklam, fuar ve ürün tanıtım gibi pazarlama çalışmalarıyla tüketimde artış sağlandığına dik­kat çeken Çıkmaz, “Yılların bil­gi ve emeğiyle üretilen, işleni­len ve satılan Antep fıstığı, son yıllarda büyük ve küçük ölçekli spekülatör stokçuların ilgi oda­ğı olmuştur. Dolayısıyla, ham­madde olarak 2-3 yıl bekletile­bilen Antep fıstığı, sosyal med­yanın da etkisiyle, pazarda kimi zaman bollaşarak ani ve şiddet­li fiyat düşüşüne, kimi zaman arz edilmemesinden ani ve şiddetli fiyat yükselmesine neden olmak­tadır” diye konuştu.

Fiyat istik­rarsızlığının ihracatı baltaladığı­nı, Kuru Meyve ve Mamulleri ih­racatçısının Antep fıstığına olan güvenini azalttığını dolayısıyla yeni istihdam, yatırım ve tanıtım faaliyetlerinin askıya alındığını ifade eden Çıkmaz, “Bu fiyat is­tikrarsızlığının neticesinde An­tep fıstığı ihracat oranı yıllardır artamamaktadır. Fıstığın Birlik ihracatımızdaki payı yüzde 10’ u geçememektedir. Rekoltenin her sene arttığı Antep fıstığında ihracat payı da aynı oranda art­mazsa önümüzdeki dönemlerde yılların emeğiyle üretilen Antep fıstığı hak ettiği değeri göremeye­rek ve bütün emekler boşa gider” şeklinde konuştu.

Antep fıstığı ihracatında ül­kemiz dünyanın en büyük ikin­ci üreticisi olmasına rağmen son dönemde ihracatta ilk 5 ülke ara­sına dahi girememekte olduğuna vurgu yapan Başkan Çıkmaz, “Bu katma değerli tarım ürününün ihracatında yerli ürün fiyatları­mızın küresel fiyatların üzerin­de seyretmesi, talebin ülkemiz­den ABD, İran gibi rakiplerimize kaymasına yol açmaktadır. Fıs­tık ihracatımızın rekabet gücünü tekrar kazanması için başta stok­çuluk olmak üzere birtakım en­gellerin ortadan kaldırılması ge­rekiyor” dedi.

Hasat sezonunda ihracat yüzde 94 arttı ama...

Çıkmaz değerlendirmelerine şöyle devam etti; “Antep fıstığın­da, mahsulün geçen yıla oranla yüzde 400 fazla olmasına binaen, ihracatçılarımız yeni ve hali ha­zırdaki ürünlerin tanıtım ve talep oluşturma çalışmalarına ağus­tos ayından itibaren ağırlık ver­mişlerdir. Bu talepleri oluştur­mak için büyük masraflar yapıl­mış, yeni yatırımlar ve istihdam artışı sağlanmıştır. Böylelikle ha­sat sezonu olarak kabul edilen 1 Ağustos ile 31 Ekim 2024 arasın­daki dönemde, bir önceki yılın ay­nı dönemine göre yüzde 94 ora­nında ihracat artışı sağlanmıştır. Ancak, ürünlerin uygunsuz amaç ve şartlarla aracılar tarafından depolarda bekletilmesi fiyatların çok aşırı yükselmesine sebep ol­muştur.”

 “Ürün ithalatı ve sonuç odaklı çalışmalara hız verdik”

 Yaşanan büyük sorunların kısa sürede çözüme kavuş­turulmaması durumunda uzun yıllardır büyük emeklerle oluşturu­lan pazarların kaybedilmesi riskiyle karşı karşıya kaldıklarına da dikkat çeken Başkan Mehmet Çıkmaz so­runların çözümü için de “Antep fıstığında arzın belli düzenle­melerle sürekli hale getirile­rek dengelenmesi lazımdır.

Şu anda yaptığımız girişim­le, yurt içi arzda oluşan ve yıllardır süregelen prob­lemlerden dolayı sanayici/ ihracatçılarımıza Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yurtdışından ham madde olarak Antep fıstığı tedariğinin müsaadesinin sağlanması ve bu yolla bölge ve ülke ihracatımızda katma değerin yanında ihracatın artırılması amaçlanmaktadır. Rekoltenin bu kadar fazla olduğu bir dönemde, gönlümüz ham maddenin yurt dışından temininden yana olmasa da, ülkemizdeki ham madde fiyatlarının küresel fiyatların çok üzerinde seyretmesi ve ham madde tedariğinde yaşanan problemler sebebiyle ticaretin ve ihracatın sür­dürülebilirliği, istihdamın ve işleme kapasitesinin devamlılığı amacıyla alternatif çözümlere mecbur kalın­maktadır” ifadelerini kullandı.

 “Hatalı depolama bakteri üretimine yol açıyor”

  Son dönemlerde, Antep fıstığında hatalı depolama koşullarına da dikkat çeken Başkan Çıkmaz “Yine rekolte fazlalığına rağmen, uygunsuz bir şekilde depolarda bekletilen ve piyasaya arz edilmeyen Antep fıstığından ötürü doğrudan bir enflasyonist etki oluşmakta, Antep fıstığının yoğun şekilde kullanıldığı baklava, çikolata ve benzeri ürünlerde de fiyat artışları yaşanmaktadır. Depolarda uygun olmayan şartlarda bekletilen ürünler, mikrobiyolojik bakteri üretimine yol açmaktadır. Bu yıl rekoltenin yüksek olması ve son dönemde köylerde sayısı hızlıca artan fıstık işletmelerinin, gerek altyapı eksikliğinden gerekse de bilinçsizce faaliyet yürütmesinden ötürü geçtiğimiz yıllara kıyasla son dönemde Antep fıstığında mikrobiyolojik bakteriler daha sık görülmeye başlanmıştır. Böylelikle bin bir emek ve uğraşla oluşturulan yurt dışı talepleri, hızlı şekilde aynı ürünleri üreten, istikrarı sağlamış ve fiyat avantajı olan diğer üretici ülkelere kaymaktadır” dedi.