"Annesinin hayalini gerçeğe dönüştürdü, dünyaya açılıyor"
İzmir’in Ödemiş ilçesi İlkkurşun köyünde yaşayan anne-kızın ev yapımı reçellerini pazarlamasıyla başlayan yolculukları, kadın girişimciler için örnek teşkil ediyor. İlkokul mezunuyken dışarıdan liseyi bitiren 65 yaşındaki Türkan Ersöz ve satın alma işindeki kariyerini bırakıp köye yerleşen 43 yaşındaki kızı Vuslat Baran Oktay, hayallerinin gerçeğe dönüşme hikâyesini DÜNYA gazetesi ile paylaştı.
Sevilay ÇOBAN
Vuslat Baran Oktay, annesinin hayaline ortak olarak çıktığı girişimcilik macerasını anlatıyor… Dayanışma ruhu ve devlet desteğini de arkalarına alarak çok keyifli bir o kadar da emek dolu hikâyenin kahramanları haline geldiklerini söylüyor.
Tarih bölümü mezunu Oktay, “Kurumsal iş hayatım boyunca çeşitli firmalarda satış ve satın alma birimlerinde görev aldım. Yoğun stres barındıran bu çalışma sürecimde bir yabancılaşmanın içine düştüm ve bir gün kendi işimi kurabilmeyi hayal eder oldum” diyerek başladı söze… Annesi Türkan Ersöz ile çıktıkları yolculuk, kadın girişimcilerin işlerini büyütmeleri adına da önemli bilgiler içeriyor.
Katkısız ürünleriyle markalaşma hayali
“Annem, bir Çerkes köyü olan İlkkurşun’daki dedelerimizden kalan 15 dönümlük bahçe içindeki kır kahvesinde 2005 yılında bu yana kahvaltıcılık yapıyor” diye devam eden Oktay; “Yaklaşık 20 yıl önce hem ilk kahvaltı işletmesi hem ilk kadın işletmeci oldu. Bu sırada bahçeye meyve ve zeytin ağaçları dikmiş, ev yapımı reçeller hazırlayıp ikram etmeye, perakende olarak da dükkânında satışına başlamıştı.
Gübresiz, ev tipi, katkısız ve geleneksel lezzetteki bu reçeller çok beğenildi ve annemin tanınmasını sağladı. Farklı illerden festivallere davet edildik. Yıllar içinde reçellerini markalaştırma hayali gelişti annemde. Bu onun için bir anlamda kendini gerçekleştirme hikâyesi de olacaktı. Ben de eğitim ve çalışma hayatım boyunca köyle bağımı hiç koparmamıştım, pandemi sürecinde de işimi bırakıp köye yerleştim.”
Pandemi döneminde masa ve sandalyelerin kaldırılmasının işlerini çok etkilediğini belirten Oktay, bir çıkış yolu ararken kadın üreticilerden ve kadın kooperatiflerinden aldığı ürünleri kurumsal hediyelik veya perakende olarak satışa sunan “İyimser Abla” ile tanıştıklarını ve sayesinde ‘Eski İskele Artizan Reçeller’ adını verdikleri reçelleri için ilk toplu siparişlerini aldıklarını söylüyor.
20 yıllık deneyim işe dönüştü
Vuslat Baran Oktay, Ödemiş İlçe Tarım Orman Müdürlüğü ile görüşmeleri sonrasında ev kadınlarının aile bütçesine katkıda bulunabilmesi adına hükümet tarafından çıkarılan bir destek uygulaması ile karşılaştıklarını ifade ederken, “Denetime tabi olmak üzere ‘evde üretim izni’ veriyorlardı ve ürünlerinizi internet üzerinden satmanıza olanak tanıyorlardı. Bu bizim için harika kapılar açan bir başka basamak oldu. Kısa süre içinde işlerimiz gelişti. 20 yıllık bir birikimimiz sayesinde annemin ev reçelleri zaten çok tanınıyordu.
Talep de artınca hemen profesyonel üretim izni alıp, yine İyimser Abla'nın bizi haberdar ettiği kadın girişimci projesine başvuruda bulunduk. Sanayi Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı, UNDP ve Japon Hükümeti ortak çalışması olan ‘İş'ten Sosyal Uyuma ‘ adlı bu projeye başvuruda bulunan 1800 girişimci arasından seçilerek, altı aylık uzun ve kapsamlı bir eğitime katıldım. Bir miktar aynî hibe de bu projeye dâhildi. Fakat asıl eğitim o kadar yararlı oldu ki girişimciliğin bilgi olmadan çıkılacak kadar basit bir yol olmadığını da öğrenmiş olduk” diyor.
“Kapıları 120 bin TL hibe ile araladık”
Oktay, iş planı hazırlama, swot analizi, finans, markalaşma, ihracat, satış, dijital pazarlama gibi pek çok başlıkta alanında çok iyi mentörlerden eğitim aldıklarını, bu eğitimin sonunda Migros, Hepsiburada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Hilton gibi kuruluşlarla birebir bağlantı kurmalarına vesile olan bir b2b organizasyonuna katıldıklarını aktardı. “Kısa sürede yerellikten çıkıp vizyonumuzu genişlettik.
Aynı organizasyonda Halkbank temsilcileriyle de birebir görüşme imkânımız oldu ve pandemi sürecinin düşük faizli kadın girişimci kredisini de kullanarak 60 bin lira kadar aynî hibe desteği ve 60 bin TL’lik girişimci kredisinden yararlanarak toptan üretim ve satış aşamasına geçip annemin hayallerine giden kapıları da böylece aralamış olduk” şeklinde sürecten heyecanla söz eden Oktay, bu sayede pandemiyi kendileri adına çok verimli bir şekilde geçirdiklerini kaydediyor.
“Doğal ve katkısız üretimle ilerledik”
Oktay, “Nasıl bir marka olmak istediğimiz üzerine de düşündük ve uluslararası adil ticaret ilkelerini baz alarak, tarladan rafa kadar tüm süreçleri şeffaf ve takip edilebilir, doğal ve katkısız üretim üzerinden ilerlemeye karar verdik. Biz de yaşadığımız gezegene, ekosisteme, insan sağlığına ve sosyal adalete duyarlı, daha bilinçli tüketici için değer üretiyoruz” diyor ve devam ediyor;
Bir sonraki adım: kadın kooperatifi kurmak
Vuslat Baran Oktay, “2 yıldan beri ‘Eski İskele Artizan Reçeller’ markasıyla ürünlerimizi dükkânımızda satıyoruz. Ayrıca şarküterilere ve distribütör firmalara portakal, kumkat, karadut, kireçte kabak, incir, kızılcık, kayısı, acı biber ve gelincik vb. reçelleri üretiyoruz. Önümüzdeki dönemde online perakende satışı da değerlendiriyoruz. Tarımsal zenginliği çok fazla olan Ödemiş'te bir yerel doğal ürünler pazarı kurmak için projeler geliştiriyoruz. İstanbul’da bankacılık yapan ama köye dönüş yapmak isteyen bir başka arkadaşımla da kadın kooperatifi kurmayı planlıyoruz. Amacımız daha fazla sayıda kadının üretime katılmasına katkıda bulunmak.”