"AB sinyalleri yatırım ortamı için umut verdi"
Yatırım Zirvesi’nin ikincisi iş dünyasının katılımıyla İzmir'de gerçekleştirildi. Zirvede konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, "Seçimlerin ardından AB ile ilişkilerimizin tekrar canlanacağına dair verilen olumlu sinyaller, yatırım ortamının güçlenmesi bakımından ümit verdi” dedi.
Özlem SARSIN
Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği tarafından düzenlenen ESİAD Yatırım Zirvesi’nin ikincisi, dün iş dünyası temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Zirvede ortaklıklar, stratejik birleşme, satın alma dünyasında güncel gelişmeler ve beklentiler, finansal yatırımcılar ve fonlar, kurumsal finansmana erişimde halka arz ve sermaye piyasası olanakları, gayrimenkul ve inşaat proje finansmanı konuları ele alındı.
Zirve açılışındaki konuşmasında Türkiye’deki yatırım ve finansman ortamını değerlendiren ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, “Finansmana erişim, uzunca bir süredir iş dünyamızın en temel sorunu haline geldi. Ülkemizde yeniden Ortodoks ekonomi politikalarına dönülmesi, pozitif bir atmosfer yarattı. İki hafta önce açıklanan ve reel ekonomik durumu temel alarak daha gerçekçi hedefler ortaya koyan OVP, iş dünyasının beklentisiydi.
Ayrıca, seçimlerin ardından AB ile ilişkilerimizin tekrar canlanacağına dair verilen olumlu sinyaller, yatırım ortamının güçlenmesi bakımından ümit verdi. Bu olumlu havanın ekonomiye sağlayacağı katkıların siyasi saiklerle bozulmamasını diliyoruz. Aynı şekilde Dünya Bankasının, önümüzdeki üç yıl içinde Türkiye’nin kamu ve özel sektörüne sağladığı finansmanı ikiye katlayarak 35 milyar dolara çıkarmayı planlaması da bir başka olumlu sinyal” şeklinde konuştu.
“Katma değeri yüksek üretime geçmemiz şart”
Türkiye’yi rekabet gücü yüksek bir geleceğe taşıma amacıyla çalıştıklarını söyleyen Zorlu, “Son dört yıldır küresel düzeyde yaşanan zorluklar ve ileriye dönük olası krizler geleceğimize farklı pencerelerden bakmamızı ve çok yönlü stratejiler geliştirmemizi zorunlu kılıyor. Her şeye rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etti.
Büyümemizde tüketim önemli bir rol oynuyor. Yatırımın büyümeye katkısının ise ne yazık ki düşük kaldığını görüyoruz. Yatırıma, üretime ve ihracata dayalı sürdürülebilir bir büyüme için, niceliksel yönden niteliksel yöne evrilmemiz gerekiyor. Rekabet gücümüzü artırmak ve dünya ticaretinden daha fazla pay alabilmek için katma değeri yüksek üretime geçmemiz şart” dedi.
Mahmut Özgener: Yabancı yatırımcının ilgisini çektik
Zirveye katılan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener makroekonomik açıdan belirsiz bir süreçten geçilmesine rağmen Türkiye’nin yabancı yatırımcıların ilgisini çektiğini söyleyerek, “En aktif yabancı yatırımcılar Avrupa’dan geldi, ancak Körfez merkezli yatırımcıların artan ilgisini de görüyoruz. Geçmiş yıllarda olduğu gibi teknoloji ve internet pazarın belirleyici sektörleri oldu. Ayrıca enerji, finansal hizmetler, e-ticaret, oyun ve fintech de en hareketli sektörler arasında yer alıyor.
Bu gelişmeler ekseninde; teknoloji ve inovatif yönetim sistemleri ile temel üretim sektörlerine verilen önceliğin, ülkeler ve şirketler arasındaki farklılıkları belirleyeceği kanaatindeyiz” dedi. Yeni yatırım çekmek için Dünya Bankası, OECD gibi uluslararası kuruluşların, yatırımlara liderlik eden fonların ve dünyanın en değerli markalarının ofislerinin İzmir’de bölge ofislerinin açılmasına yönelik lobi çalışmaları yapılması gerektiğini de ifade eden Özgener, “Çünkü güçlü kentlerin, bünyesinde barındırdığı uluslararası sermayeli şirketler ve kurumlar kent ekonomisine ciddi katkılar sağlıyor.
Ayrıca bu tip yatırımlar, diğer yatırımları çekme anlamında da tetikleyici bir görev üstleniyor” diye konuştu. KOBİ’lerin finansman ihtiyacını karşılamaya yönelik fon sağlayıcı/aracı merkezlerin İzmir’e çekilmesi gerektiğini vurgulayan Mahmut Özgener, “Bu merkezlerin İzmir’e çekilmesinin, kapasitelerini artırmak ve işlerini geliştirmek için kredi ve destek arayan firmaların finansman açığını kapatacağını ve dolayısıyla kentimiz ekonomisinin gelişiminde katalizör etki yaratacağını düşünüyoruz” dedi.