“Türkiye’nin yüksek teknolojideki payını artırması gerekiyor”

Son 15 yılda kapasite oluşturan TÜBİTAK, artık çıktı odaklı süreç yönetimine yöneldi. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal; “Türkiye cari açığı azaltmak istiyorsa, başka bir tercihi yok, yüksek teknolojideki payını mutlaka artırması gerekiyor” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ESRA ÖZARFAT
BURSA - TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde öğretim üyeleri ve öğrencilerle bir araya gelerek, “Bilim, Teknoloji ve Yenilik Ekosisteminde Durum Değerlendirmesi ve Yeni TÜBİTAK Yaklaşımı” başlıklı bir sunum yaptı. Türkiye’nin mevcut koşullarda krizi fırsata çevirecek çok önemli hamleler yaptığını söyleyen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal, “Yeni TÜBİTAK Yaklaşımı” adı altında yeni bir planlama dönemine girdiklerini vurguladı. Son 15 yıl içerisinde TÜBİTAK’ın ülke içerisinde bir bilimsel kapasite oluşturduğunu, bundan sonraki süreçte ise çıktı odaklı süreç yönetimine yöneldiğini ifade eden Mandal; “Yakın zamanda yaşıyor olduğumuz ekonomik bir güçlük süreci var. Ben kriz değil, güçlük olarak görüyorum. Çünkü her güçlük beraberinde fırsatı da getirir. Son 15 yıl içinde TÜBİTAK’ın sürece en önemli katkısı bir kapasite oluşturmasıydı. Hızlı gelişen ekonomilerde aynı anda bir çıktı beklentisi oluşur. Ama bunun için de kapasite oluşturulması gerekiyor. Bugüne kadar TÜBİTAK kapasite oluşturdu. Artık çıktı odaklı süreç yönetimine geçildi” diye konuştu.

“Türkiye yatırım çeken bir ülke”

Küresel Rekabet Endeksi'nde Türkiye'nin en kuvvetli olduğu pozisyonun “pazar büyüklüğü” olduğunu vurgulayan Hasan Mandal, Türkiye'nin 137 ülke arasında pazar büyüklüğünde 14'üncü sırada yer aldığını kaydetti. Mandal, “Türkiye yatırım çeken bir ülke. Yaşanan tüm güçlüklere rağmen hala yatırımın olduğu bir ülke. Bunun tetikleyicileri ne diye baktığımız zaman; nitelikli insan kaynağı, teknolojinin düzeyi ve üretilen yenilikçilik boyutundaki ürünlerin derecesine bakıldığı zaman 50 ve 60'lar arasındaki rakamlar görülüyor. Bir tarafta sıralamada 14 gibi bir yerimiz var, diğer tarafta da 50 ve 60 arasındaki pozisyonlama var. Yani market büyüklüğünün avantajını kullanamıyoruz. Çünkü insan kaynağı boyutuyla ve teknoloji düzeyine bakıldığı zaman o eşleşmiyor. Dolasıyla şu an Türkiye'de yaşanan güçlüğün benim açımdan tariflemesi bu zaten. Yani sizin insan kaynağınız ve ürettiğiniz bilginin düzeyi bununla buluşmayacak bir noktadaysa Türkiye'ye gelen yatırımın düzeyi de orta düşük ve orta yükseğin üzerine geçemiyor. Bundan dolayı da 'cari açık' denen boyut da buradan itibaren oluşmaya başlıyor. Türkiye cari açığı azaltmak istiyorsa, başka bir tercihi yok, yüksek teknolojideki payını mutlaka artırması gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

Özel sektörün Ar-Ge payını artıracak destekler geliyor

Mandal, özel sektörün önemli bir kısmının orta yüksekte kendini regüle ettiğini ifade ederek, 2006’da Türkiye’nin yüzde 0,56 Ar-Ge yoğunluğu bulunduğunu, 2016’da bu oranın yüzde 0,94’e yükseldiğini, özel sektörün yüzde 54 pay aldığını vurguladı. 2023 hedefinin yüzde 3 olduğunu hatırlatan Mandal, “Yeter mi? Yetmez. Ama en önemli değişiklik sanayinin payının iki kat artmış olması” diye konuştu. Hasan mandal, özel sektörün Ar-Ge payını artırmaya yönelik programlar geliştirdiklerini duyurdu.

Girişimcilere 800 bin TL destek

Gençlerin girişimcilik destek programlarının desteklenmesi konusunda ciddi talepleri bulunduğunun altını çizen TÜBİTAK Başkanı Mandal; “Bu anlamda çok sayıda programı hayata geçirdik ve destek rakamlarını arttırdık. 1512 BİGG Programı’nı çoğu arkadaşımız biliyor. Başvuruları devam ediyor. Buraya başvurmak isteyen öğrenci arkadaşlarımız varsa, lisans son sınıftaysanız veya mezuniyetinizin üzerinden 10 yıl geçmemişse bu programa başvurabiliyorsunuz. Buraya başvuran ve kabul edilen arkadaşlarımızın her biri için 200 bin TL destek veriyoruz. Takibinde de 600 bin TL ikinci fasılda destek veriyoruz. Dolayısıyla bir girişimci TÜBİTAK’tan toplam 800 bin TL destek alabiliyor ki bu gerçekten birçok ülkeyle karşılaştırıldığı zaman iddialı bir rakam olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

Bursa Uludağ Üniversitesi bilim odaklı çalışıyor

BUÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay ise Rektörlük olarak bilimsel araştırma projelerine 3 yılda 40 milyon TL’lik destek sağladıklarını açıkladı. Akademisyenlerin özel sektör ile yürütecekleri 150 bin TL’ye kadar olan projelerine üniversite olarak ortak oldukları bilgisini veren Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay; “Üniversitemizden TÜBİTAK’a 2017 yılında yapılan 158, 2018 yılında şu ana kadar 194 başvuru yapıldı. 2017 yılı için ARDEB projelerindeki başarı oranımız yüzde 13. 2018 yılı için şu ana kadar 21 proje desteklendi. 2018 yılı için Proje işlem hacmi 17 milyon TL’dir. Yine TÜBİTAK’ın 100/2000 programında destek almaya hak kazandığımız 169 öğrencimizle ülkemizdeki üniversiteler arasında ilk sıradayız. Savunma Sanayii için başlattığımız araştırmacı yetiştirme programına devam ediyoruz. Sektörlerden gelen talepler doğrultusunda; otomotiv, gıda, tekstil, makine, mimarlık tasarım alanlarında da Ar-Ge eğitimi vermeye başladık” dedi.

Ar-Ge merkezleriyle protokoller imzalandı

Bilimsel araştırmaları desteklemek adına kurulan merkez laboratuvarının da hizmete açıldığını vurgulayan Ulcay şu bilgileri verdi: “Yabancı uyruklu öğrenci sayımız da doktora ve master öğrenci sayımızda da 10 bin barajını yakalamayı başardık. Başarı bursu uygulamamız kapsamında yüzlerce öğrencimize destek verirken, 2018 yılında en çok tercih edilen 5. üniversite konumuna ulaştık. Üniversitemizde kuruluş çalışmalarını başlattığımız Araştırma Vadisi projemiz ise kentimizin ve ülkemizin hedeflerine büyük katkılar sağlayacak. TÜBİTAK 2244 Sanayi doktora programını üniversite olarak çok önemsiyoruz. Tekstil, Otomotiv, Makine, Kimya, Gıda sektörlerinin önemli Ar-Ge merkezleriyle bu program için protokol imzaladık.”

Programın sonunda BUÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay tarafından katılımlarından dolayı TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’a teşekkür hediyesi takdim edildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir