“TCMB’nin aldığı tedbirler piyasa dalgalanmalarını sınırlandırdı”
Günal Baylan, Ağustos 2016’da tüketici fiyatlarının yüzde 0,29 düzeyinde düştüğü ve yıllık enflasyon oranının yüzde 8,05 düzeyine gerilediğini ifade etti
BURSA-Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, Ağustos Ayı enflasyon verileri ile makroekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
Günal Baylan, Ağustos 2016’da tüketici fiyatlarının yüzde 0,29 düzeyinde düştüğü ve yıllık enflasyon oranının yüzde 8,05 düzeyine gerilediğini ifade ederek, “Yıllık enflasyon oranı Ağustos ayı itibariyle değerlendirildiğinde, aylık düzeyde alkollü içecekler ve tütün grubunda gözlenen fiyat artışlarının etkili olduğu görülmektedir.
Aylık en yüksek düşüş ise giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşirken gıda ve alkolsüz içecekler grubunda da düşüş gerçekleşmiştir. Yıllık olarak alkollü içecekler ve tütün, lokanta ve oteller grubu fiyat artışları, sağlık ve eğitim grubu enflasyonu olumsuz etkilemeye devam etmiştir. TCMB, Ağustos ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faiz oranını yüzde 7,5 düzeyinde sabit bırakarak değişikliğe gitmemiştir” dedi.
Temmuz ayı içinde gerçekleşen darbe girişimi sonrasında TCMB’nin almış olduğu tedbirlerin piyasa dalgalanmalarının sınırlanmasında rol oynadığını ifade eden Baylan, TCMB’nin Ağustos 2015’te ortaya koyduğu yol haritası çerçevesinde kullanmış olduğu araçların ekonominin şoklara karşı dayanıklılığını artırmasına bağlı olarak koridorun üst kısmında bir indirime gidildiğin görüldüğünü söyledi. Baylan, son aylarda belirgin artışlar gösteren işlenmemiş gıda fiyatlarının kısa vadede aşağı yönlü düzeltme yapabileceğinin öngörüldüğünü ifade etti.
Dış ticaret açısından mevcut verilerin, AB ülkelerine yapılan ihracatın artış seyrini sürdürdüğünü ortaya koyarken turizm gelirlerindeki azalmanın cari açık üzerindeki olumsuz etkisinin belirginleşmeye başladığını dile getiren Baylan, “Rusya ile olan ilişkilerin düzelmesinin dış ticaret performansına olumlu katkısının ise orta vadede görülebileceği tahmin edilmektedir. Küresel büyüme zayıf ve kırılgan görünümünü sürdürmektedir.
FED’in yılsonuna kadar bir faiz artırımına gidebileceği yönünde görüşler ağırlık kazanırken, gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye girişleri söz konusudur. Ancak söz konusu ülkeler için kalıcı bir büyüme hikâyesinden bahsetmek mümkün gözükmemektedir. Mevcut haliyle Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekten bu yana daralma konjonktürü içinde bulunduğu ve büyüme için aşağı yönlü risklerin sürdüğü görülmektedir” değerlendirmesinde bulundu.