Petroyağ, Ar-Ge merkezi kurdu
Endüstriyel yağ sektöründe faaliyet gösteren Petroyağ, Türkiye'nin 333. Ar-Ge merkezini kurdu.
KOCAELİ - Endüstriyel yağ sektöründe faaliyet gösteren Petroyağ, Ar-Ge merkezi kurdu. Konu hakkında açıklamada bulunan Petroyağ Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Soysal, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yaptıkları başvuru üzerine Ar-Ge merkezi kurma hakkı verildiğini ifade ederek, Türkiye'nin 333. Ar-Ge merkezini kurduklarını ifade etti. Ar-Ge merkezi ile inovatif ürünleri devlet desteği ile geliştirip, yurtdışına satacaklarını ifade eden Soysal, "Biz Ar-Ge merkezi olarak başarılı olacağız; ülkemiz içinde kazanç olacak. Faydalı projeler geliştireceğiz ve mali imkanlarımız ölçüsünde büyütüp, geliştireceğiz. Örnek verecek olursak bir bakanlığımızın Fransa'dan 50 Milyon TL ödeyerek aldığı bir ürünü 2 milyon TL'ye yapacağız. Dünyada 14 ülkeden ithalat yapıyoruz ve bu ürünlerin hepsi nitelikli ve teknolojik olarak Türkiye'de üretilmeyen ürünler. O ürünleri Türkiye'ye getirip elleçleyip üretim ve dağıtımda kullanıp bütün kimliklerimiz ile üründe katma değer yaratıyoruz" dedi. Petroyağ'ın 1994 yılında kurulduğu bilgisini veren Soysal, başlangıçta Türkiye'de yerleşik bazı firmaların distribütörlüklerini aldıklarını belirtti. Petroyağ'ın 74 kişilik bir kadro ile hizmet verdiğini dile getiren Soysal, "Büyüme sürecinde 4 tane kriz yaşadık fakat hepsini büyüme ile atlattık. Yoğun emeğimiz ve stoklarımıza dayalı bir çalışma içerisinde müşterilerimiz için özel niş alanlar yarattık ve o alanlarda büyüyerek devam ettik. Türkiye'deki kanun bazındaki bazı düzenlemeler bizi üretici olmaya zorladı ve 2005 yılında üretici vasfımız ile EPDK'dan ilk madeni yağ lisansı alan firma olduk" diye konuştuk. İlk tesisi Köseköy'de kurduklarını ifade Sosyal, "Tesisimiz 26 bin ton kapasiteliydi. Firmamızın kapasitesi yüzde 90-95 civarında yurtdışına bağlıydı. Ürünler teknolojik olarak Türkiye'de teknolojik olarak üretilemeyen ürünler olduğu için bu konuda Türkiye'nin bir açığını kapattığımıza inanıyorum. Bu açığı kapattığımız içinde sanayi kuruluşlarına kendi tesisimizde bir takım karışımlar yaparak onların istedikleri özellikteki ürünleri yapmaya başladık . Hiç motor yağı üretimi yapmadık. Sadece endüstriyeldeki bir takım uygulamalarda kendimizi geliştirerek fabrikalarımıza yardımcı olduk. 2013 Yılında GOSB'da bulunan 50 bin ton kapasiteli yeni tesisimize taşındık.Günümüzde hemen hemen bütün sektörlerde ürün verebilecek, hizmet verebilecek kapasitedeyiz. Türkiye pazarının endüstriyel anlamda yüzde 24'lük kısmını karşılıyoruz. PETDER'e üyeyiz bu da bizim Türkiye'deki kurallı oyuncular arasında yer aldığımızı gösterir" dedi.
Hedefimiz 40 ülkeye ihracat yapmak
Uluslararası platformada söz sahibi olabilmek için ihracata ağırlık vermeye başladıklarını dile getiren Soysal, şu anda 24 ülkeye ihracat yaptıklarını ve bu sayıyı 40'a çıkartmayı hedeflediklerini belirtti. Yurtdışına çok büyük önem verdiklerini belirten Soysal, bu yıl içerisinde İran'da bir ofis açmayı planladıklarını belirtti. Yeni kurulan Proiloleo Chemicals isimli şirket hakkında bilgi veren Sosyal, Türkiye'de üretimi olmayan niş ürünler üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Sosyal," Tamamen endüstriyel anlamda organik kimyasallar ve yağlayıcılar ile ilgili tüm dünyada ithalat gerçekleştirip, Türkiye'de katma değeri olan karışımlar yapmayı planlıyoruz" dedi. Sektörün sorunlarına değinen Sosyal, "Bizim bu zamana kadar ki faaliyetimiz içerisinde yaşadığımız en büyük sıkıntı kendimizi hızlı bir şekilde geliştirebilecekken devletin önümüze koyduğu bir takım kurallar ile önümüze set çekiliyor. Kendi sektörümüzü lekeleyen 10 numara meselesinin polisiye şekilde önlenemeyip, bir takım teminat mektupları ve baskılar ile yaş kuru ayırt edilmeksizin cendereye alındık Çok daha hızlı büyüyebilirdik fakat projelerimiz bu yüzden engellendi. Devlet her firmayı aynı kefeye koyarak, sektörün gelişimini engelledi. Yapanların yanında kar kaldı yine devam ettiler. Biz engellendiğimiz için gelişimimizi sağlayamadık. Gümrükte ve maliyede kendimizi kaçakçı olmadığımız şeklinde savunmalar ile karşı karşıya bırakıldık. Bu doğru bir şey değildi. İthal ettiğimiz her ürün için teminat mektupları ile bizleri resmen boğdu. Şu anda banklarda teminat mektupları, çığ gibi büyümekte ve biz buna finansman gideri vermekteyiz ki sektörün bir yarasıdır."