MTSO başkanı Kızıltan: Beklentimiz gerçekçi ekonomi politikalarının uygulamaya konulması

14 Mayıs Genel Seçimleri yaklaşırken iş dünyasının nabzını tuttuğumuz ‘Kentler Konuşuyor’ dosyasının bu hafta ilk durağı Mersin oldu. Ayhan Kızıltan, Mersin iş dünyasının ekonomik istikrarı sağlayacak ekonomi politikalarını beklediğini söyledi.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Fahriye KUTLAY ŞENYURT

Mersin iş dünyası ola­rak, 14 Mayıs’ta ya­pılacak seçimlerin ardından oluşacak hükümetten beklentilerinin ekonomik istikra­rı sağlayacak, üre­time destek vere­cek bilimsel olarak denenmiş güven veren ve gerçek­çi ekonomi politi­kalarının uygula­maya konulması olduğunu belirten Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Üretime verilecek destek eko­nominin temeli olmalıdır. Çün­kü üretim istihdam ve ihracat de­mektir. Her şeyin başı üretimdir. Hem sosyal huzur hem de cari açığın kapanmasıdır. Girişimci bir Türkiye kurmak zorundayız. Üreten bir kent olmak zorunda­yız. Bu anlamda üretene destek verilmelidir. Sanayi de olsa, ta­rım veya gıda da olsa üreten des­teklenmelidir. Bu noktada en bü­yük destek yeni uygun üretim alanlarının üretilmesidir. Mer­sin üreticileri üretim alanı bu­lamıyor. Sektörel sanayi siteleri arazi bekliyor” dedi.

Ayhan Kızıltan, DÜNYA’ya yaptı­ğı açıklamada, Mer­sin’in birçok sektör­de öncü ve marka bir kent oldu­ğuna vurgu yaparak, bereketli toprakları, coğrafya çeşitliliğinin sağladığı farklı tarımsal üretim çeşitliği ile tarım merkezi oldu­ğuna dikkat çekti. Kızıltan, Mer­sin’in limon, portakal, mandalina, muz, çilek, taze sebze, kabak, bi­ber, üzüm, incir, ceviz, şeftali, erik gibi tarımsal ürünlerde Türkiye birincisi olduğunu belirterek, bu ürünleri ihracata entegre edebi­len, katma değer yaratan bir tarım kenti olduğunu ifade etti.

Mersin’in katma değer yaratan bir sanayi kenti olduğuna da deği­nen Kızıltan, yıllık 6 milyar dolar ihracatının en az 4 milyar doları­nın sanayi üretimiyle gerçekleş­tiğini söyleyerek, sanayide hem İSO 500 listelerine giren onlarca büyük sanayi kuruluşuyla, hem de sanayinin omurgası olan güçlü KOBİ’leriyle sanayide üreten ve ihracat yapan bir dünya markası olduklarını belirtti.

Mersin Ana Konteyner Limanı Projesi acilen yapılmalı!

Ayhan Kızıltan, Akdeniz’de­ki en büyük liman olan Mersin Limanı dahil Taşucu ve serbest bölge limanlarına da sahip olan Mersin’in, Türkiye’nin en büyük kara lojistik filosuyla lojistik ve dış ticaret kenti olduğunu söyle­di. Yapımı devam eden Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın da kul­lanıma girince deniz, kara, hava, demiryolu olmak üzere tüm taşı­ma modlarına sahip ender kent­lerden biri olacağını belirten Ay­han Kızıltan, lojistik güç saye­sinde Mersin’e ciddi bir maliyet avantajı ve rekabet gücü sağlaya­cağını aktardı. Kızıltan, “Deprem sürecinde de gördük ki, İsken­derun Limanı’nın devreden çık­masıyla bölgede Mersin Limanı tüm yükleri sırtlamakta zorlandı. Gemiler sırada bekliyor. Mersin Ana Konteyner Limanı Projesi, şu anki limanın 4 katı büyüklü­ğünde bir projedir ve acilen ya­pılması gerekiyor” diye konuştu.

Bekleyen kamu projelerinin acilen tamamlanması gerekti­ğine dikkat çeken Kızıltan, Mer­sin’in tüm Çukurova ve Doğu Ak­deniz’e, Doğu Anadolu’ya ve İç Anadolu’nun üretim bölgelerine hizmet veren bir kent olduğunu vurguladı. Kızıltan sözlerine şu şekilde devam etti: “Mersin Li­manı’nı hinterlandımızdaki en az 15 il kullanmaktadır. O halde sormak gerekir, Mersin Limanı sadece Mersin’in midir? Mersin Limanı’nı çevre iller, Mersin fir­malarından daha çok kullanmak­tadır. Mersin Serbest Bölge sade­ce Mersin’e mi hizmet etmekte­dir? Talep ettiğimiz Mersin Ana Konteyner Limanı hinterlantta bulunan en az 15 ilin ithalat ve ih­racatının yapılacağı bir nokta ve toplama-aktarma limanı özelli­ğiyle de Türkiye, Doğu Akdeniz lojistiğinin Afrika-Rusya/As­ya-Avrupa aksında merkez ola­cak. Böylelikle hem dış ticaret hem lojistik hem de yaratacağı maliyet avantajı ile rekabet üs­tünlüğümüz sağlanacak” dedi.

Taşucu Limanı’nın özelleştiği­ni ve yepyeni bir güce kavuştuğu­na da değinen Kızıltan, Çeşme­li-Taşucu Otobanı tamamlandı­ğında Mersin’in batısının sadece turizmde değil, tarımda, sanayi­de, dış ticarette yükselen değer olacağını ifade ederek, “Yaşa­nan depremlerin ardından Mer­sin’in güvenli bölge olması, bura­yı daha da değerli hale getirmek­tedir. Mersin’in deprem güvenli bir kent olması artık ülkenin yeni ekonomi bölgeleri yaratma viz­yonunu harekete geçirmelidir. Her şeyi İstanbul’a, Marmara’ya ve körfeze sıkıştırmak doğru ol­maz” dedi.

Mersin’in iç turizmde marka ol­duğuna vurgu yapan ve tüm çevre illerin cazibe merkezi olduğunu söyleyen Kızıltan, son zamanlar­da MTSO’nun, öncü olduğu farklı turizm konseptleriyle yeni bir viz­yon için çaba sarf ettiklerini ifade etti. Kızıltan, “Mersin kitlesel tu­rizm değil, butik, konsept turiz­mi hedefliyor. Sadece “üç es” de­nilen kum-güneş-deniz değil, bu­nun yanında inanç, gastronomi, yayla, doğa, tarih, kış turizmi de hedeflerimiz içinde. Mersin bu noktada her sektörde olağanüs­tü avantajlara ve potansiyele sa­hip bir kent. Tek sorunumuz ba­zı büyük alt yapı sorunlarımızın raflarda beklemesidir veya yarım kalmış olmasıdır. Çukurova Ha­valimanı, Mersin Ana Konteyner Limanı, Çeşmeli - Taşucu Otoba­nı, D-400’e paralel Mersin-Ada­na Karayolu, üretim için atıl ve tarım dışı olan hazine arazileri­nin üretime tahsisi gibi konular ve eksiklikler sadece Mersin’in de­ğil, bölgenin ve Türkiye’nin üre­tim ve ihracat hedeflerinin önün­de duran engellerdir. Tamamla­nırsa Mersin; ülke ekonomisine, ihracatına, istihdamına, cari açı­ğın kapanmasına daha büyük kat­kı sunacaktır. Mersin her zaman aldığından fazlasını ülkesine ve­ren bir kenttir” şeklinde konuştu.

Mersin dijital bir ekonomiye doğru evriliyor

Hızla gelişen ve ortaya çıkan yeni teknolojilerin yepyeni alan­ları ve sektörleri de beraberin­de getirdiğine değinen Kızıltan, Mersin’in bu noktada eğitimli in­san kaynağıyla dünyaya enteg­re bir kent olmasıyla yeniliklere uyum sağladığını belirtti. Kızıl­tan “Amacımız, sürekli yeni sek­tör yaratmaktan ziyade var olan sektörlerin dijital dönüşümlerini sağlamak. Biz Mersin olarak tüm sektörlerimizde yüksek teknolo­jili bir üretim ve hizmet düzeyi­ne entegre olmak istiyoruz. Mer­sin Ticaret ve Sanayi Odası ön­cülüğünde, kentin paydaşlarıyla yaptığımız tüm projeler buna yö­neliktir. Mersin Teknopark bir yazılım üssü haline gelmekte ve yazılım ihracatı yapılmaktadır. Tarım ve Gıda Teknoparkımız Mersin Agro-park, Türkiye’de bir ilktir ve tarım-gıda firmalarının Ar-Ge yaptığı, dijital dünyaya en­tegre olduğu uygulamalı yer hali­ne gelmiştir. OSB içinde yer alan Model Fabrika daha çok verimli­lik üstüne çalışmaktadır. MTSO Atölye 1886 Endüstriyel Tasa­rım ve KOBİ Danışmanlık Mer­kezi’miz modellemeden, proto­tip hazırlamaya, tersine mühen­dislikten verimlilik eğitimlerine, dış ticarete yönelik TBİM -Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi- da­nışmanlıklarından MYK-Mer­kezi Yeterlik Kurumu- mesleki sertifika sınavlarına, iş sağlığı ve güveliği projelerinden tüm KO­Bİ danışmanlıklarına kadar ye­nilikçi bir hizmet vermektedir. Mersin artık dijital bir ekonomi­ye doğru evrilmektedir” dedi.

6 Şubat’ta yaşanan Kahraman­maraş ve Hatay merkezli dep­remlerin, olumsuz etkilerinin Mersin’de sosyal ve ekonomik alanda hissedildiğini belirten Kızıltan, “300 binden fazla dep­remzede vatandaşımız Mersin’e geldi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve tüm Mersinliler olarak onları kucakladık. Çünkü biz bir aileyiz ve bu çok büyük bir fela­ket. Ancak, bu kentin tek başına üstesinden geleceği bir yük değil. Mersin’e bu konuda desteklerden yararlanması adına özel bir statü verilmeli” şeklinde konuştu.