Mersin turizmi doğru yatırımlarla daha fazla gelişmeli

 Son bir yılda 73 binden fazla turist ağırlayan Mersin’in turizm potansiyelinin yüksekliğine işaret eden Mersinli turizmciler, Erdemli ve Silifke gibi turizmde öncü ilçelerin daha fazla turist çekebilmesi için Çeşmeli-Taşucu Otoyolu'nun tamamlanması gerektiğini dile getiriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Meryem KARADAĞ

Akdeniz’e olan 324 kilometrelik kıyı şeridi, sahip olduğu doğal güzellikler, tarihi değerler ve kültürel zenginlikleri ile ülkenin büyük rezerv potansiyeline sahip Mersin’in bu değerlerini öne çıkartmakta yeteri kadar başarılı olamadığına dikkat çeken Mersinli Turizmciler, Mersin’in turizm alanında zengin bir kent olduğunu doğru yatırımlarla daha fazla gelişeceğini söyledi.

Mersin’in turizmde hak ettiği yere ulaşması için öncelikle yarım kalan projelerin tamamlanması ve yeni projeler üzerinde çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Mersin Turizm İşletmecileri Derneği (MERTİD) Yönetim Kurulu Başkanı Hamit İzol, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanlık Başdanışmanı Numan Olcar ve Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy, konuyla ilgili DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulundu.

"Sürdürülebilirlik çok önemli”

 TÜRSAB Başkanlık Başdanışmanı Numan Olcar, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin, Oda Borsa STK ve Üniversitelerin ortak hareket ederek Mersin’in turizm, tarım ve lojistik alanlarında daha fazla gelişmesi için projeler geliştirdiğini belirtti.

2005 yılında başlayan RİS projesinin, Mersin’in turizmle olan varlığını ortaya çıkardığını aktaran Olcar, “Turizm alanında yapılan çalışmalar, Mersin’in uluslararası bir fuarda yer almasını sağladı ve 17 kurvaziyer gemilerini Mersin’de ağırladı. Bu nedenle, Mersin organize bir şekilde hareket edildiğinde turizm de başarılı olacaktır. Her projede olduğu gibi turizmde de sürdürülebilirlik çok önemli, ne yazık ki turizm için sürdürülebilirlik çalışmaları yok.

Turizmin sürdürülebilir olması için kentin idaresinin buna sahip çıkması gerekiyor. Bu nedenle Mersin şu anda turizmde beklentilerini karşılayamıyor. Ayrıca, 52 kilometrelik Çeşmeli-Erdemli-Silifke-Taşucu Otoyolu Projesi’nin kentin diğer yatırımları gibi gecikmeden yapılmasını istiyoruz. Mersin – Antalya yolunda ‘25 km kaldı’ deniliyor fakat çalışmalar tamamlanmadı. Kentin turizmi ve ulaşımı için önem taşıyan bu yolun açılmasını bekliyoruz" dedi.

"Kongre şehri olarak ön plana çıkıyoruz”

Mersin’e 73 bin 190 turistin geldiğini dile getiren MERTİD Yönetim Kurulu Başkanı Hamit İzol da Mersin’deki turizm çeşitliliğine dikkat çekti: “İnanç Turizmi, Yayla Turizmi, Gastronomi, Av Turizmi, Kültürel Turizm, Kum Deniz Güneş, Yat Turizmi, Üçüncü Yaş Turizminin yanısıra son yıllarda yapılan kongre merkezleri ile artık bir kongre şehri olarak ön plana çıkıyoruz." Mersin’in gastronomi turizmi potansiyeline de değinen İzol, ulaşım ve konaklama sektörlerinin yatırımlarının yanısıra kentteki restoran ve kafe sektörlerinin de sürdürülebilir gelişiminin sağlanması gerektiğini vurguladı.

İzol, “Binlerce yıllık geçmişe dayanan özgün yemek kültürü ile gastronomi alanında yüksek katma değerli ürünlere sahip kentlerden biri olan Mersin’in bunu kanıtlaması önemlidir. Kent mutfağımız çeşitli medeniyetlerin izlerini taşır. Sahip olduğumuz bu kültürel değerleri etkili bir şekilde sunabilmek adına restoran ve kafe sektörlerinde önemli bir değişim ve dönüşüm süreci başlatmalıyız” dedi.

Mersin’le özdeşleşen ürünler için coğrafi işaret tescili aldıklarını belirten ve 21 ürünün ülke çapında tescil edilip koruma altına alındığını ifade eden İzol, “Ancak bu yeterli değil. Kentimizin gastronomi alanında sahip olduğu değerleri, misafirlere nitelikli bir hizmet anlayışıyla sunmamız çok önemli. Dünyanın en iyi yemek yerlerini örnek alarak hareket etmeliyiz. Geleneksel misafirperverlik anlayışımızı nitelikli hizmet sunumu ile birleştirecek biçimde Mersin lezzetlerini sunacak yeni işletmeler kurmalıyız” diye konuştu.

Konut projelerinde artış

Erdemli ve Silifke gibi turizmde öncü ilçelerin daha fazla turist çekebilmesi için Çeşmeli-Taşucu Otoyolu'nun tamamlanması gerektiğini belirten İzol, “Erdemli ve Silifke'de turist talebiyle birlikte konut projelerinde önemli bir artış var. Bu noktada, konuklarımızın kent merkezine kolayca ulaşabilmelerini sağlamak için ulaşım ağlarını geliştirmeliyiz.

Turistlerle birebir temas kuracak olan toplu taşıma ve taksiler de hizmet içi eğitimden geçmeli. Ek olarak, şehir içi demiryolu hattı batıya genişletilebilir ve denizyolu seferleri düzenlenebilir, bu da kent içi ulaşım kalitesini artırabilir. Şehir merkezinde inşa edilen metronun turist potansiyelini artıracağına inancımız tam, ancak ilerleyen süreçte Silifke-Erdemli hattına bağlanması bekleniyor” açıklamalarında bulundu.

“Ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtılmalı"

Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy, Mersin’in sahip olduğu kültürel, tarihi ve doğal zenginliklerin ulusal ve uluslararası platformlarda etkin bir şekilde tanıtılması gerektiğini söyledi.

Atasoy, “Bunun için modern pazarlama teknikleri ve dijital platformlar kullanılmalıdır. Kent merkezinde ve ilçelerde turistik altyapı iyileştirilmeli, otel kapasiteleri arttırılmalı ve konaklama seçenekleri çeşitlendirilmelidir. Ayrıca turistlerin kolayca ulaşabileceği ulaşım ağları güçlendirilmelidir. Mersin’in zengin kültürel mirası ve tarihi yapıları korunmalı ve turistlere doğru şekilde tanıtılmalıdır.

Bu kapsamda tarihi alanlar restore edilmeli ve müzeler güçlendirilmelidir. Mersin’in sahip olduğu termal kaynaklar ve sağlık turizmi potansiyeli değerlendirilmeli, bu alanlarda altyapı ve hizmet kalitesi arttırılmalıdır. Mersin’in yöresel lezzetleri ve mutfağı tanıtılmalı, gastronomik turlar düzenlenmeli ve yerel ürünlerin pazarlanması desteklenmelidir” ifadesini kullandı.

“Kırsalda üretilen yerel ürünler turiste sunulsun"

Prof. Dr. Ahmet Atasoy, Mersin’in kırsalında üretilen yerel ürünlerin ve yöresel yemeklerin turistlere sunulmasını, yerel ekonominin güçlenmesine ve turizmin yerel ekonomisine katkısının artmasına yardımcı olacağını belirtti.

Bu durumda kırsalda turizmin sürdürülebilirliğini destekleyeceklerini sözlerine ekleyen Atasoy, “Kırsal turizm faaliyetlerinin doğal çevreye minimum etkiyle yapılabilmesi için doğal kaynakların korunması büyük önem taşır. Korunan alanların belirlenmesi ve ziyaretçi yoğunluğunun kontrol altında tutulması, ekosistemlerin zarar görmesini önler. Kırsal turizm projelerinde yerel halkın aktif katılımı ve bu halkın turizm gelirlerinden adil bir şekilde yararlanması sağlanmalıdır.

Köy halkı turizm faaliyetlerine dahil edilmeli, iş imkanları ve gelir kaynakları oluşturulmalı. Kentin zengin kültürel mirası, kırsal turizmde büyük bir potansiyele sahiptir. Antik kalıntılar, geleneksel el sanatları, yerel festivaller ve folklorik etkinlikler turistler için çekici olabilir. Bu mirasın korunması ve doğru tanıtılması, turizm faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlar” dedi.