Mersin balına coğrafi işaret alma çalışmaları devam ediyor

Mersin'de arıcılık sektörünün, son yıllarda gözle görülür bir ivme kazanarak önemli bir ekonomik potansiyele dönüştüğünü belirten Mersin Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adem Kurt, Mersin’in Türkiye genelinde arı kovanı sayısı bakımından 4’üncü sırada yer aldığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Derya ÖZGÜR

Mersin’de yaklaşık 327 bin arı kovanı bulunduğunu ve yıllık yaklaşık 3 bin 500 ton bal üretildiğini bildiren Kurt, Türkiye’nin toplam üretimi ise 115 bin ton olduğunu aktardı.

Mersin'in iklimi, coğrafi şartları ve bitki örtüsünün, arıcılık için oldukça elverişli bir ortam sağladığını belirten Kurt, ‘’Mevsim ve bitki örtüsü itibariyle Mersin’de kaliteli bal üretimi yapılıyor. Türkiye kış altındayken Mersin, bal hasadı yaptığımız bir ilimiz. Mersin’de organik bal üretimi yapan üreticilerimiz uluslararası bal yarışmalarında elde ettikleri altın ve gümüş madalyalar ile Mersin balının kalitesini ortaya koyuyor. Biz de birlik olarak Mersin balının coğrafi işaret alması konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

“Arıcı, tarımın bel kemiği”

 Zirai ilaçlamanın, tarım alanlarında zararlıları kontrol etmek için kullanılan bir yöntem olduğunu ancak, bu ilaçların arılar üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğine dikkat çeken Kurt, “Arılar, tarım alanlarında çiçeklerden nektar ve polen toplarlar.

Bu sırada zirai ilaçların kalıntılarına maruz kalabilirler. Bu ilaçlar, arıların ölümüne veya arı kolonilerinin zayıflamasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, zirai ilaçların balda kalıntı bırakması da mümkün. Bu durumda, insanların tükettiği balda zararlı kimyasal kalıntılar bulunabilir, bu da sağlık riskleri doğurabilir.

Bu nedenle, zirai ilaçlama uygulamalarının dikkatli bir şekilde yapılması, arıların ve balın korunması için gerekli önlemlerin alınması önemli. Bakanlığımız bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, kalıcı çözüm için özellikle çiftçilerimizin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi. İklim değişikliğinin, arıcılık faaliyetlerini önemli ölçüde etkilediğini ifade eden Kurt, artan sıcaklık, yağış rejimindeki değişiklikler ve aşırı hava olayları gibi iklim değişikliğine bağlı faktörlerin, arıların yaşam döngüsünü ve bal verimini olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

Kurt, hakiki balın kristalleşebileceğini ve tereyağı görünümü kazanarak donabileceğini söyledi. Zincir marketlerde tüketiciye sunulan bazı bal aromalı şurupların ise kristalleşmediğini, ancak bunların da doğal bal olmadığının altını çizen Kurt, tüketicilerin organik balı doğrudan üreticilerden veya Mersin Büyükşehir Belediyesi ve yetiştirici birliklerin ortak projesi olan “Bal evlerinden” temin edebileceklerini hatırlattı.