Kayseri Endüstri 4.0'a kümelenerek hazırlanacak

DİLEK FİDAN - İKBAL FİDAN

KAYSERİ - Gündemine Endüstri 4.0'ı alan Kayseri iş dünyası, kentteki bin 200 firmanın yarısını 2 sektörün oluşturduğuna dikkat çekerek, mobilya, kapı gibi sektörlerde kümelenmenin ihracat artışının da önünü açacağını ifade etti. DÜNYA Gazetesi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt'un OHAL dönemi şirket yönetimi ve Endüstri 4.0 üzerine söz aldığı Hacılar Genç İş Adamları Derneği'nin (HAGİAD) aylık olağan toplantısında kümelenme ve Ar-Ge personeli istihdamındaki sıkıntılar dile getirildi.

Kendimize bir SWOT analizi yapmamız gerek

HAGİAD Başkanı Mustafa Nebi Doğan, yeni süreçte en önemli boyutun ekonomik durağanlık olduğunu belirterek, "Üyelerimizi bu durağanlık sürecini hızlı bir şekilde atlatabilmeleri konusunda bilgilendiriyoruz. Bundan sonraki süreçte finansal değeri nasıl boyutlandırabiliriz bunu konuşmak istedik. Tabi bir de Avrupa'da konuşulan Endüstri 4.0 sanayi ivmesi var. Kayseri, Türkiye pazarında öncü olan şehirlerden biri. Derneğimiz üyelerinin Kayseri sanayisinde önemli bir payı var. Ama kendimize bir SWOT analizi yapmamız gerek. Nerde olduğumuzu, nereye gideceğimizi bilmemiz gerekiyor" dedi.

Kentteki firmaların yarısı 2 sektörde toplanmış

Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, Kayseri'de STK'ların kümelenmeye odaklanması gerektiğini vurgulayarak, "OSB 'de 220 kapı üreten firmamız, 440 de mobilya firmamız var. Kayseri'deki bin 200 firmanın 600'ü sadece 2 sektörden oluşuyor. İş başa düşüyor çalışacağız ve kümelenmeyi anlatacağız. 2013 yılında dünyada 220 milyar doların üzerinde mobilya ihracatı yapılmış. Bizim ülkemizde 1 milyar -1.5 milyar dolar seviyesinde. Şimdi geçtiğimiz yıllarda 2 milyar dolara çıktı ama 1 milyar dolar gibi de ithalatı var. Kümelenme çalışmaları ile sektördeki verimliliği ve sektördeki ihracat payımızı artırmamız lazım" diye konuştu.

Problem çözmeye yetenekli insan sayımız çok az

Hasçelik Grup Yönetim Kurulu Başkanı Halit Özkaya, 60-70 mühendis istihdam etmelerine rağmen içlerinden 30 kişilik Ar-Ge ekibi çıkaramadıklarını belirterek, "En ufak bir şeye ihtiyacımız olduğunda 'Bunu Avrupa'da en iyi kim yapar?' diye bakıyoruz. Problem çözmeye odaklanmadan parayla satın almaya çalışıyoruz. Burada problem çözmeye yetenekli insan sayımız çok az. Örneğin, biz şuan bir Ar-Ge departmanı oluşturmaya çalışıyoruz. Şirkette bu birimde çalışacak elemana bakıyoruz. Mühendis bulamıyoruz. Yani burada bir gönüllülük esası yok. Özgüven yok, üniversitelerimiz bu ihtiyaca ne kadar cevap veriyor bakmak lazım" şeklinde konuştu.

Devletin hakim olduğu bir ekonomiye doğru gidiyoruz

Turkuaz Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Özkaya, imalat sanayi endeksli istihdam sayısında eksi 0.5 bir azalma olduğunu belirterek, "Şimdi ArGe biriminde çalışacak insan bulamıyoruz. Çünkü devlet kurumuna girerse 8 ay önce yapacağı tatilin günü belli, uçak biletinin fiyatı belli özel sektörden 3 bin lira maaş alacağına, kamu tarafından bin 500 lira maaş alsın yetiyor. Yani biz liberal ekonomiye , üretime doğru gitmemiz gerekirken şimdi kamu ağırlıklı, devletin hakim olduğu bir ekonomiye doğru gidiyoruz"dedi.

İnsan sağlığının sigortası eşit olmalı

Tura Reklam sahibi Yusuf Tura, iş kazalarında işverenin yükümlülüğünün çok fazla olduğunu ifade ederek, "Bunun ekonomiye olumsuz yansıması var. İş kazaları her zaman olabilir. Herhangi bir kaza anında işçinin sigortası yapılmış. Birçok güvence sağlanmış. Çalışma hususunda her imkan verilmiş. Fakat bir kaza veya sakatlık olduğunda işverene hayatı boyunca bir bedel ödetiyorlar. İşveren olarak yatırımı, teşviki, istihdamı engelleyen bir uygulama olarak görüyorum. Maaşa göre prim kesiliyor. İnsan sağlığının sigortası eşit olmalı. İnsan sağlığı söz konusu olunca bunun primi değişmemeli" açıklamasını yaptı. Hacılar Genç İş Adamları Derneği'nin aylık olağan toplantısında Kayseri'de kümelenme ihtiyacı ve Ar-Ge personeli istihdamındaki sorunlar öne çıktı.

Şirketlerin B planı olursa paniğe kapılmazlar

DÜNYA Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt: Türkiye Ortadoğu’ da üretmeyi bilen tek ülke. Orta teknolojili ürünlerde iyi bir yerdeyiz. Bugün ürettiğimiz ürünlerin birim fiyatını 5 dolardan aşağıya üretiyor ve satıyorsak burada ciddi bir sorun var. Türkiye ‘de bu rakam ortalama 1,9 dolar seviyesinde. Önümüzdeki 10 yılda mutlaka yüksek bilgi teknolojili yatırımlara atlamalıyız. O zaman birim fiyatımızı 4-5 dolara çıkarırız. Gelecek 10 yılda işlerimizi ayakta tutmak için analitik 3.0’ı uygulamamız gerekiyor. Eğer ayıkladığınız net bilgiyle işe yarar bilgilerin birini veya bir kaçını kullanarak işinizi etkin yapacak bir metot ya da rakibinizden farklı bir ürün yapıyorsanız buna analitik 3.0 deniyor. Rekabet önümüzdeki 10 yılda buna dayalı olacak. Artık tüm dünyada makinelerin birbiri ile iletişim kurduğu, bütün sektörlerde girdi aldığımız ve girdi verdiğimiz bileşenlerin değiştiği, bağlamların farklılaştığı döneme Endüstri 4.0 diyorlar. Bu dönemin çok önemli fırsatı var. İsrail ve Amerika bize insansız uçak vermedi. Şimdi 4 firma daha da kaliteli üretiyor. Yeni teknolojiye odaklanırsanız bunlara adapte etmek kolay. Şirketlerin kriz için mutlaka B planı olmalı. Gelişme planlarınız kadar 3 alternatifli iyi koşullarda, normal koşullarda ve kötü koşullarda nasıl davranacağını bilerek bir de geri çekilme planınız varsa paniğe kapılmazsınız. Türkiye’nin önünde bütün bu yaşadıklarımıza rağmen Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük fırsatı var. Önümüzde bin yılın fırsatı var. Çünkü üretimi öğrenen, kendini kanıtlamak isteyen bir girişimci kitlemiz var. Hız ve esneklik açısından kolay adapte olan bir insan gücüne sahibiz. Hepimiz ekonomiye odaklanalım. Sonuçları değil, süreçleri tartışalım.