İşgalde düşmanın korkulu rüyası 'Tülütabaklar'

Milli Mücadele döneminde tabak ve deri işçilerinin, Balıkesir'i işgal eden Yunan askerlerini korkutmak için kendilerini baca kurumu ile boyayıp, keçi, koyun postu ve at kuyruklarıyla Tülütabak gösterisi, kentin kurtuluş günlerinin ritüeli oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Balıkesir'i işgal eden Yunan askerlerini korkutmak için kendilerini baca kurumu ve soba isiyle boyayan, keçi, koyun postu, at kuyruğu, çan ve değneklerle korkutucu bir görünüme kavuşan debbağların (tabak, deri işçisi) Milli Mücadele dönemindeki önemini anlatmak adına hazırlanan "Tülütabak" gösterisi, 94 yıldır sürüyor.

Kentin kurtuluş günlerinin ritüeli haline gelen Tülütabak, o sıkıntılı dönemlerde, keçi ve koyun postu, baca kurumu, çan, at ve manda kuyruğu ile bir değneğe sahip olan deri işçilerinin Yunan askerlerini kaçırmak için büründükleri korkutucu görünüşlerine verilen ad olarak biliniyor.

Her yıl 6 Eylül'de Balıkesir'in kurtuluşunun yıl dönümünde sahneye çıkan Tülütabaklar, 94 yıldır vatandaşların, özellikle izlemeye giden yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor.

Gösteriler öncesinde, sabahın erken saatlerinde deri işleme atölyelerinin bulunduğu alanda toplanan işçiler, simit fırınlarından aldıkları baca kurumunu suyla karıştırıp, baş, el, kol, bacak ve ayaklarını siyaha boyayıp, üzerlerine koyun ya da keçi postlarını geçiriyor.

Deriden yapılmış şapka giyen, boyunlarına çan takan, bıyık olarak da at ya da manda kuyruğu kullanan debbağlar, Milli Mücadele döneminde olduğu gibi korkutucu görünümleriyle Balıkesir'in kurtuluş günü etkinliklerine katılıyor.

Hazırlandıktan sonra aynada kendilerini bile tanıyamayacak hale gelen Tülübataklar, etkinliklerde, ellerindeki baca kurumunu vatandaşların yüzlerine çalıyor.

Tören geçişinde Tülübataklar, yaya olarak, ata binmiş, elinde sığır boynuzundan yapılmış piposu bulunan "Tülükadı"nın arkasından, davul ve zurna eşliğinde oynayarak yürüyor, gösterileriyle Milli Mücadele dönemindeki önemini ortaya koyuyor.

"Düşmana karşı korku salmışlar"

Yaklaşık 30 senedir bu geleneği sürdüren İmren Kamçı (55), Tülütabaklar'ın kendilerin için kültürel bir miras olduğunu ve bu geleneğin yaşatılması için uğraştıklarını söyledi.

Tülütabaklar efsanesini anlatan Kamçı, şunları kaydetti:

"Dedelerimiz, büyüklerimiz anlatırdı hep. Bizim için yöresel bir şölen. Eskiden ham derilerle oluyormuş. Şu anda biz tuzlanmış koyun, keçi postlarıyla hazırlanıyoruz. Düşman işgalinde Tülütabaklar'ın çok büyük katkısı olmuş Balıkesir'e. İşgalciler buradaki kahveleri, köyleri basıp zulüm ediyormuş. Bizim atalarımız da tabakhane bölgesinde yaşayan ve çalışan insanlarmış. Bir karar almışlar ve herkesi kurumlarla boyamışlar, soba isleriyle. Koyun ve keçi postlarını giymiş ve aniden Yunan güçlerinin karşısına çıkıp onları korkutuyorlarmış. İşte, at kuyruklarından bıyık yapmışlar, siyaha boyanmışlar, boynuzlardan asalar yapmışlar. Tabii gecenin bir yarısı düşman aniden görünce korkup kaçmış. Düşmana karşı korku salmışlar."

"Tülütabak Kraliçesi"

Bu yıl Tülütabaklar'ın hazırlanışını görmek için tabakhaneye gelen ve aynı zamanda bir lisede tarih öğretmeni olan Duygu Esner, bir öğrencisinin daveti üzerine "Tülütabaklar Kraliçesi" olduğunu belirtti.

Aslında sadece merak edip geldiğini ancak ısrarlar üzerine teklifi kabul ettiğini dile getiren Esner, şöyle konuştu:

"Daha önce tören alanlarında görüyorduk. Hep merak ediyordum nasıl hazırlanıyorlar diye. Şimdi kafama koyun postundan şapka yaptılar, boynuma boncuklar, elime de kafatası ve boynuzlardan oluşan bir asa verdiler. Dediğim gibi genelde erkekler yapıyor bu işi ben sadece bu defalık Tülütabak Kraliçesi oldum. Aslında buraya sadece hazırlanış şekillerini görmeye gelmiştim ama ben de hazırlandım."

Tülütabakların en genç ve yeni üyesi 14 yaşındaki Tuna Kamçı ise daha önce Tülütabaklar'ın efsanesini babasından, dedesinden dinlediğini söyledi.

Daha sonra akrabaları tarafından Tülütübaklara davet edildiğini dile getiren Kamçı, "6 Eylül Balıkesir'in kurtuluşuna özel her yıl bu şekilde hazırlanıyoruz. Daha sonra tören alanında büyükleri eğlendirirken, çocukları da korkutuyoruz. Sabahın erken saatlerinde geliyoruz. Sobanın isinden ve koyun postlarından hazırlanıyoruz." dedi.