İnova Seramik, üretiminin yarısını ihracata kanalize edecek

Banyo mobilyalarına dolap uyumlu etajerli lavabo ve tezgah üstü seramik lavabo üretimi gerçekleştiren İnova Seramik, 2017 yılında üretiminin yüzde 50'sini ihraç etmeyi hedefliyor. Ar-Ge çalışmalarına bu yıl da devam edeceklerini belirten İnova Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Kotan, yerel kaynakların verimli kullanıldığı, hammadde konusunda dışa bağımlılığı minimize edecek bir çalışma ile çevreye duyarlı ürünler geliştireceklerini açıkladı. Kotan, “Bu kapsamda mevcut seramiklerin kalınlığını incelterek, daha mukavemetli ürünler üreteceğiz. Dolayısıyla hem estetik hem de kaynakların daha az kullanıldığı katma değeri yüksek, çevre dostu ürünler imal edeceğiz” dedi.

İnova Seramik’in inovasyon temelli üretim anlayışıyla pazarda fark oluşturabilecek ürünler imal ettiğini dile getiren Bayram Kotan, üretimlerini Fine Fire Clay (FFC) teknolojisi ile gerçekleştirdiklerini kaydetti. Kotan, FFC teknolojisi ile ilgili olarak, “Bu teknoloji, standart seramik bünye ile üretimi mümkün olmayan daha büyük ve karmaşık yapıya sahip seramik ürünlerin daha kaliteli, deformasyonsuz ve estetik bir şekilde üretimine olanak sağlıyor” diye konuştu.

İnova Seramik’in yılda 200 bin adetlik seramik lavabo üretim kapasitesine sahip olduğunu anlatan Kotan, hedefl eri arasında kapasite artırımı bulunduğuna ancak kapasite artışından önce verimlilik ve teknolojiye odaklandıklarına dikkat çekti. Kotan, “Daha yüksek kapasite firmamız için şu an öncelikli sırada değil. Önceliğimiz üretimini gerçekleştirdiğimiz ürünleri teknoloji ile birleştirerek, daha teknik ürünler haline dönüştürmek” dedi.

Sadece kalitede değil hijyende de inovasyonu sağladıklarını dile getiren Bayram Kotan, ürünlerinin hijyenik özellikleriyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Standart seramik yüzeylerde çıplak gözle farkedilemeyecek gözenekler özel inorganik mineral formülü ve teknolojik uygulama tekniği ile ürün yüzeyini kaplayarak tekrar ısıl işleme tabi tutuluyor. Bu sayede mikroskop altında görülebilecek gözenekler en az seviyeye indiriliyor. Geliştirilen kaplama tekniği tamamen inorganik hammaddelerden oluştuğundan sağlığa ve çevreye zararlı hiçbir kimyasal içermiyor. Bu da güçlü deterjan ve kimyasallara ihtiyaç duyulmadan temizlik sağlıyor” diye konuştu.

Model çeşitliliğini artıracak

Bu yıl model çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışma da yapacaklarını anlatan Bayram Kotan, modellerini üretirken son kullanıcının beklentilerini karşılayabilecek ayrınıtıları önemsediklerine dikkat çekti. Kaliteden taviz vermeyen sitemler geliştirdiklerini kaydeden Kotan, “Ürün kalitemizin devamlılığı için katı kurallar oluşturup, üretimimizi bu kurallar çerçevesinde devam ettirmeye başladık. Bu çalışmalar sonucunda firmamız, ikinci kalite üretimi olmayan firmalar arasına girmeyi başardı” yorumunu yaptı.

İhracat pazarlarından da bahseden Bayram Kotan, ürünlerinin halen sekiz ülkeye ihraç edildiğini, cironun yüzde 40’ını ihracat gelirinin oluşturduğunu kaydetti. Yunanistan, Balkan ülkeleri, Ukrayna ve Azerbaycan’ı son dönemde ihracat pazarlarına eklediklerini anlatan Kotan, Almanya ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri ile işbirliği içinde olduklarını da dile getirdi. Kotan, marka ve ürünlerini ilk defa katıldıkları UNICERA 2016 fuarında yurt içi ve dışındaki müşterilerine tanıtma fırsatı elde ettiklerini hatırlattı.

“Seramiklerimiz kalitesiyle Çin hakimiyetine son verecek”

Özellikle Avrupa'da vitrifiye ürünlerin üretiminin minimum düzeye indiğini bu nedenle bu bölgenin potansiyel bir pazar haline geldiğine dikkat çeken Bayram Kotan, şöyle devam etti: “Yakın geçmişe kadar bu pazarın kayda değer kısmında Çin hakimiyeti söz konusuydu ancak Türkiye'de üretilen seramik, kalitesi ile bu hakimiyeti bitirmek üzere. Uluslararası pazarda Türkiye ürünlerine duyulan güven her geçen dönem daha da artıyor. Bu bizler için rekabet gücü elde etmek anlamına geliyor. Dolayısıyla orta vadede Avrupa pazarından daha fazla pay alacağımızı düşünüyorum.”

Öte yandan hammadde konusunda dışa bağımlılığın seramik üreticilerini zor durumda bıraktığına değinen Bayram Kotan, bu durumun sektörün geleceğini tehlikeye soktuğuna dikkat çekti. Kotan, enerji maliyetlerinin yüksek olmasının ise uluslararası pazarda rekabeti olumsuz etkilediğini sözlerine ekledi.