Hayvancılık sektörü ithalatın önüne Sperma Üretim Merkezi ile geçecek

Türkiye'de hayvan spermalarının %90'ının ithal edildiğini ve bunun için her yıl 20 milyon euro harcadığını belirten Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Anıl, "Çözüm sperma üretim merkezlerinin çoğaltılması" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ZEHRA ORUÇ

BURSA - Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Anıl, Türkiye'nin yıllık ortalama 500 bin hayvan ithal ettiğini vurgulayarak, bunun temelinde yatan hayvan spermasının ithalatına dikkati çekti. Ülkenin sperma ithal etmesini, hayvancılık ayıbı olarak nitelendiren Anıl, Türkiye'deki spermaların yüzde 90'ının ithal olduğunu belirtti. Anıl, "Yıllık ortalama 4.5 milyon hayvan spermasının ithalatına izin verilmiş olup, bunun yarısını ithal ettik. Bu da her yıl hayvan spermasına minimum 10 ila 20 milyon euro harcadığımız anlamına geliyor. Bunun çözümü ancak İzmir'de kurduğumuz sperma üretim merkezlerinin çoğaltılmasıyla mümkün. Türkiye kendi ihtiyacının yüzde 70 ila 80'ini bu sayede karşılayabilir" dedi.

Hayvancılıkta dünya ülkelerinin gelişmişliğini belirten tek göstergenin ürettiği sperma olduğunu vurgulayan İsmail Anıl, Türkiye'nin ise kendi ihtiyacı olan spermayı üretemediğini ve sektörün Avrupa'ya bağımlı olduğunu belirtti. Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği'nin İzmir'de sperma üretim merkezi bulunduğunu anımsatan Anıl, bu merkezlerin çoğaltılıp yaygınlaşması gerektiğini söyledi. Anıl, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın projeyi dikkate alıp, sektörü bu konuda çeşitli teşviklerle desteklemesi gerektiğini ifade etti. Anıl, "Proje ciddiye alınırsa 2 yıl içinde ülkede kullanılan spermanın yüzde 70 ila 80'i karşılanabilir. Ankara'da üretim var. TİGEM'ler buna müsait. Bu konuda yetişmiş eleman da var. Teknolojisi de rahat kullanılabiliyor. Bu sistemde en önemli şey denetim. Ülke genelinde iyi bir test izleme ekibi kurulacak. Altyapı hazır, konunun ciddiye alınıp, düğmeye basılması gerek. Bu şekilde ithal ürün yüzde 70 ila 80 seviyesinde engellenmiş olacak. Yabancı kaynakları yalnızca özel, seçkin damızlıkları edinmek için Avrupa'dan sperma ithal edeceksin. Hatta o spermalardan doğan erkekleri de burada teste alacaksın. Test boğa sayısını yükseltmek gerekiyor" diye konuştu.

Çiğ sütte çare kaba yeme geçmek

Çiğ süt arzında da son dönemde büyük bir şişkinliğin olduğunu belirten Anıl, sektörün euronun yükselişe geçmesine rağmen çiğ süt fiyatlarının yerinde sayması, hatta zaman zaman düşmesinden kaynaklı zor bir yıl geçirdiğini ifade etti. Acilen çiğ süt arzının durdurulması gerektiğine dikkati çeken Anıl, süt üreticisinin tamamen kaba yeme geçmesi gerektiğinin altını çizdi. Anıl, bu sayede sütçünün maliyetini yüzde 50 düşürüp, arzda yüzde 40 daralma yaratabileceğini, dolayısıyla çiğ süt fiyatlarının artışa geçebileceğini söyledi.

YENİŞEHİR'DE BU YIL 5 ÇİFTLİK KAPANDI

Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adem Yavuz Paşay da, Yenişehir ilçesinde son dönemde hayvancılık alanında ciddi kayıpların yaşandığını, 2010 yılından itibaren 3 olan çiftlik sayısının 20'ye çıktığını, bugün gelinen noktada ise tek tek kapandıklarını söyledi. Anıl, "Yakın geçmişte 5 çiftlik kapandı. Bakanlığın büyük çiftliklere değil orta ölçekli çiftliklere destek vermesi gerekiyordu. Burada hata yapıldı. Çünkü orta kesim ya hayvancılık ya da tarım yapacak, başka bir mesleği yok. Üst kademe çiftçininse önü açık" değerlendirmesinde bulundu.

BAKANLIĞA 2 AYRI TEŞVİK ÖNERİSİ

Önümüzdeki günlerde bakanlığa bir öneri sunacaklarını açıklayan İsmail Anıl, şunları söyledi:

"Bakanlık Türkiye'de en az 20 baş tek cins ineğe sahip olanlarla ‘Ben ırkı bozmayacağım ve süt sığırcılığı yapacağım' sözü alarak anlaşma imzalamalı. Bu sayede ırk muhafaza edilecek, süt kalitesi yükseltilecek ve süt üretimi artırılacak. Ayrıca bu işletmelerde süt desteği de tatmin edici miktarda yükseltilmeli. 20 baş altında ineği olup da hayvancılık yapmak isteyen köylüye de melezlemeyi, etçi ırkı üzerinden çaprazlamayı getirip, doğru bir kayıt sistemi ile buzağıya destek vermeli. Yani birinde süte, diğerinde buzağıya teşvik verilmeyecek. Ayrıca tüm işletmeler %70 yerli sperma kullanmak zorunda bırakılmalı ki Türkiye 3-4 yıl sonra seçkin boğalara sahip olabilsin. Bu 3 adım hayata geçirilirse, Türk hayvancılığı 5 yıl sonra olumlu sonuçları görebilecek."

Bu konularda ilginizi çekebilir