Geleceğin ekonomisini temiz enerji şekillendirecek

Enerjide dışa bağımlılığın azalması için farklı enerji türlerinde yenilikçi, inovatif üretim sistemlerine geçilmesi gerekiyor. Diğer yandan yenilenebilir enerji sektöründe nitelikli eleman yetiştirilmesi de önceliklerimiz arasında yer almalı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ege Sanayicileri ve İş insanları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu:

 "Sera gazı emisyonlarının neredeyse yüzde 75’i enerji üretiminden kaynaklanıyor. Bu noktada yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi daha net anlaşılıyor. Küresel düzeyde önümüzdeki 10 yılda alınacak önlemler doğrudan geleceğimizi etkileyecek. AB, 2050 karbon nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koydu; Avrupa Yeşil Mutabakatı’yla da 2030’da enerji tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının asgari yüzde 27’ye çıkarılması konusunda uzlaştı. Ayrıca BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde, 2030’a kadar, yenilenebilir enerjinin önemli ölçüde artırılması ve enerji verimliliğinin iyileşme hızının iki katına çıkarılması öngörülüyor. Bu bağlamda, başta rüzgâr, güneş, hidrolik, jeotermal, biyokütle olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi ortaya çıkıyor.

 Türkiye’de enerjinin dörtte üçü ithal

Türkiye’de ise enerji ihtiyacının dörtte üçü ithalat yoluyla karşılanıyor. İthal edilen enerjinin neredeyse tamamı birincil enerji kaynağı olan petrol, doğal gaz ve kömür. Türkiye, OECD ülkeleri arasında enerji talebi en hızlı artan, enerji piyasası en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alıyor. Bildiğimiz üzere, enerji ithalatı cari açığımızda önemli yer tutuyor. Türkiye’nin enerji ithalatı için ödediği tutar 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 90,5 artış kaydederek 96,5 milyar dolara yükseldi. 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde ise enerji ithalatımız yaklaşık 62.5 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’nin sürdürülebilir, güvenli ve hesaplı enerjiye ulaşabilmesinde, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği anahtar unsurlar. Türkiye’nin elektrikte toplam kurulu gücü içinde, yenilenebilir enerji kaynaklarının payı giderek artıyor. 2019’da yüzde 49, 2021’de yüzde 53.72, 2022’de yüzde 54,3 olarak gerçekleşti. Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2027’ye Yönelik Öngörüler Raporu da bunu destekliyor. Türkiye’de yenilenebilir enerjinin 5 yıl içinde yüzde 64 büyüyeceği öngörülüyor. Bu büyümeyle, Türkiye’nin Avrupa’da dördüncü büyük piyasa olması bekleniyor. Dünyada ise 2027 itibarıyla Çin, ABD, Hindistan, Almanya, Brezilya, İspanya, Japonya, Avustralya ve Birleşik Krallık’ın ardından en yüksek yenilenebilir enerji kapasitesine sahip 10’uncu ülke olacağımız tahmin ediliyor. Son dönemde İzmir’de ve bölgemizde rüzgâr enerjisinde oluşan kümelenme, yatırımların artmasında önemli katkı sağlayacak. Ayrıca, kentimiz jeotermal enerji konusunda örnek uygulamalara sahip. TÜREB’in 2021 yılında yayınladığı “Türkiye Rüzgâr Enerjisi İstatistik Raporu” verilerine göre Türkiye’de rüzgâr enerjisi santrallerinin bölgelere göre dağılımında Ege Bölgesi ilk sırada yer alıyor. Bünyesinde birden fazla liman bulunduran İzmir, bu avantajı sayesinde rüzgâr enerji alanında oldukça önemli bir cazibe merkezi haline geliyor.

 İzmir, 377 Avrupa şehri arasından seçildi

377 şehir arasından AB’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu’na Türkiye’den seçilen iki şehirden biri İzmir. 2030’da İzmir’in, iklim nötr şehir olması hedefi var. Yenilenebilir enerji kullanımına geçiş, bu hedefe ulaşabilmemiz için çok önemli. Bu bağlamda, özellikle iş dünyasını temsil eden sivil topluma da görevler düştüğüne inanıyorum. Derneğimiz aynı zamanda hem Global Compact Türkiye Ege Platformu yürütücüsü hem de İzmir AB Bilgi Merkezi görevlerini yerine getiriyor. Dernek olarak iş dünyasının ve toplumun temiz enerji konusundaki farkındalığını artırmayı ve bu konudaki iyi uygulama örneklerinin çoğalmasına katkıda bulunmayı son derece önemsiyoruz. Bu kapsamda derneğimizin Sanayi, Kalkınma ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası katkılarıyla yenilenebilir enerji konusunda bir dizi toplantı gerçekleştirdik. Temiz enerji konusuna dikkat çekmek amacıyla önce, sanayicilerimiz bakımından önem taşıyan öz tüketim modeli, lisanssız elektrik üretiminde rüzgâr enerjisini ele aldık. Daha sonra güneş enerjisi imkânlarını ortaya koyan bir toplantı yaptık. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde en büyük sorunun depolama olması sebebiyle bu konuyu da gündeme getirdik. Yeşil hidrojen enerjisini ele aldığımız bir toplantı düzenledik. Son bir noktaya dikkatleri çekmek istiyorum. Farklı enerji türlerinde, yenilikçi, inovatif üretim sistemlerine geçmemiz gerekiyor."