Bursa Endüstri Zirvesi, rekor katılımla kapılarını açtı

Bursa Endüstri Zirvesi, 250 milyon dolarlık iş hacmi hedefiyle kapılarını açtı Bursa Endüstri Zirvesi, rekor katılımla kapılarını açtı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

GÜLAY SOYDAN PEHLEVAN

BURSA - Metal ve saç işleme teknolojileri, kalıp yan sanayi ve otomasyon sektörlerinin Marmara Bölgesi'ndeki en büyük buluşması Bursa Endüstri Zirvesi, 250 milyon dolarlık iş hacmi ve 1200 yabancı alıcının katılımıyla kapılarını açtı.

Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından, Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) ve Makina İmalatçıları Birliği (MIB) işbirliğiyle, Prestij Yayıncılık Ltd. Şti, T.C. Ekonomi Bakanlığı, KOSGEB ve Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin destekleri alınarak 30 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında düzenlenen fuarlar 40 binin üzerinde profesyoneli aynı çatı altında buluşturacak. Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı, Bursa Sac İşleme Teknolojileri Fuarı, Kalıp Avrasya Fuarı ve Otomasyon Fuarı'nın eş zamanlı olarak düzenlendiği Bursa Endüstri Zirvesi, 4 gün boyunca sektörün nabzını tutarak, 7 ayrı salonda toplam 40 bin metrekare kapalı alanda, 25 ülkeden 410 firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile gerçekleştiriliyor.

Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, Bursa Endüstri Zirvesi'nin, ülkemizin en büyük üç fuarından biri olduğunu belirterek, "Fuarımızı yoğun ziyaretçi talebiyle açıyoruz. Güney Amerika'dan Afrika'dan Balkanlar'a, Körfez ülkelerinden Rusya'ya, Türk cumhuriyetlerine kadar çok farklı ülkelerden gelişler var. Zirvede ülkemizin en büyük üretici firmaları ve dev markaları yer alırken, katılımcıların yüzde 60'ının üretici firma olması çok kıymetlidir. Ayrıca zirve, Ar-Ge destekli inovasyon harikası ürünlere ev sahipliği yapmanın ötesinde makine, uzay havacılık ve savunma, kompozit ve raylı sistemler sektörünün Ur-Ge projeleri ile 60 ülkeden 1200'ü bulan iş insanını Bursalı firmalarla buluşturacak" dedi.

"Ülke ihracatına büyük katkı sağlayacaktır"

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yurt içinden ve dışından önemli ziyaretçi ve yatırımcıları çeken zirvede, katılımcı firmalarla yabancı firmaların temsilcileri arasında ikili iş görüşmeleri yapılacağını vurguladı. Burkay, "2016 çok zor bir yıldı. Yüzde 2.9'luk büyüme gerçekleştirdik. 2017 sonu itibariyle yüzde 6'nın üzerinde bir büyüme ile dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri yine ülkemiz olacaktır. Bu başarının arkasında Bursa gibi sanayi kentlerinin performansı yatmaktadır. Bursa, 14 milyar doları aşan ihracatıyla Türkiye toplam ihracatının yüzde 10'unu gerçekleştirmektedir. Türkiye'nin ihracat ortalaması kilogram başı 1.40 dolar seviyesindeyken, Bursa'nın ihracatının kilogram değeri 4 dolardır. Bu çok önemli bir gelişmedir. Hedefimiz özellikle Endüstri 4.0'a geçişle birlikte bu rakamı 8 dolarlara çıkmaktır. Bugünkü fuar sadece Bursa değil, Türkiye ihracatına büyük katkı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.

"Kendi teknolojilerimizi geliştirmeliyiz"

Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkayan, fuarda yapılacak iş görüşmelerinin ve yeni pazar açılımlarının hem Bursa'ya hem de ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Özkayan, "Makine imalat sanayisi gelişmemiş ülkelerin zenginleşmesinin de mümkün olamayacağı gerçeğinden hareketle, Birlik olarak mevcut üretim gücümüzü daha da artırmak ve makine sektörünün hızlı gelişimi ve küresel rekabette Türk makinecilerinin öne çıkması adına, sonuç odaklı çalışmalarımıza devam ediyoruz. 500 milyar dolarlık ihracat hedefindeki 100 milyar dolarlık makine ihracatı payı her ne kadar gerçekleşmeyecek gibi gözükse de bu hedefin bizlere gösterdiği çok önemli bir durum ortaya çıkmıştır. Ne kadar çok üretirsek üretelim katma değeri yüksek ürünlere geçiş yapamadıkça, ihracattaki kilogram değerimizi yükseltemedikçe bu rakamlar maalesef mümkün gözükmemektedir" dedi. Ülke olarak düşük gelir tuzağından kurtulmak için çalışmalara hız verilmesi gerektiğini vurgulayan Özkayan, "Rekabetin acımasız olduğu küresel pazarlarda varlığımızı sürdürmek için kendi teknolojilerimizi geliştirmeli ve ithal ettiğimiz ara ürünleri de kendi ülkemizde üreterek hem sektörün güçlenmesi hem de yeni sektörlerin oluşması için çalışmalıyız. Ülkemizin kalkınma sürecinde kilogram başına ortaya koyduğu yüksek katma değerle makine sektörü büyük öneme sahiptir. İhracattaki kilogram değerimizi önce 15 dolar, sonrasında da 20 dolar seviyesine çıkarabilirsek zaten sorunların çoğunu bitirmiş olacağız" şeklinde konuştu. Devletin özellikle son yıllarda 'milli üretim' olgusuyla harekete geçirdiği, yerli üretimin öncelikli gelişim stratejilerinin de olumlu sonuçlar verdiğini söyleyen Özkayan, şunları kaydetti:

"Bu kapsamda özellikle KOSGEB tarafından verilen teşviklerde yerli makine ile yapılan yatırımların teşvik oranının artması, ileri teknoloji ihtiva eden ürünlerde bu oranların daha da yüksek olması biz üreticiler tarafından büyük bir memnuniyet ile karşılanmıştır. Verilen desteklerin aynı kararlılıkla ve yerli üretimi destekleyerek nitelikli uygulanması stratejik kalkınmada büyük fayda sağlayacaktır."

"Dünya markası olmuş ürünlerimizi artırmalıyız"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, bilginin ve teknolojinin ticari bir ürüne dönüştürülememesi durumunda geriye gidişin söz konusu olacağını belirterek, "Hedefimiz daha inovatif, Ar-Ge'ye dayalı ve gelişmiş ürünler ortaya koyup maliyetleri aşağı çekerek ürünümüzün kıymetini artırmaktır. Tüm bu faaliyetleri yaparken marka değerini artırmak da çok önemlidir. Dünya markası olmuş ürünlerimizi artırmamız lazım. Çünkü marka olunca değeri katlanıyor. Dolayısıyla yaptığımız ürünlerin biraz daha uluslararası değer kazanmasını arzu ediyoruz" dedi. Özel sektörün Ar-Ge harcamalarını artırması gerektiğine de dikkat çeken Çelik, "Hem kamunun hem de özel sektörün daha fazla gayret göstermesinin ve yüksek atılımlar yapmasının çok büyük yararı olacaktır. Ar-Ge ve inovasyonun önündeki en büyük engellerden biri de sermaye yetersizliğidir. Bu sıkıntıyı KOSGEB ve TÜBİTAK üzerinden yaptığımız desteklerle aşmaya çalışıyoruz."