Yaza en yakışanlardan "hep serin" lezzet: Salatalık

Asya kökenli hatta Hindistanlı bir bitki salatalık. Fatih döneminde sarayda "hıyar" olarak anılsa da bu adı şimdilerde pek makbul değil. Yüzde 90'dan fazlası su olduğundan sadece cacık şeklinde değil, tuzlayarak yediğinizde de içinizi serinletiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FARUK ŞÜYÜN

Biliyor musunuz ona salatalık diyoruz ama Fatih Sultan Mehmet döneminde adı, bugün “kullanmaktan çekindiğimiz” “hıyar”mış… Türk Dili Kurumu’nun Türkçe sözlüğü “hıyar”ı şöyle tanımlıyor: 1. isim bitki bilimi Kabakgillerden, uzun, iri meyveli, sürüngen, bir yıllık otsu bir bitki (cucumis sativus); 2. bitki bilimi. Bu bitkinin iri, yeşil ürünü, salatalık; 3. sıfat. Kaba saba, görgüsüz, budala…

Fatih döneminde sarayda bol bol tüketilen bu sebzenin “çekinmeden” kullanılan adı, bugün sözlüğün üçüncü sırasına yerleşmiş! Neden bu sevimli yiyeceğe “kaba saba” karşılığı verilmiş, hakaret anlamı yüklenmiş, araştırmak gerek… O, başka bir yazının konusu… Ben de yazıma salatalık diyerek devam edeceğim…

Anayurdu Hindistan

Salatalık Asya kökenli, anayurdunun Hindistan olduğu düşünülüyor… Yunanlar, Sümerler, Romalılar salatalık tüketicileri arasında. Gastronomik devrimi başlatan Fransa kralı 14. Louis’nin her mevsim turfanda salatalık yiyebilmek için seralar kurdurduğu biliniyor. Topkapı Sarayı’nın bahçesinde de aynı şekilde sırf salatalık için seralar varmış… İçeriğinde yüzde 90’dan fazla su bulunduran salatalık, lifl i yapısı ile sağlıklı beslenmenin yapı taşlarından biri. Komşum Dr. Dizdar ayrıntılarıyla anlatıyor… Ben, başka yönlerinden söz edeceğim:

Hep serin

Su ağırlıklı özelliği nedeniyle olsa gerek, hiç dikkatinizi çekti mi bilmem, hep “serin”dir salatalık… Bir dönem, salatalık yüklü el arabalarıyla gezen seyyar satıcılar vardı. Hemen oracıkta soyar, tuzlayarak verirlerdi. Yazın en sıcak günlerinde hissettiğimiz o “serin”lik, salatalığı seçmemizin nedeniydi.

Salatalığı biz çiğ olarak tüketiyoruz… Batı’da ise pişirilerek yeniliyor. Amerika’nın keşfinden sonra hayatımıza giren kabak, fasulye, patates gibi besinlerden çok önce eski kıtada varolması, bu geleneğin nedenlerinden biri sanırım. Tıpkı kabak gibi çekirdekleri oyulup öyle pişiriliyor… Beyaz etlerin yanında tereyağında sotelenip diğer etlerle birlikte servis ediliyor. Fransız mutfağında taze peynirle hazırlanan bir salatalık çorbası da bulunuyor (bizim cacığın sıcak olanı diyebilir miyiz?)… Ülkemizde çiğ tüketimin bir istisnasına rastlamadım. Başka bir yerde de sıcağını tatmadım. Doğu bölgemizde salatalık dolması yapıldığını okuduğumu anımsıyorum...

Balkonda yetiştirin

Salatalık kolay yetiştirilen bir bitki. Bahçeye, balkonda saksıya dikmek mümkün… Gübreli bir toprak yeterli. Ancak, sulamaya özen göstermek gerekiyor. Eğer bol su almazsa acılaşabiliyor. En büyük kabak, en ağır karpuz gibi iddialar salatalık için de geçerli… David Thomas, dünyanın en ağır salatalığını yetiştirmiş. İngiltere'deki bir sergide 26 Eylül 2015'te 12.9 kg olarak tespit edilmiş bu rekor.

Benim tercihim

Salatalığın en çok bilinen türü, badem. Bunun yanında artık Çengelköy’de bulunmayan tarlalarda yetiştiği için adını oradan alan Çengelköy salatalığından da mutlaka söz etmeliyiz… Kornişon diye adlandırılanlar, genellikle turşuluk olarak kullanılıyor… Langa, acur da çeşitleri arasında… Benim en çok tercih ettiklerimden birisi, Karadeniz bölgesinde karşımıza çıkan; çocukluğumda da çok tükettiğimiz üzeri pütürlü olan salatalıklar… Havasından mı, ikliminden mi bilmem bana daha lezzetli geliyorlar…

Turşusu bir başka

Salatalık deyince turşusundan mutlaka söz etmek gerekiyor. Hele Ankara’nın Çubuk ilçesinde yetiştirilenlerle yapılırsa tadına doyum olmuyor…

Efsane cacık

Ve mezelerin efendisi efsane cacık… Yaz aylarının harika serinletici, besleyici lezzeti… Düşünün mutfaktasınız salatalıkları doğruyorsunuz, mis gibi kokuları geliyor… Sarımsakları havanda dövüyorsunuz: Tak, tak, tak… Doğranan salatalıkların üzerine biraz tuz ekip sulanmasını sağlandıktan sonra yoğurda katıyorsunuz… Ne çok sulu, ne çok katı olmalı… Kaşıkla yenecek kıvamı bulacak kadar su eklenmeli. Son, ama vazgeçilmez rötuşlar: Üzerine biraz zeytinyağı, biraz da dereotu… Lütfen bugünlerde deneyin, keyfini çıkarın…

Bu konularda ilginizi çekebilir