Tedavi edilebilir sorun! Çocuklarda nöbet, havale ve epilepsi

Çocuklar çeşitli nedenlerle nöbet geçirebiliyorlar. Bunun en sık rastlanılan sebebi yüksek ateş. Ancak her 100 çocuktan 1'inin epilepsili doğduğunu düşünürsek, buna bağlı nöbetlere de sık rastladığımızı söyleyebiliriz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

PROF. DR. MUSTAFA SAİT GÖNEN

Bu hafta çocuklarda değişik nedenlerden dolayı sık görülen nöbet, havale ve epilepsi konusu üzerine Pediatrik Nöroloji uzmanı ve Türkiye Pediatrik Nöroloji derneği Başkanı sayın Prof.Dr.Kürşat Aydın hocamla keyifl i bir söyleşi gerçekleştirdik.

Kürşat Hocam nöbet veya havaleyi nasıl tanımlarsınız?

Beyindeki anormal elektriksel boşalımlar sonucu meydana gelen bilinç değişikliği, bayılma, kısa süreli dalma, boş bakma, yüzde, kollarda veya bacaklarda kasılma, dişlerde kilitlenme, gözlerde kayma, ağızda köpürme ve idrar kaçırma gibi bulguların eşlik ettiği geçici bir durum.

Peki bu nöbetlerin nedenleri neler?

Çocuklarda en sık nöbet (havale) sebebi ateştir. Bunun dışında kafa travması, ilaç ve zehirlenmelere bağlı kan şekerinin düşmesi veya kandaki sodyum ve kalsiyum gibi maddelerin düşüklüğü, beyindeki kist, tümör, kanama ve beynin gelişim kusurları da nöbete sebep olabilir. Ancak yine de nöbetlerin yüzde 50-60 nedeni genetik yatkınlıktır. Ateş olmadan, durup dururken geçirilen nöbetlere ise "soğuk havale" veya "epilepsi nöbeti" diyoruz. Epilepsi nedir, ne değildir?

Tedavisi var mıdır?

Kendiliğinden ve tekrarlayan nöbetlerin (soğuk havale) olması durumunda epilepsi teşhisi konulur. Halk arasında “sara” olarak biliniyor ve çoğu kez tedavisinin olmadığı sanılıyor. Ancak çocuklarda büyük oranda tedavisi mümkün. Epilepsi bir ruh hastalığı veya delilik değil, gizemli bir yanı olmadığı gibi cinlerle de ilişkisi yok. Bulaşıcı olmadığı gibi epilepsili çocuklar başkaları için tehlikeli ve zararlı da değil. Toplumumuzdaki bu yanlış algılar nedeniyle, aileler çocuklarının epilepsi olduğunu gizliyor, günlerinin önemli bir kısmını geçirdikleri okulda öğretmenlerinden bile sakladıkları görülüyor ne yazık ki.

Nöbet ve epilepsi hangi sıklıkla görülür?

Yaklaşık olarak her 100 çocuktan 1’inde epilepsi görülüyor. Buna göre ülkemizde yaklaşık 200 bin epilepsili çocuk, dünya genelinde de 50 milyondan fazla epilepsi hastası var. Ateşli havaleler yüzde 2-5 sıklıkta olup ülkemizde 500 binden fazla çocukta ateşli havale görülülüyor. İnsanların yüzde 5’i hayatları boyunca en az bir kez nöbet geçirir. Epilepsi de çok fazla tür olduğundan (yüzden fazla) bu nöbetleri tanımak uzmanlar için bile her zaman kolay değil. Kısa süreli dalma ve boş bakma, 1-2 saniye süren kasılmalar, kol veya bacaklardaki basit sıçramalar bir epilepsi nöbeti olabilir. Bayılma, bilinç kaybı, kasılma, dişlerde kilitlenme, ağızda köpürme ve idrar kaçırma gibi belirtiler ise sadece büyük nöbetlerde görülüyor.

Hangi durumlar epilepsi nöbetlerini tetikliyor?

Uzun süre aç kalmak, stres, uykusuz kalmak, alkol, kahve ve kola gibi içecekler epilepsiye yatkınlığı olan çocukların nöbet geçirmesini kolaylaştırabilir. Bilgisayar ve televizyon gibi parlak ışık saçan cihazlar özellikle ışığa duyarlı epilepsisi olan çocuklarda riskli. Epilepsi teşhisi nasıl konulur?

Nöbet sırasında görülen klinik bulgulara göre epilepsi teşhisi konulabilir. Epilepsi teşhisi için EEG; epilepsinin nedenini araştırmak için de MR oldukça yararlı. Ancak epilepsi hastalarında EEG ve MRG’ nin normal olabileceği unutulmamalı. İleri teknoloji ürünlerinden yararlanmakta fayda var.

Nöbet anında ailelere tavsiyeleriniz neler olabilir?

Nöbetler, genellikle birkaç dakika içerisinde kendiliğinden durur. Dolayısıyla nöbet geçiren birini gördüğümüzde hasta çocuk çok sert olmayan düz bir zemine yan yatırılarak solunum yolu açık tutulmaya çalışılmalı. Ağızda köpürme ve kusma varsa temizlenmeli, panik yapmadan kafasını sert yerlere çarparak kendine zarar vermesi, dilini ısırması engellenmeli. Nöbet 2-3 dk içerisinde sonlanmadıysa 112 aranarak, hasta en uygun sağlık merkezine ulaştırılmalı.
Meslekdaşım Prof.Dr.Kürşat Aydın, halk arasında bu nöbetler sırasında yapılan hatalara da dikkat çekti. İşte hocamdan altın tavsiyeler...

Alkol veya soğan koklatmayın!

Halk arasında yaygın olarak uygulanan kasılmayı engellemek için sıkıca tutmanın, yüzüne su veya kolonya dökmenin, alkol veya soğan koklatmanın hiçbir yararı yoktur. Bir şey yedirmeye ve içirmeye çalışmak ise çok tehlikeli olup besinin akciğerlere kaçmasına ve hastanın ölümüne dahi sebep olabilir.

Ateşli çocuğa soğuk duş yaptırmayın!

Nöbet sırasında çocuğu musluğun altına tutmak veya soğuk duş aldırmak uygun değil. Özellikle ateşli nöbet geçiren çocuklarda, soğuk duş vücudun dış kısımlarını hızla soğutmakta, beyine daha fazla kan gitmesine ve beyindeki ateşin daha da yükselmesine neden olarak nöbet için daha zararlı olabilmektedir. Bununla birlikte nöbet yokken ateşli çocuğa ılık duş aldırmak yararlı olur.

Okula ve spora devam

İlaç tedavisi ile nöbetleri kontrol altına alınan çocukların günlük aktivitelerine devam etmelerinde, kreş veya okula gitmelerinde, okul spor ve laboratuvar çalışmalarına katılmalarında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak yüzme ve bisiklet gibi tehlikeli olabilecek sporlar, nöbet kontrolü sağlandıktan sonra ve erişkin gözetimi altında yapılmalı.

Arkadaşlık

Epilepsili çocukların diğer çocuklarla arkadaşlık etmesinde, oyun oynamasında her iki taraf açısından da bir sakınca yoktur. Dolayısıyla bu çocukların okul dönemlerinde hem öğretmenleri hem de arkadaşları tarafından dışlanmaları son derece yanlıştır.

Peki hocam günümüzde epilepsi tedavisinde ne gibi gelişmeler var?

Günümüzde, genel olarak epilepsili çocukların yüzde 70-80’i, bazı epilepsi türlerinin ise yüzde 95-100’ü ilaçlarla tam olarak iyileşebiliyor. Hastaların yüzde 20-30 kadarında ise birden fazla ilaç kullanmak gerekebiliyor veya ilaçlara rağmen nöbet tekrarları olabiliyor. Sadece hastaların yüzde 5-10 kadarı kötü seyirli olabiliyor. Böyle hastalarda da ameliyat, pil ve ketojenik diyet gibi ilaç dışı tedavi seçenekleri ön plana çıkıyor.

Tedavi süresi 2-4 yıl

İlaç veya diğer tedavi yöntemleri ile nöbetler tam olarak kontrol altına alınsa dahi tedavi süresi 2-4 yıl arasında değişiyor. Tedavi bitince de ilaçlar aniden kesilmemeli; buna mutlaka doktor karar vermeli ve kesim süresi en az 6 ay-1 yıl olmalı. Bu süre boyunca en geç 6 ayda bir çocuk nörolojisi kliniğinde kontrollerin yapılması gerekiyor.