Sindirim dostu: Muşmula
YAVUZ DİZDAR
YAVUZ DİZDAR
Kabızlık sorununun doğal çözümlerinden biri olan muşmula, demir ihtiyacının arttığı durumlarda da işe yarar. Muşmula, aşırı şeker içermediğinden diyabetliler tarafından da rahatlıkla tüketebilir.
1- Nasıl bir meyvedir?
“İlginç” desek sanırım en doğru yanıtı vermiş oluruz. Aslında gül familyasından bir ağacın meyvesidir. Başlangıçta küçük altın sarısı bir renk alır, içinde büyük çekirdekleri olan bu meyvenin etli dış kısmı yenir. Bu halindeyken gül tomurcuğuna da benzer, ama olgunlaştırmadan tadı yerine gelmez, yani ham hali çok da lezzetli değildir, karmaşık buruk bir tat bırakır. Ama tarihçesine baktığınızda eskiden çok iyi bilinen, günümüzde biraz kenarda kalmış, unutulmuş bir meyveyle karşılaşırsınız. Anavatanı tam da bizim ülkemizin bulunduğu bölgedir; Asya’nın batısı, Avrupa’nın doğusu olarak tanımlanır. Esas değerini Roma’da bulmuş, daha sonra İngiltere dahil yaygınlaşmış, ama sonrasında ticarete daha uygun meyvelerin gölgesinde kalmıştır. Oysa besleyici ve sağlık verici değeri çok yüksek bir meyvedir.
2- Neden ticari değer taşımaz?
Aslında taşır da, bileni için. Meyvenin en makbul hâli dalında olgunlaşmış olandır, bu doğrudan yenebilir. Olgunlaşma sırasında renk altın sarısından kızıl kahveye döner, bu sırada meyve de yumuşar, yenecek kıvama gelir. Ancak ticari sorun da burada ortaya çıkar, bu kadar olgunlaşmış meyve pazara gönderilemez, ezilir. Bu biraz da Trabzon hurmasına benzer, siz hurmayı ham toplar evde olgunlaştırırsınız. Muşmula da bu nedenle ham toplanır ve evde birkaç hafta olgunlaşmaya bırakılır. Bu olgunlaşma meyvenin yenebilir hâle gelmesi ve faydasının ortaya çıkması için de gereklidir.
3- Olgunlaşma sırasında ne olur?
Muşmula hamken buruktur, olgunlaşınca tatlıya dönmeye başlar. Meyveye dokusunu veren ve bizim için de özellikle bağırsakların beslenmesi açısından önemli olan pektin adında uzun zincirli moleküller vardır. Bu moleküler yapı sağlam olduğu için meyve kolay çiğnenemez. Ama olgunlaşma sırasında pektin molekülleri parçalanmaya başlar, bu bir cins mayalanmadır, aslında kahve ya da kakao için uygulanana benzer. Pektin bileşik şekerden meydana gelir ve üst sindirim sisteminde çok fazla işlenemez, ama kalın bağırsaklara erişince burayı besleyen ana bileşiklerden biridir. Jelleşme özelliği gösterdiğinden muşmuladan marmelat yapılmasına da olanak sağlar.
4- Marmeladının yapılmasının faydası ne?
Muşmula marmeladıyla ilgili neredeyse 500 yüz yıllık reçeteler var. İngilizler turta yapımında kullanmış, ama marmelat olarak tüketimi de yaygın. Yani içindeki faydalı bileşiklerin en az 6 ay saklanabilmesi olanaklı hâle geliyor. Ha “Bunlar nedir?” derseniz, B vitaminleri, demir en sık sayılanlar. Ne yazık ki çok daha fazlasını saymak mümkün değil, ama elbette var. Çünkü muşmulanın bizim yediğimiz kısmı, aynen diğer meyveler gibi içindeki çekirdeğin korunması için gerekli. Siz bunu marmelat haline getirmeye çalıştığınızda etli tohumların besleyici içeriğini de alıyorsunuz, aynen ayvanın çekirdekleri gibi, nitekim ayva da pektin içerdiğinden kaynatırsanız jöleye döner. Demir gibi bileşikler olasılıkla bu kısımda zengindir, pektin olasılıkla pekmez kelimesine de kök olur.
5- Yararları neler?
Her yaşta besleyicidir, tamam çocuklar meyvesini çok sevmeyebilir, ama marmelat da yeterlidir. Sindirim faaliyetinin düzene girmesini sağlar, siz bir avuç muşmula yerseniz kabızlık sorununu çözer hâle gelirsiniz. Demir ihtiyacının arttığı durumlarda işe yarar. Ama bir de metabolizmayı artırıcı özelliği vardır, bu da yağ yakılmasını kolaylaştırır. Aşırı şeker içermediğinden diyabetliler de rahatlıkla tüketebilir, hatta hastalık olasılıkla olumlu etkilenir. Daha fazlasını söylemek içinse bilgi az. Ama şunu vurgulayalım, muşmula aslında işi bilenlerin seçimidir. Bununla beslenmenin yanı sıra orijinal tarifler de geliştirebilirsiniz, geleneksel mutfak konusunda kültürlü olmak anahtar rolü oynar.