Sanal kelebekleriz!

Akıllı telefon sahiplerinin yüzde 28’i gece telefona bakmak için uyanıyor, her iki kişiden biri de uyurken telefonunu yakınında tutuyor. Yani toplumun büyük bölümü sanal anlamda sosyal kelebeklere dönüşmüş durumda..

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KEZBAN KARABOĞA

Türkiye’de nüfusun yüzde 60’ı günün 3 saat 1 dakikasını sosyal medya kullanarak geçiriyor. Bu oran Türkiye nüfusunda 48 milyon kişiye tekabül ediyor. Ajans Press’in ‘We are Social 2017-(Sosyaliz-2017) verilerinden edindiği bilgilere göre 48 milyon kişilik kitlenin yüzde 87’si düzenli olarak her gün internete girerken, üç saati sosyal medyada olmak üzere online ortamda günde toplam 6 saat 46 dakika geçiriyor. GfK ve DigitalTalks'ın verileri de bu tabloyu destekler nitelikte. Buna göre akıllı telefon sahiplerinin yüzde 59’u için bu cihaz hayatlarının vazgeçilmez ve önemli bir parçası. Kullanıcıların yüzde 44’ü gün içinde akıllı telefonlarına bakamadıklarında kendilerini huzursuz hissediyor, yüzde 38’i ise sabah uyanınca ilk iş olarak akıllı telefonlarından sosyal medya hesaplarını ve mesajlarını kontrol ediyorlar. Yüzde 28 gibi bir oran gece telefona bakmak için uyanıyor, her iki kişiden biri ise uyurken telefonunu yakınında tutuyor.

Sık kontrol ediyoruz!

Araştırmaya göre akıllı telefon sahibi olanların büyük çoğunluğu telefonlarında sosyal medya uygulaması olarak Facebook’u tercih ederken, Facebook kullanan erkeklerin oranının kadınlara göre daha yüksek olması dikkat çekici. İkinci en çok kullanılan uygulama ise Instagram. Onu Twitter ve Snapchat takip ediyor. Akıllı telefonunda sosyal medya uygulamalarını kullanan yaklaşık her 4 kişiden üçünün gelişmeleri sürekli ve sık sık kontrol ettiği belirtiliyor.

'ben de buradayım' kaygısı

Peki, tüm bu rakamlar ne demek? Bu kadar yoğun sosyal medya kullanımı sağlığı- psikolojiyi, ilişkileri, iş hayatını nasıl etkiliyor? Bunun normali nedir? Sosyal medya diyetine girenler haklı mı? Acıbadem Üniversitesi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül, bireylerde "Ben de buradayım" demenin yolunun artık sosyal medyadan geçtiğini söylüyor. Bu ağlar sayesinde hem sıradan, hem de ünlü kişilerin hayatlarını yakından takip ederek duygusal bir tatmin duygusu yaşandığını vurgulayan Algül'e göre başkaları tarafından merak ediliyor olmak da bir haz kaynağı. Diyor ki Algül, "İnsanlar kendi hayatının ya da karakterinin aslında ne kadar güzel ve düzgün olduğunu gösterme çabasında. Artık gerçek dostlara ve ilişkilere sahip olmak daha zor. Sanal alemde bu açık kapatılıyor. Ancak bu kişilerde yalnız olmadığı yanılgısını da yaratıyor. Vücudumuzun da dengesi bozuluyor. Kaygı bozuklukları; panik atağa yatkınlık, dikkat ve algıda bozulmalara neden olabiliyor. Bu tür sorunların önüne geçmek için alabileceğiniz önlemler var… Kendinize bir tür diyet programı çıkarın."

Sosyal medyayı musluğu açıp kapatır gibi kullanın....

Her paylaşıma inanmayın: insanlar sosyal medya hesaplarından çoğunlukla en iyi anlarını paylaşıyor. Yani gerçeğin bir kısmını, tamamını değil! Görünenin ardında ne olduğunu bilemiyoruz.

Daha fazla merak etmeyin: başkalarının hayatlarına sürekli dahil olmak bireyselliğe zarar veriyor. Mahremiyet duygunuzun zedelenmesine izin vermeyin.

Başka yerlerde araştırın: insanların birçoğu sosyal medyayı araştırma kaynaklı kullansa da pek çok veri yüzeysel ve genel geçer bilgilerden oluşabiliyor. Bu yüzden farklı kaynaklardan okuyun, araştırın ve gözlem yapın.

Takılı kalmayın: sosyal medyaya aşırı takılmak, aslında hayatımızın pek de yolunda gitmediğini işaret ediyor. Uzmanlar bu noktada şunları soruyor: "İşiniz mi kötü gidiyor, yoksa ilişkiniz mi? Kaçtığınız şeyleri belki de çözme vakti gelmiştir."

Sanal değil, gerçek ilişkiler kurun: Bugün arkadaşlıklar bile neredeyse sosyal medya üzerinden yaşanıyor. Uzmanlara göre yüz yüze iletişimin yarattığı boşluk asla doldurulamıyor.

Siz gezinirken, e-ticaret de harekete geçiyor…

Sosyal medya ve internet kullanımının bu denli artması e-ticaret sektörünü de hareketlendirdi elbette. Son bir yılda internetten alışveriş yapanların sayısı 2.5 milyon kişi artarak 15milyona ulaştı. Perakende sektöründe e-ticaretin genel payı yüzde 3-4 civarında olurken bu oranın gelişmiş ülkelerde yüzde 8 ila 12 aralığında olduğu belirtiliyor.