Sağlık Bakanlığı: Nişasta bazlı şeker sınırlandırılsın
Sağlık Bakanlığı, nişasta bazlı şekerin sınırlandırılmasını önerdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, halen yüzde 10 olan nişasta bazlı şeker kotasının artırılmaması gerektiği de kaydedildi.
Mehmet KAYA
ANKARA - Sağlık Bakanlığı, sofra şekeri ve nişasta bazlı şeker (NBŞ) incelemesi için oluşturduğu bilim kurulunun sonuç raporunda, genel olarak şekerin kullanımının azaltılmasını ama özellikle NBŞ’nin kotasının artırılması, gıdalarda kullanımının da sınırlanmasını önerdi.
Sağlık Bakanlığı “Nişasta Bazlı Şekerlerin (NBŞ) Sağlığa Etkileri” Hakkında Bilim Kurulu Raporuna yönelik bir basın duyurusu yayımladı. Duyuruda, sofra şekeri veya çay şekeri olarak bilinen sakkarozun (sükroz) yüzde 50 glikoz ve yüzde 50 fruktozdan oluştuğunu hatırlattı. Bunun yanında NBŞ’nin ise mısır, patates, buğday, kasava gibi bitkilerden elde edilebilen sıvı halde bulunan ve bileşiğinde fruktozun daha fazla olduğu bir tatlandırıcı olduğu belirtildi.
Bilim kurulu raporunda, obezite başta olmak üzere kronik hastalıklarda früktozun ciddi rol oynadığı konusunda bilimsel bulgulara işaret edilerek, früktozun insülini uyarmaması nedeniyle tokluk hissinin oluşmaması ve yeme davranışının devam etmesine neden olduğu kaydedildi. Fruktozun karaciğerde işlenmesinin de glikozdan farklı olduğu ve çok hızlı biçimde yağ asitlerine dönüşebildiği belirtildi. Fruktozun glikoza göre daha tatlı olmasının da bu bileşene bağlı tüketim alışkanlığının çocukluktan itibaren damak tadının bu tatlandırıcının kullanıldığı ürünlere kaymasına neden olduğu vurgulandı. Fruktozun bir diğer olumsuz etkisinin ise bağırsak florasa ve mikrobiyatasını bozması olarak belirtildi.
Çok yeme davranışı gelişiyor
Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan bilim kurulu genel olarak şekeri ancak özellikle NBŞ’yi sağlığı bozucu etkisi konusunda uyarılarda bulunarak “ Şekerli (sakkaroz ve NBŞ) besinlerin aşırı tüketilmesi sonucunda (yüksek früktoz içeren -yüzde 55 ve üzeri-) mısır şurupları daha tatlı oldukları için daha fazla tüketilebilmektedir) gereğinden çok yeme davranışı, insülin direnci gelişmesi ve obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları ve eşlik eden hastalıklara yol açtığı yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Sakkaroz ve NBŞ içeren besinlerin fazla tüketimi metabolik hastalıkların yanı sıra obezite ile ilişkili çeşitli kanser türlerinin (kolon kanseri, pankreas, karaciğer ve meme kanseri gibi) gelişimine de zemin hazırlamaktadır” bilgisi verildi.
Kota artırılmamalı hatta gıdada kullanım sınırlandırılmalı
Bilim kurulu raporunda, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesinin (EFSA) sağlıklı beslenmenin teşvik edilmesi ve özellikle endüstrinin şekeri azaltma yolunda reformülasyon yapmasını önerdiği belirtildi. Türkiy için ise bilim kurulu şu önerileri geliştirdi.
-Her türlü şeker tüketiminin azaltılması için gerekli tüm tedbirlerin alınması sübvansiyonların gözden geçirilmesi, vergilendirme, bilgilendirme ve farkındalık girişimleri vb.
-Halen yüzde 10 olan NBŞ kotasının (üretiminin) artırılmaması ve gıdalarda kullanımının sınırlandırılarak sıkı denetiminin sağlanması,
-Yiyecek ve içecek etiketleri üzerindeki şeker içeriğinin, elde ediliş kaynağı ve früktoz oranı belirtilmek suretiyle Türk Gıda Kodeksi şeker tebliğine uygun şekilde “şeker”, “glikoz şurubu”, “yüksek früktozmısır şurubu”, “invert şeker” vb şeklinde açık olarak yazılmasının sağlanması,
-Sağlıklı beslenmenin teşvik edilmesi çalışmaları kapsamında; endüstri tarafından reformülasyon yapılarak, yüksek fruktozlu mısır şurubu kullanım miktarının asgari düzeye indirilmesine destek olunması,
-Toplumumuzda şeker tüketiminin azaltılması için tüketicinin bilgilendirilmesi, tüm topluma bebeklik ve çocukluk çağından itibaren sağlıklı beslenme kültürünün tesis edilmesi konusunda dengeli beslenme politikaların geliştirilmesi,
-Sağlık Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde ilgili tüm sektörlerle ve kamu kuruluşlarıyla işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.