Sağlığın kilidi spor
Sağlıklı kilo vermede düzenli sporun büyük katkılarını gördüğünü anlatan Silivri’deki fabrikasından 75 ülkeye endüstriyel kilit ihraç eden Mesan’ın üçüncü kuşak patronu Mustafa Mertöz, , “Anladım ki sağlıklı yaşamın kilidi spor” diyor.
YASEMİN SALİH
Mesan Kilit’in hikâyesi Türkiye’nin endüstriyel gelişimiyle paralel ilerliyor. Türkiye’de elektrik ekipmanları arttıkça onları koruma altına alan kilit sistemleri de birlikte gelişiyor, bu süreçte bugün 75 ülkeye ihracat yapan bir şirket oluşuyor. Mesan, Malatya kökenli bir aile tarafından kurulmuş. Dönemin ihtiyaçlarına göre Türkiye, Türkiye’nin ihracattaki gelişimine göre de yurtdışında kendine yer edinen şirketin başarısında üçüncü kuşak yöneticisi Mustafa Mertöz’ün de önemli katkıları var. İşletme eğitimi alan Mertöz, üniversite yıllarını “yarı zamanlı öğrencilik” olarak anlatıyor. Çünkü ilk günden itibaren hep işin içinde olmuş. Özellikle Ankara ve yurtdışı bağlantılarında önemli görevler üstlenmiş. Nihayetinde şirketin 2014’te İngiliz Essentra plc Components’e satışından sonra da CEO olarak görevinde kalması istenmiş ondan. O dönemde İngiliz şirketi Türkiye’deki ilk yatırımına ikna eden Mertöz, şimdilerde ise yeni bir ortaklığın arifesinde.
33 yaşında bir işkolik olan Mustafa Mertöz’le zor olsa da iş hayatı dışında sohbet ettik. Sağlığından, nasıl 6 ayda 20 kilo verdiğinden, ailesinin “evlen artık” baskılarından ve dostlardan konuştuk...
Kendinizi nasıl bir işadamı olarak görüyorsunuz?
Hiperaktifim, duramıyorum, ailem ve iş çevrem bana sürekli “sakin ol” diyor. Şimdi biraz yavaşladım. Eskiden daha hızlı karar alır, daha her ortama girip çıkardım. O gazla üniversite, askerlik her şeyi bir anda yaptım.
Yavaşlamanıza neden olan olaylar size ne öğretti?
Çok şey. Askerden yeni döndüğüm dönemde, Belçika’daki en büyük rakiplerimizden birinin çalışanı beni arayıp temsilcimiz olmak istediğini söyledi. Hemen heveslendim, çok büyük bir şirketten ayrılıp bana geliyordu. Hemen kabul ettim. Öyleydim çünkü, çok hızlı karar veriyordum. Sonra bir gece aynı kişi beni arayıp ifl as ettiğini söyledi. Ona yatırım yapmıştık, para harcamıştık, belli ki bizi dolandırıyordu. Hemen atlayıp Belçika’ya gittim ama bu, sonucu değiştirmedi. Babama gelip olayı anlattım. O da bana, “Ne öğrendin?” dedi. Sonra da şu öğüdü verdi: Ticarette hızlı olmak değil, uzun vadeli olmak önemlidir. Bir daha böyle bir şey yaşamamak için sistemimizi yeniden gözden geçirdik. “Hırsımıza kapılmayacağız, sakin olacağız” dedik. Bu strateji bize büyük başarılar getirdi. Tüm dünyadan satın alma teklifl eri geliyordu. İngilizler’e “evet” dedik.
100 Yıllık deneyim kitabı
Peki İngilizlerle çalışmak size ne kattı?
Asırlık bir şirketle çalışmak çok şey öğretti. Öncelikle disiplin ve finansman yönetimini öğrendim. Ayrıca “Bu konuda öğrenilen dersler” diye şirket hafızası olarak tutulan notlar vardı. Kitap gibi bir kaynak. Bunu okudum, müthiş hikâyeler var. Biz de bir kilit şirketi olarak önemli bir yerde duruyoruz insanların hayatında. Neye dokunsanız elinizi ilk kilide atarsınız.
Peki size göre hayatın kilidi nedir?
Şu sıralarda hayatımın kilidi işim. Onunla günü açıyor, onunla kapatıyorum. Ailemden de böyle gördüm. Yaşım ilerledikçe ailem hayatımda daha çok yer kaplamaya başladı. Eskiden uzun bir seyahate çıksam bile uçaktan iner hemen işe koşardım, şimdi önce ailemi görmek istiyorum. 30’lu yaşlar başladıktan sonra duruldum.
Sizi yavaşlatmaya yarayan hobileriniz yok mu?
Elbette var ama beni kesmiyor. Gerçekten uslanmaz bir hiperaktifim. Bu benim durulmuş halim. Spor yapıyorum, müzik de seviyorum, denize de giriyorum, dostlarımla da buluşuyorum ama sürekli hareket halindeyim ve duramıyorum. Yoğun iş, çalışmak ancak yavaşlatıyor. Örneğin şimdi arkadaşlarımla oturuyor olsaydım burada birkaç kez dolaşmıştım.
Kendimi tamir ederim
- Hiç enerjinizin düştüğü olmuyor mu?
Evet, bazen. Öyle zamanlarda hemen kendi kendimi telkin ediyor, çabuk tamir oluyorum. Tekrar enerjim yükseliyor. Bir seferinde hastalandım, serum almam gerekti ve ekibimi hastaneye çağırdım. Ben serum alırken toplantı yaptık. Ama artık farklı. Örneğin eskiden hızlı araba kullanmayı severdim, şimdi özellikle kaçınıyorum hatta araba kullanmayı sevmiyorum. Zaman kaybı bence.
Delege etmekte zorlanıyor musunuz?
Evet evet, elbette yapıyorum. En azından artık yapmaya başladım. Çünkü babam bile benden şikâyetçiydi. Akşamları ona gittiğimde o kadar çok işten bahsediyordum ki, gazetesini alıp başka odaya kaçıyordu. Bir keresinde “Sen artık akşamları gelme, uykumu kaçırıyorsun” dedi. Herkes şikâyet ediyordu ben de biraz yavşaladım, kendimi daha geri çekmeye çalışıyorum.
Nasıl dinleniyorsunuz ya da dinlenmek deyince ne anlıyorsunuz?
Yıllık plan yapmayı seviyorum. Bunu yaparken de büyük bir zevkle ilk olarak yılda iki kez gittiğim Selimiye tatilini belirliyorum. Bu tatilleri çok seviyorum. En küçüğü benden 10 yaş büyük birkaç kişiden oluşan bir grubum var. Marmaris Selimiye’de her yıl gittiğimiz bir butik oteli kapatıyoruz. En çok kendimle kaldığım, dinlendiğim, kafamı dinlediğim anlar bu tatiller. Voleybol oynuyor, yüzüyoruz.
Yaşça büyük insanlarla dostluk, belki de biraz sakinleşme ihtiyacından kaynaklanıyor...
Evet, sanırım öyle. En yakın iki dostumdan biri benden 10, diğeri 14 yaş büyük. Beni dizginliyorlar. Genellikle derler ya “Dostunu kötü günde tanıyacaksın” diye. Ben buna katılmıyorum. Bence dost, iyi gününü hazmedebilen, yanında seninle mutlu olandır. Benden büyüklerle hayatın her alanında daha iyi anlaştığım doğru ama. Örneğin İSO’da babamla birlikte meclis üyesiyim. Orada da benden oldukça büyük insanlarla bir arada olmaya bayılıyorum. Örneğin Zeynep Hanım’ın (Bodur) mütevazılığına, yaklaşımına hayranım. Erdal Bey de özel bir insan.
İşi babanızdan devraldınız, şimdi tek erkek çocuk olarak bu şirketin başındasınız ama sizin henüz çocuğunuz yok. Olsa da bir aile şirketi için tehlike çanlarının çaldığı bir tablo söz konusu. Kurumsallaşmak adına neler yapıyorsunuz?
2013’te İngilizlerle temaslara başladıktan sonra onların da yönlendirmeleriyle bir yeniden yapılanmaya gittik. Profesyonelleşme başladı. Birçok transfer yaptığımız gibi, içerden atamalar da gerçekleştirdik. Bu sayede yönetimde ben de daha rahat ettim.
İyi yemek için her yere giderim
Beslenmenize dikkat ediyor musunuz?
Evet. Günde üç litre su içerim. Yemekle aram çok iyidir. İyi bir yemek için saatlerce yol yapabilirim. Pişirmeyi bilmem hiç ama çok güzel yerim. Malatyalı olduğumuz için analı-kızlı diye bilinen yöresel yemeğimize çok düşkünüm. Bir süredir yediklerime çok dikkat ediyorum. 2014’te sıkı bir diyet yaptım. 6 ayda 20 kilo verdim. O zamandan beri de aynı kiloyu koruyorum.
Üç yıldır aynı kilodayım
Nasıl başardınız kilo vermeyi?
2014’te bir sebepten doktora gittim. Doktor, “Yakışıyor mu sana, bu yaşında bu kiloda olmak” dedi. Yanımda kuzenim vardı. O da ikna etti, ben o gazla aynı hastanenin diyetisyenine gittim. Oturduk, konuştuk ve diyetisyen bana, “Boşuna uğraşma, sen kilo falan veremezsin” dedi. Öyle hırs yaptım ki 6 ayda 26 kilo verdim, sonra diyetisyenim bunu fazla buldu. Onun yönlendirmesiyle 6 kilo aldım. O tarihten beri de aynı kiloyu koruyorum. Şimdi daha dikkatliyim, sporsuz hafta geçirmiyorum.
Kaybedince üzülüyorum
Kendinizde en çok neyi eleştiriyorsunuz?
Çok sabırlı biri değilim. Örneğin balık tutamam. Bir de sonunda tutamamak var. Başarısız olmak yani. Buna katlanamam. Yenilmeye tahammülüm yok. Bu yüzden piyango bileti bile almam. Çünkü üzülüyorum kaybedince.
Düzenli Kıck-Boks Yapıyorum
En çok nelerden keyif alırsınız?
Spor yapmayı çok seviyorum. Bence spor sağlıklı kalmanın kilidi. Haftada birkaç gün kick- boks yapıyorum. Bir de koşuyorum. Ayrıca arkadaşlarımla sohbet etmeyi de çok seviyorum. Ben grubun dinamosu, en hareketlisiyim.
Silivri'de kız voleybolunu destekliyoruz
Toplumsal projelere ilginiz var mı?
İki ayağı var bu işin. Birincisi Silivri’de faaliyet gösterdiğimiz için burasıyla ilgili proje önerilerini değerlendiriyoruz. 3 yıl önce Silivri 18 yaş altı bayan voleybol takımını desteklemeye başladık. İlçedeki genç kızların spor disipliniyle erken yaşta tanışmalarını istedik. Çok güzel sonuçlar aldık. İkinci ayağı da istihdamla ilgili. Yine Silivri’de bir meslek lisesinde metal şekillendirmeyle ilgili sınıf açmaya hazırlanıyoruz. Her yıl burada eğitim gören 10 genci şirkette istihdam etmeyi planlıyoruz.