"Bağımlılıkla ilgili yaklaşımlar gözden geçirilmeli"

Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) madde ve diğer bağımlılıklarla mücadele ve Türkiye Yeşilay Cemiyetinin değerlendirildiği raporunda, kullanılan mücadele yöntemlerinin doğru zemin oluşturmadığını vurguladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla DDK tarafından hazırlanan "Madde ve Diğer Bağımlılıklar ile Mücadele Kapasitesinin ve Bu Bağlamda Türkiye Yeşilay Cemiyetinin Değerlendirilmesi" başlıklı, 30 Ocak 2014 tarihli, 827 sayfalık araştırma ve inceleme raporunun sonuç bölümü Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yayımlandı. 

Bağımlılıkla mücadelede yaşanan temel sıkıntının, sorunu tanımlamaya ve kavramaya yönelik stratejik bir yaklaşım eksikliği olduğu belirtilen raporda, bağımlılık sorununa ilişkin talep, arz ve zarar azaltımını öngören bütünsel bir mücadele stratejisinin belirlenmesi ve uygulanmasıyla ilgili yaklaşımların gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı. 

Bağımlılık sorununa ilişkin bütünsel bir mücadele stratejisi belirlenmemesi nedeniyle özellikle bağımlılıkla mücadelede amaçların, hedeflerin belirlenmesinde ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde kullanılacak yöntem ve araçların tümünden etkin şekilde yararlanılamadığı vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi: 

"Bağımlılığı tezahür ettiği şekliyle bir sorun olarak görmek ve bununla ilgili mücadele yöntemi geliştirmek yerine, bağımlılığa konu maddelerin veya kullanımların/davranışların yasakçı bir bakış açısı ile ele alınması veya hayat tarzı yaklaşımları ile savunulması sonucunda hem bağımlılıkla mücadeleye yönelik toplumsal tutum ve davranışların hem de mücadeleye ilişkin amaç ve araçların belirlenmesinde doğru ve müşterek bir zemin oluşturulamamaktadır. Oluşan bağımlılıkla mücadeleye yönelik toplumsal tutum ve davranışlar, alkol bağımlılığı ile internet kullanımına ilişkin (zararlı içerik) bağımlılık türlerindeki mücadeleye ilişkin zemini ve strateji oluşumunu (alkol tüketim yaşının belirlenmesi, alkole erişimle ilgili düzenlemeler, güvenli internet uygulamaları, müstehcen ve şiddet içerikli sitelerin kısıtlanması gibi) doğrudan etkilemektedir." 

Bağımlılıkla Mücadelede Ulusal Politika ve Strateji Belgesi hazırlanmalı 

Bu nedenle, her bir bağımlılık türü için ayrı ayrı veya tüm bağımlılık türlerini kapsayan "Bağımlılıkla Mücadelede Ulusal Politika ve Strateji Belgesi" hazırlanmasının uygun olacağı önerilen raporda, bağımlılıkla mücadelede yer alabilecek kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler gibi paydaş ve çözüm ortaklarının tümünü kapsayan, temel bir belge hazırlanmasının uygun olacağı belirtildi.  

Raporda, söz konusu Merkez, Enstitü veya Başkanlıkların her bir bağımlılık türü itibarıyla ayrı ayrı kurulup ilgili bakanlıklar içerisinde yapılandırılabileceği gibi mevcut teşkilat yapılarının dışında bağımlılıkla mücadeleyle ilgili yeni ve bağımsız bir yapı şeklinde "Bağımlılıkla Mücadele Kurumu" gibi de kurulabileceği önerildi.  

"Yeşilay'ın gelir yaratma kapasitesi artırılmalı"

Raporda, Yeşilay Derneği'nin faaliyet ve işlemlerinin madde bağımlılıklarıyla mücadele alanında sınırlandırılması, uluslararası örneklerde olduğu gibi doğrudan bağımlılarla ve risk taşıyan gruplarla yakın temas imkanı sağlayan danışma, yönlendirme ve rehberlik hizmetleri, ilkadım, tedavi ve rehabilitasyon merkezleri işletilmesi ve gençlik kampları düzenlenmesi gibi saha faaliyetlerine yönelik kapasitenin oluşturulması, mevzuatta öngörülen kamu kaynaklarının elde edilmesi konusunda aktif çaba gösterilmesi ve bu doğrultuda kamu yönetiminin ikna edilmesi, kamu ve uluslararası kuruluşlar ile ortak projeler yürütülmek suretiyle Derneğin gelir yaratma kapasitesinin geliştirilmesi gerektiği belirtildi. 

"Yeşilay Derneği devlet tarafından bir çözüm ortağı olarak görülmeli" 

Mevcut marka değeriyle kamuoyu algısını yükseltecek, klasik faaliyetler yerine operasyonel faaliyetlere yönelinmesi gerektiği vurgulanan raporda, "Bu durum, Derneğin varlığına ve gerekliliğine ilişkin kamuoyu algısını pekiştireceği gibi uzun dönemde gelir yaratma kapasitesini de olumlu yönde etkileyecektir. Derneğin mevcut mali yapısı ile söz konusu dönüşümü gerçekleştirme şansı son derece düşük görülmektedir. Bu itibarla, Yeşilay Derneğinin devlet tarafından bir çözüm ortağı olarak görülmesi ve bu doğrultuda çabalar gösterilmesi gerektiği değerlendirilmektedir" denildi. 

Bu amaçla, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 29. maddesinde yer alan genel düzenlemeye ilave olarak 28 Mart 2013 tarihinde 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 8. maddesine eklenen "Her türlü uyuşturucu madde, alkollü içki, tütün ve tütün mamulleri bağımlılığı ile mücadele etmek amacıyla Türkiye Yeşilay Cemiyetine 5018 sayılı Kanunun 29. maddesi hükmüne tabi olmaksızın yardım yapılmak üzere, Sağlık Bakanlığı bütçesinde gerekli ödenek öngörülür" şeklindeki hükümle bu doğrultuda önemli bir adımın daha atıldığı belirtildi.  

DDK raporunda, "Bağımlılıkla mücadele konusunda eleştiri konusu yapılan kamu yönetiminde var olan tekelci yaklaşım nedeniyle siyasal kararlılıklar, kanun yapım süreçleri itibarıyla belirginleşse de bürokratik tutumlar henüz değiştirilememiştir. Kamu kurumları tarafından şu ana kadar bağımlılıkla mücadelede sivil toplum kapasitesinden yararlanılmasına yönelik 5018 sayılı Kanun'da öngörülen ve geliştirilmiş finansal araç ve gereçlerden hiçbir şekilde yararlanılmamıştır" denildi.  

Raporda, 5018 sayılı Kanun'un 29. maddesinde yer alan "… Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir" hükmü ve söz konusu maddeye istinaden çıkarılan yönetmelik düzenlemelerinin öteden beri kamu idarelerine ve Yeşilay'a önemli bir fırsat alanı yarattığı, ancak, söz konusu fırsat alanından yeterince yararlanılamadığı kaydedildi. 

"Kamu yönetimi derneği işletmeli" 

Kamu yönetiminin, bağımlılıkla mücadeleyle ilgili temas edemediği veya verimli çalışamadığı tüm alanlarda ve faaliyetlerde derneği işletmesi gerektiği vurgusu yapılan raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:  

"Özellikle, kamu yönetimince temas edilmesi güç olan faaliyet ve alanlar ile kamu yönetiminin yeterli verimlilik üretemediği faaliyet ve alanlarda başta Yeşilay olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının çözüm ortağı olarak görülmesi ve buna yönelik davranışlar gösterilmesi icap etmektedir. Bağımlılıkla mücadelede yürütülmesi gereken faaliyetlerin bir bölümünün geliştirilecek projeler marifetiyle Yeşilay ve/veya diğer sivil toplum kuruluşlarının ortaklığı ile yürütülmesi imkan dahilindedir. Bu kapsamda, kamu yönetiminin elinde bulunan bağımlılıkla mücadeleye hizmet edebilecek bazı altyapı kapasitelerinin, geliştirilecek çeşitli formüllerle (kiralanması, bedelsiz kullanıma açılması gibi) Yeşilay'ın ve/veya diğer sivil toplum kuruluşlarının kullanımına sunulması mümkün bulunmaktadır." 

"Kamplar kullandırılsın" 

Raporda, kamunun envanterinde yer alan gençlik kamplarının bağımlılıkla mücadele alanında oluşturulabilecek faaliyetlerde kullanılmak üzere Türkiye Yeşilay Cemiyetinin istifadesine sunulması veya bağımlılarla doğrudan temas imkanı sağlayacak rehberlik veya danışmanlık hizmetleri gibi faaliyetlerin yürütülmesi için kamuya ait fiziksel mekanlarda yer temin edilmesi gibi konularda kamu yönetiminin geleneksel yaklaşımlarını değiştirmesi gerektiği belirtildi. 

Bu amaçla, yaklaşım değişikliğinin sağlanması amacıyla Başbakanlıkça, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmeye ve teşvik etmeye yönelik aktif bir çabanın gösterilmesinde yarar görüldüğü belirtilen raporda, "Bağımlılıkla mücadelede mutlaka gerekli olan sivil toplum katkısının oluşturulması, bir yandan kamu yönetiminin bağımlılıkla mücadeledeki geleneksel yaklaşımlarını değiştirmesine diğer yandan da Yeşilay ve benzeri sivil toplum kuruluşlarının bu alandaki rollerini yeniden tanımlamalarına bağlıdır. Bu açıdan, özellikle Yeşilay'ın kamu yönetimince sunulabilecek imkan ve fırsatları değerlendirmeye yönelik bir vizyon içerisinde hareket etmesi gerekmektedir" denildi.