Popüler diyetlerden maraz da doğabilir!
YASEMİN SALİH
YASEMİN SALİH
Moda kavramının etkilemediği alan yok gibi... Tarihin her döneminde akımlar insan hayatını yönetiyor bir bakıma. Bu durum elbette diyetler için de geçerli. 1800’lerden bu yana toplumlarda etkili olmuş belli diyet akımları da var. Bazı uzmanlara göre; aslında her bilim insanı, yüzyıllardır bilinen beslenme modellerini kendi dönemlerine evirerek yeniden pazarlıyor ve eğer başarılı olursa ortaya yeni bir “popüler diyet” çıkıyor.
Popüler diyetlerde tek hedefin kilo kaybı olmasını eleştiren bilimsel yaklaşım ise giderek güçlenen yeni akımlardan... Akımın temel yaklaşımı; “Kilo vererek sağlıklı olayım” derken diyetlerdeki tavsiyelere uyup bazı besinleri aşırı tüketmek ya da tamamen mahrum kalmak nedeniyle vücutta kalıcı hasarlar oluşabileceği. Geçtiğimiz haftalarda Sabri Ülker Vakfı’nın düzenlediği toplantıda işte bu popüler diyetler masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, popüler diyetlerin insan sağlığına etkilerini 360 derece anlattı. İşte o diyetler ve Temel Yılmaz’ın yorumuyla etkileri...
Dukan ve Karatay gibi kırmızı et diyetleri...
“Sınırsız protein tüketimini tavsiye eden bu diyetler bana göre sağlıklı beslenme konusundaki en büyük problemlerden biri. Özellikle Karatay diyetinde verilen sınırsız hayvansal yağ tüketimi çok büyük riskler oluşturuyor. Diyette karbonhidrat yasaklandığından elbette kilo veriliyor ancak aşırı kırmızı et tüketiminin kronik kalp hastalıklarını tetiklediğini unutmamak gerek. Öncelikle kırmızı et, insan organizması için yabancı bir protein. Yabancı protein de vücudun bağışıklık sistemini hemen alarma geçiriyor ki bu da enfl omasyon, hipertansiyon, Tip2 diyabet ve obezitenin arkasındaki ana neden. Aşırı hayvansal yağ tüketimi insanın hücre yapısını değiştiriyor. Kalın bağırsaklarda polip oranını artırıyor. 40’lı yaşlarla birlikte vücudunda et benleri artanlar dikkatli olmalı. Çünkü bu benler insülin direncinin göstergesidir.”
Detoks ve şok diyetler...
“Detokslar, özellikle de meyve ve meyve suyu ile beslenmeyi öneren ‘toksin atma diyetleri’ beni çıldırtıyor. Öncelikle metabolik balans diyetlerinin diyebetliler için yüksek risk taşıdığını bilmek gerekiyor. Bunu bir kenara koyalım, şuna odaklanalım: Vücudun toksinleri öyle suyla falan atılmaz. Toksinler sindirim, solunum ve terle atılır. Vücudun atık fabrikası karaciğerlerdir. Onu böbrekler, lenfl er ve akciğerler takip eder. Bu organların iyi çalışması için iyi beslenmek gerekiyor. Kısacası detoks diyeti şehir efsanesidir. Tam tersine D ve B12 vitaminleri ile demir gibi vücuda çok gerekli olan maddelerin eksikliğine neden olur.”
Alkali diyet...
“Yiyeceklerin asiditesine göre, bir başka ifadeyle ne kadar asitli olduklarına, pH değerlerine göre seçilmesi gerektiğini söyleyen alkali diyetinde taze meyve ve sebze ile yumru kökleri ağırlıklı beslenme öneriliyor. Bu diyet kansızlığı olanların, mide hastalıkları olanların kesinlikle uzak durmaları gereken bir beslenme biçimi.”