Özgüvenin cazibesi güzelliği döver mi?
Avrupa'dan Uzakdoğu’ya 12 ülkede, 20-65 yaş arası 18 bin kişiye "Güzellik mi yoksa özgüven mi" diye soruldu. Yüzde 60'la güzellik kazanırken özgüvene önem verenlerin Batı'ya doğru gittikçe arttığı dikkatlerden kaçmadı.
SİBEL SANCAKLI
Mevcut araştırmalar kadın ya da erkek fark etmeksizin, "güzel"i nasıl tanımlamak gerektiği konusunda bilgi vermekte yetersiz kalıyor. Herkesin "altın oran" hesapları farklı. Peki tek kriter fiziki özellikler mi? İşte bu noktada devreye yeni bir oyuncu girdi son yıllarda: Özgüven. Uzmanlar insanın sahip olduklarıyla kendini nasıl hissettiği ve bunu dışarıya nasıl yansıttığının "güzellik" kavramını yeniden dizayn ettiğini belirtiyorlar... Biz de konuyu Psikoterapist Çağatay C. Öztürk'e sorduk. Öztürk, güzelliğin her ne kadar göreceli bir kavram gibi gözükse de özünde kişinin güzel hissetmesiyle bağlantılı olduğunu söylüyor. Yani öngüveniniz dışarıdan nasıl göründüğünüz konusunda en az burnunuz, saçlarınız, cildiniz kadar etkili. Öztürk, "Ancak elbette sadece yüksek özgüven de yeterli değil. Eğer öyle olsaydı, dünya güzellik yarışmalarında derece alanlar özgüveni en yüksek insanlar olurdu" diyor. Öztürk'e göre girdiğiniz ortamda "güzel" bulunmanızın arkasında sahip olduğunuz fiziki özellikleri duruşunuzla nasıl buluşturduğunuz yatıyor. Eğer hoş hatlara sahip fiziki özelliklerinizi iyi taşıyor ve bunu özgüvenle yansıtabiliyorsanız, o ortamın "güzeli" oluyorsunuz.
Doğu ile batı arasındaki güzellik algısı farkı
Güzellik ve özgüven ilişkisi konusunda araştırmalar, özgüvenin estetiğin önüne geçtiğini kanıtlar nitelikte. Konuyla ilgili global bir ilaç firması olan Allergan, yeni bir global araştırma yaparak kadınlar için güzellikle güvenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Ortaya çıkan sonuçlar şaşırtıcıydı. Dünya genelinde 12 ülkede, yaklaşık 18 bin kişi ile yapılan araştırmaya göre Doğu ile Batı arasındaki güzellik algısı farklı. Batı ülkelerinde fiziki güzelliğin ‘güç’ olduğu fikri kabul görmezken; Doğu'da aksini destekleyen görüş yüzde 73'lere çıkıyor. Dünya ortalamasına bakıldığında ise tüm bölgesel ve kültürel farklılıklara rağmen insanların yüzde 60'ı iyi ve güzel görünmeyi önemsiyor. Hayatta önemli güç olduğunu savunarak öncelik veriyor.
Zihin, beden ve ruh üçlüsü!
Psikoterapist Çağatay Öztürk, kişileri analiz ederken, üç bölüm üzerinden değerlendirme yaptıklarını söylüyor: "Aslında zihin - beden - ruh üçgeni birbiriyle çok ilişkili. Bireyler arası ilişkide de tatminle tahammül arasında doğru orantı olup, bu denge kişinin kendisiyle olan ilişkisinde de etkili bir detay." Fiziki özelliklerin kendini iyi hissetme konusunda etkili olduğunu vurgulayan Öztürk, fiziki güzellik arttıkça kendine olan tahammül ve toleransın da yükseldiğine dikkat çekiyor. Öztürk, sözlerine şöyle devam ediyor: "Toplumda görsel anlamda çoğunluk tarafından belirgin ve kolay bir şekilde farkedilen güzel olma hali, hiç şüphesiz kişiye kendini çok daha iyi hissettirir. Ne var ki, güzelliğe sahip olmak kadar, sahip olduklarınızın size hissettirdiği duygular da önemli. En önemlisi ise hayata nasıl baktığınız."