"Meme kanserine bağlı ölüm oranları azalıyor"

Türkiye’de meme kanseri görülme sıklığının, Avrupa ve Amerika'dakine göre bariz olarak daha düşük olduğu belirtildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

2. Uluslararası İstanbul Meme Kanseri Konferansı Düzenleme Komitesi Başkanı ve Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanserine bağlı ölüm oranlarının 20 yıl öncesine göre çok düştüğünü belirtti.

Uras, yaptığı açıklamada, Türkiye'de kanser tanısı konan her 4 kadından birisinin kanserinin memeden kaynaklandığına işaret ederek, Türkiye’de meme kanseri görülme sıklığının, Avrupa ve Amerika'dakine göre bariz olarak daha düşük olduğunu ancak Türkiye'nin batısında yaşayanlarda doğusunda yaşayanlara göre daha sık meme kanseri geliştiğini ifade etti.

Türkiye'de ortalama meme kanseri görülme yaşının 50 yaş civarı iken bu kanser türünün yaklaşık yarısının 50 yaş altında ortaya çıktığını aktaran Uras, şu bilgileri paylaştı:

"Meme kanserine bağlı ölüm oranları 20 yıl öncesine göre çok düşmüştür ve her sene giderek daha da azalmaktadır. Meme kanserine bağlı ölüm oranlarını azaltan en önemli nedenlerden bir tanesi meme kanseri ile ilgilenen birçok branşın bir arada ahenk içerisinde takım çalışması yapmasıdır. Cerrahi, radyoloji, patoloji, medikal ve radyasyon onkolojisi uzmanlarının bir arada meme hastalıkları tanı ve tedavisinde grup şeklinde çalışmaları sadece hastalığın etkin bir şekilde tedavi edilmesine değil hem hasta hem de doktor memnuniyetini de artırmaktadır."

Uras, meme kanseri cerrahisinin giderek küçüldüğünü, rekonstrüktif cerrahilerinin güvenliğinin ortaya konması ile hastaların organ kaybına daha az uğradığını belirterek, bugün çoğu hastanın memesini kaybetmediğini, organ alınsa dahi yerine aynı anda meme yapılabildiğini, çoğu hastanın artık koltuk altı ameliyatı geçirmediğini, bunun da ileride oluşabilecek kol omuz hareketleri kısıtlılığını ve kol şişmelerinin önüne geçtiğini anlattı.

Gerek hastalığın biyolojik özelliklerinin daha iyi tanınması gerekse tıbbi tedavilerin son yıllarda oldukça önemli aşama kaydetmesiyle hastalığın tedavisinde yüksek oranlarda yüz güldürücü sonuçlar elde edildiğini vurgulayan Uras, hastaların yaşam kalitesi asgari düzeyde korunarak günlük yaşantılarını ailelerinden, sosyal çevrelerinden ve iş hayatlarından kopmadan eskisi gibi sürdürebilmelerinin sağlanabildiğini belirtti.

Uras açıklamasında, "Hedefe yönelik kişiselleştirilmiş tedaviler her hastaya farklı ama etkin tedavi verilmesini sağlıyor. Hangi hastaya nasıl bir tedavi verileceğine ise kişilerin ve kanserin genetik özelliklerine göre karar veriliyor. Bu şekilde etkisiz, işe yaramayan, gereksiz tedavilerin önüne geçiliyor." ifadelerine de yer verdi.

Konferans

Komite Eşbaşkanı ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Bahadır Güllüoğlu da 10-12 Kasım 2016'da İstanbul'da düzenlenecek "2. Uluslararası İstanbul Meme Kanseri Konferansı"na (BREASTANBUL 2016) dünyanın meme kanseri tanı ve tedavisi konusunda önde gelen, bilimsel araştırmaları olan çeşitli branşlardan hekimler ve araştırıcılar katılacağını bildirdi.

ABD, Güney Amerika, Avrupa, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu'nun meme kanseri alanındaki araştırmacıları ve sivil toplum kuruluşu başkanlarının konferansın konukları arasında yer alacağına değinen Güllüoğlu, şunları kaydetti:

"Amerikan Meme Cerrahları Derneği Başkanı, Uluslararası (Dünya) Meme Bilimi Derneği hali hazırdaki ve önceki başkanı, Uluslararası Kanser Kontrol Birliği önceki başkanı, Uluslararası (Dünya) Meme Cerrahi Derneği hali hazırdaki ve sonraki başkanları, Afrika Meme Kanseri Vakfı Başkanı, Avrupa Meme Cerrahları Yeterlik Kurulu Başkanı, Yunan Meme Bilimi Akademisi Başkanı, Yunan Meme Cerrahisi Derneği Başkanı, Romanya Meme Cerrahisi ve Onkolojisi Derneği Başkanı, İsrail Meme Cerrahisi Derneği Başkanı, Avrupa Onkoloji Enstitüsü Başkanı, Avrupa Meme Bilimleri Akademisi Başkanı, Avrupa Parlamentosu Sağlığa Eşit Erişim Komisyonu Başkan Yardımcısı, Avrupa Meme Uzmanları Derneği ile Avrupa Cerrahi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu üyeleri bu kongrede yer alacak. Bu hekimler ve bilim adamları son yıllardaki gelişmeleri dinleyicilere aktaracak ve kendi aralarında en iyi klinik uygulamaların topluma sunuluş politikalarını tartışacaklar."

Güllüoğlu, kongrede yurt dışından yollanan 200'e yakın tebliğin de bilimsel oturumlarda sunulacağını, kongre öncesi çeşitli branşların mezuniyet sonrası güncel kursları olacağını belirterek, hekimlerin yanı sıra hemşireler ve hasta dernekleri ve halkın kongreye aktif olarak katılıp kendilerini ilgilendiren konularda konuşmaları dinleyebileceğini, tartışmalara katılabileceğini ifade etti.