Kurdaki artış kanser ilaçlarını vurdu
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Çolak, kur artışının yurt dışından temin edilen ilaçlarda zaman zaman sıkıntı yaşanmasına neden olabildiğini söyledi.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, döviz kurundaki artışın ilaç fiyatları üzerindeki etkisi, eczacıların yaşadığı sıkıntılar ve çözüm önerilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kur artışının yurt dışından temin edilen ilaçlarda zaman zaman sıkıntı yaşanmasına neden olabildiğini belirten Çolak, "Kur düzenlemeleri nedeniyle yaşanan ilaç yokluğu, son yıllarda hem hastaları hem eczacıları mağdur ediyor. Kur değişiminden kaynaklı fiyat artışları söz konusu olduğunda ilaçlar piyasadan çekiliyor ya da eczanelere sınırlı sayıda ulaştırılıyor." diye konuştu.
Her yıl buna benzer sıkıntılarla karşılaştıklarını dile getiren Çolak, şunları kaydetti:
"Kur bedeli, bir, iki ay öncesinden açıklanıyor. Bu çok uygun değil. Yeni kur rakamı önceden açıklandığında üretici firma, elindeki ürünü daha düşük fiyata vermemek adına piyasadan çekiyor. Bu durum, ilacı eczaneye ulaştıran depolar için de geçerli. İlaç yokluğuna alternatif çözüm, kur ayarlamasının tek seferde yapılması yerine yıl içerisine yayılarak yapılması ve bunun belirli periyotlarla fiyatlara yansıması ile olacaktır.
İlaç temininde sıkıntı, bilhassa ithal ilaçlarda ortaya çıkıyor. Dönemin şartlarına göre farklı ilaç kalemlerinde yokluk yaşanabiliyor. Örneğin, son dönemlerde sahadan aldığımız bilgiler, göz damlası ilaçlarında ve bazı kanser ilaçlarında bir sıkıntının söz konusu olduğunu gösteriyor. Bu durumun sebebi gayet açık, üretici firma mevcut kur üzerinden ürünlerini Türkiye piyasasına sokmak istemiyor."
Çolak, ilaçta dışa bağımlılığın en kısa zamanda çözümlenmesi, ilaç geliştirmek için Ar-Ge yapılan yatırımların artırılması, bilim insanlarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
"Türkiye, ilaçta dışa bağımlı olduğu sürece, kendi ilacını üretemediği sürece bu sıkıntılar devam edecektir." diyen Çolak, bu kapsamda Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen yerli ilaç ve yerli aşı konusunda yapılacak çalışmaları sonuna kadar desteklediklerini söyledi.
"Önlem alınmadığı takdirde istihdam sorunu büyüyecek"
Eczanelerin 2004'ten itibaren ekonomik daralma yaşamaya başladığını savunan Çolak, eczane ekonomilerinin iyileştirilmesi için yüzdesel ve sabit kar marjının iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti. Çolak, "Eczane dışına çıkarılan sağlık ürünleri tekrar eczanelerde satılabilmeli." dedi.
Eczacıların danışmanlık hizmeti de yaptıklarını aktaran Çolak, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz eczacılar, halka en yakın sağlık danışmanıyız. Pek çok Avrupa ülkesinde örneklerine rastladığımız gibi eczacıya aşılama, tansiyon, şeker ölçümü, sigara bıraktırma gibi eczane temelli ekstra hizmetler ve bu hizmetler bağlamında sunduğu danışmanlık hizmeti adına sabit bir ücret ödenmeli.
Türkiye, pek çok Avrupa ülkesine kıyasla çok daha genç ve daha dinamik bir nüfusa sahip. Gelecek yıllarda eczacılık açısından ciddi bir istihdam sorunu ile karşı karşıya kalınabilir. Çünkü, eczacılık fakültelerinin sayısında ciddi bir artış söz konusu. Şu an sayısı 40'ı aşan eczacılık fakültelerinden her sene yaklaşık 2 bin öğrenci mezun oluyor. Yeni üniversite ve yüksekokulların açılması önemli, fakat bunu yaparken istihdam şartları da göz önünde bulundurulmalı.
Öğretim elemanı yetersiz olan eczacılık fakültelerinin sanayi ve üniversite iş birliği ile Ar-Ge merkezlerine dönüştürülmesi ve eczacılık fakültelerine girişte taban puan şartı getirilmesini öneriyoruz. Önlem alınmadığı takdirde istihdam sorunu büyüyecek ve eczacılık eğitimi niteliksizleşecek."
"Ekran sertifikası hayata geçirilmeli"
TEB Başkanı Çolak, bilimsellikten uzak açıklamalarla toplum sağlığını tehlikeye atan bilim insanlarının medyada yer alabildiğini de değindi.
Sağlık Bakanlığı tarafından konuya ilişkin çalışma başlatıldığını anımsatan Çolak, "Bu kapsamda medyaya çıkacak bilim insanlarına uygulanacak ekran sertifikası ve akreditasyon kurulu uygulamaları gündeme gelmişti. Bakanlık tarafından bu uygulamanın bir an evvel hayata geçirilmesini istiyoruz. Bu noktada yasa koyucuyu yaptırımlarını artırmaya ve RTÜK'ü, toplum sağlığına ilişkin yanlış açıklamalar yapan kişilere karşı daha hassas olmaya çağırıyoruz." diye konuştu.