Kızlarına rahimlerini vermek için başvuruyorlar

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
ANTALYA - Dünyada kadavradan ilk rahim naklini gerçekleştiren ekipte yer alan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münire Erman Akar, "Yaklaşık 10 anne, rahmi olmayan kızlarına rahimlerini vermek için bize başvuruda bulundu" dedi.
 
Prof. Dr. Münire Akar, gazetecilere yaptığı açıklamada, dünyada kadavradan ilk rahim nakli yapılan Derya Sert'e dondurulmuş embriyonun en erken eylül ayında rahime yerleştirileceğini söyledi. 8 Ağustos 2012 tarihinde naklin birinci yılını dolduracaklarını hatırlatan Akar, en iyi kalitede 8 embriyon dondurduklarını, bu embriyonları rahime yerleştirmek için eylül ayından sonra Sert'in kullandığı ilaçların dozunu düşüreceklerini ve en uygun zamanı bekleyeceklerini belirtti.
Akar, 8 embriyonu 3-3-2 şeklinde dondurduklarını ve ilk 2'li embriyonu çözeceklerini, bu embriyonunun kalitesinin orta seviyede çıkması halinde 3'lü dondurulmuş embriyonları çözeceklerini dile getirdi.
Embriyonu rahime ilk yerleştirme denemesine hastanın adet görmesinden sonra başlayacaklarını anlatan Akar, adet döneminin 15'inci gününe kadar rahim zarının geliştirilmesini bekleyeceklerini ve rahim zarı tutulmasının artması için ilaç verdikten 3 gün sonra embriyon transferini yapacaklarını ifade etti. Akar, transfer yapıldıktan 2 hafta sonra da hamile olup olmadığının belirleneceğini ve sonucun olumsuz çıkması halinde ikinci deneme için 1-2 ay ara vereceklerini vurguladı.
Ocak ayına kadar ellerindeki embriyonları kullanmak istediklerine dikkati çeken Akar, embriyonlar çözüldükten sonra çok iyi kalitede olmaması halinde taze embriyonlarla tüp bebek yapabileceklerini belirtti. Akar, herşeyin yolunda gitmesi halinde Derya Sert'in yaklaşık bir yıl sonra bebeğini kucağına alabileceğini ifade etti.
 
Nakil dünyaya ışık tutacak"
Nakilli hastaların gebeliklerinde bazı sıkıntılar yaşanabildiğine işaret eden Akar, "Karşılaştığımız en önemli sıkıntı ilaç kullandıkları için tansiyon problemi gelişebiliyor. Nakilli hastalar biraz daha erken doğum yapabiliyorlar. Beklenen doğum ağırlıkları normal hastalara göre biraz daha düşük olabiliyor. Hastamız hamile kalabilirse biz de gebeliği 33-34'üncü haftada sonlandırmayı düşünüyoruz. Aynı dönemde rahmin alınması da gündeme gelecek" dedi.
Gebeliğin sağlanması halinde naklin dünyaya ışık tutacağını anlatan Akar, şöyle konuştu:
"Dünyada İsveç'te sıçan, Amerika'da koyun, Japonya'da ise maymunda rahim nakli yapıldı, gebelik sağlandı ve doğum oldu. Özellikle maymun bizim için çok önemli. İnsana benzer olduğu için bizi ümitlendiriyor. Dünyanın gözü bizim üstümüzde. Gebelik gerçekleşirse Japonya, İsveç ve Amerika'da da rahim nakli yapılacak. Bu ülkelerdeki rahim naklini yapacak ekipler bizi ziyaret etti. Onlar da bu süreci yakından takip ediyor. Gebeliğin gerçekleşmesi, onların da önünü açacak."
 
Canlıdan canlıya rahim de nakledilebilecek
Rahim naklinde canlıdan canlıya naklin de söz konusu olabileceğine dikkati çeken Akar, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 10 anne, rahmi olmayan kızlarına rahimlerini vermek için bize başvuruda bulundu. Bu konular tartışılabilir. Her zaman uygun kadavra bulunamayabilir. Ailenin izin vermesi ve rahimin tamamen sağlıklı olması gerekiyor. Kadavradan aldığımızda rahimle ilgili testleri 8-10 saat içinde yapmamız gerekiyor. Ancak canlıdan canlıya nakillerde geniş zaman aralığı var ve her türlü testi rahatlıkla yapabiliriz. Canlıyla ilgili dezavantaj, vericinin ameliyat sırasında yaşadığı bazı riskler. Bir kaç kadavrayla rahim nakillerinden sonra gebelik olursa bundan sonraki aşamada 'canlıdan yapalım' denilebilir."
Doğacak bebeğin rahimi bağışlayan kişinin genetik özelliklerini taşımayacağına işaret eden Akar, genetik özelliklerin yumurtalıklardan aktarıldığını ve bu nedenle doğacak bebeğin anne ve babanın genetik özelliklerini taşıyacağını belirtti.
Akar, "Bebek doğarsa benim bebeğim gibi olacak. Tüp bebeklerdeki bebeklerin hepsini kendi bebeğim gibi hissediyorum, ama bu özel olacak" dedi.