İki yıllık araştırmanın sonucu: GDO zehirli

İki yüz fare iki sene boyunca genetiği değiştirilmiş mısır ile beslendi ve laboratuar ortamında izlendi. Bir grup Fransız araştırmacı tarafından gizli bir şekilde gerçekleştirilen deneyin sonucu net: GDO'lar zehirli!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

İSTANBUL - ABD'li Food and Chemical Toxicology dergisi bir süre önce Caen Üniversitesi moleküler biyoloji profesörü Fransız Gilles-Eric Seralini yönetimindeki ekip tarafından gerçekleştirilen deneyin sonuçlarını yayımladı. Araştırma sonuçları, bilim, sağlık, siyaset ve sanayi dünyası için bir bomba niteliğini taşıyor ve "genetiği değiştirilmiş mısır zararsızdır" inancını yerle bir ediyor.
GDO'lu Monsanto mısırı ve en fazla kullanılan tarım ilacı Roundup'ın zehir düzeyini ölçmek üzere yapılan en uzun ve detaylı araştırmayı gerçekleştiren ekibe göre, insanlar üzerinde yapılan çok sayıda test de benzer sonuçları veriyor.
Deneyde kullanılan GDO'lar, çok düşük dozda olsa bile, fareler için zehirli ve çoğu zaman öldürücü olabiliyor. Oysa et, süt ve yumurta yoluyla tabaklarımıza gelen GDO da, bu GDO'nun aynısı.
Fransız Le Nouvel Observateur dergisi, Français Gilles ve Eric Seralini tarafından gerçekleştirilen deneye geniş bir yer ayırıyor.

200 fare 2 yıl izleniyor
Araştırma 2006 yılında başlıyor ve 2011 yılına kadar büyük bir gizlilik içinde sürdürülüyor. "In Vivo" adı verilen operasyonda "Sprague Downey" adı verilen 2 yüz adet laboratuar faresi kullanılıyor. Prof. Seralini, GDO'lu mısırın kullanıdığı diyetin ilk yılında, fareler arasında büyük bir kıyım yaşandığını ve verilen GDO düzeyi ne olursa olsun, 13. ay itibariyle, farelerde ağır belirtilerin ortaya çıktığını söylüyor. Dişi farelerde, neredeyse kilolarının yüzde 25'ine ulaşan göğüs tümörleri patlarken; erkeklerde karaciğer ve böbreklerde ağır hasarlar izleniyor. Bu hasarlara, GDO'suz mısırla beslenen farelerden 2 ila 5 kat daha sıklıkta rastlanıyor.
Deneyin sonucuna göre;
* Cinsiyetleri ne olursa olsun, GDO'ya maruz kalan farelerde, GDO'ya maruz kalmayan farelere oranla 2 ile 3 kat daha fazla tümör görülüyor.
* 24. ayın, yani hayatlarının sonunda; GDO'ya maruz kalan dişi farelerin yüzde 50 ila 80'i rahatsızlanırken; GDO'ya maruz kalmayan dişilerde bu oran yüzde 30.
* GDO'ya maruz kalmış farelerde tümörün çok daha hızlı bir şekilde geliştiği kesinlik kazanmış durumda: Tümör, erkek farelerde 20 ay; dişi farelerde üç ay daha erken gelişiyor. Yaşam beklentisi iki yıl olan bir hayvan için, bu çok önemli bir süre. Kıyaslama yapmak gerekirse, kemirgenlerde 1 yıl, insan hayatında 40 yıla denk geliyor.
Le Nouvel Observateur'e açıklamalarda bulunan Prof. Gilles-Eric Seralini, sağlık kurumlarının sanayicilerden  uzun vadeli zehirlilik araştırması talep etmemesinin büyük skandal olduğunu söylerken, "Bunu nasıl adlandırabiliriz? Bilinçsizlik mi? Umursamazlık mı? Sanayi dünyası ile cinayet ortaklığı mı? Yoksa hepsi mi?" sorularını yöneltiyor.

"Hepimiz Kobay Mıyız?"
Bu arada Prof. Seralini, "Hepimiz Kobay Mıyız?" isimli kitabında, araştırmanın tüm detaylarını anlatıyor. Kitap aynı zamanda Jean-Paul Jaud tarafından belgesel olarak çekildi.
Bu araştırmanın sonuçlarının açıklanmasının ardından, Avrupa Milletvekili Corinne Lepage, geçtiğimiz günlerde yayımlanan kitabında, politikacılardan, Avrupalı uzmanlardan, sağlık kurumlarından ve Avrupa Komisyonu'nundan hesap sorulması gerektiğini gündeme getirdi. Bunun nedeni bu kişilerin ve kurumların GDO'ların uzun vadeli etkilerini ölçecek bir araştırmaya karşı çıkmaları.
Le Nouvel Observateur'e göre bir diğer ilginç gelişme ise, Carrefour ve Auchan gibi büyük perakende zincirlerinin patronlarının da bu konuya duyarlı yaklaşmaya başlamaları. Deli dana olayından bu yana, büyük perakende patronları herhangi bir sağlık skandalına karşı hazırlıklı olmayı tercih ediyorlar. 
Görünen o ki, bu deneyin sonuçları GDO savunucuları ve karşıtları arasında yeni bir savaş başlatacak.

Rakamlarla GDO
* Bugün 160 milyon hektar GDO üretimi için kullanılıyor. 2011 yılından bu yana üretim miktarı yüzde 8 artış kaydetti.  Soya üretimi için 75.4 milyon hektar; mısır üretimi için 51 milyon hektar; pamuk üretimi için 24.7 milyon hektar; kolza üretimi için 8.2 milyon hektar toprak kullanılıyor.
* GDO üreticileri arasında, yüzde 43 ile ABD ilk sırada yer alıyor. ABD'yi yüzde 18.9 ile Brezilya; yüzde 14.8 ile Arjantin; yüzde 6.6 ile Hindistan izliyor.
* Avrupa'da üretim yapılan toprakların sadece yüzde 0.1'i GDO için kullanılıyor. Bunun yüzde 80'i İspanya'da. Öte yandan Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Slovakya ve Romanya'da da GDO üretimi yapılıyor. Avrupa genelinde iki GDO'ya izin veriliyor. Bunlar Monsanto mısırı Mon 810 ve Amflora patates. Mon 810, Avusturya, Macaristan, Fransa, Yunanistan, Almanya ve Lüksemburg'ta yasak.