Hirşutizmin askerleriyiz!
Kadında aşırı kıllanmaya tıp dilinde "hirşutizm"diyoruz. Kaş ve bıyıklarıyla estetik idolü olan efsanevi ressam Frida Kahlo gibi bu hormonal sorunlabarışık olabilirsiniz.Ancak bir doktor olarak"Kıllarımı seviyorum"deseniz de altındaki nedenleri araştırmanızı öneririm.
PROF. DR. MUSTAFA SAİT GÖNEN
Vücuttaki kıllar birçok kültürde farklı değerlendiriliyor. Modern dünyada ise erkeklerde bile giderek daha az kıllı görünmenin moda olduğunu takip ediyoruz. Ancak işin tıbbi gerçekleri var ve biz bu yazımızda biraz realist yaklaşacağız konuya. Bilindiği gibi ayak tabanlarımız ve avuç içlerimiz hariç vucudumuzun tamamında kıl kökleri var. Üretim yeri ise cildimizin hemen altında konuşlanmış olan kıl folikülleri, yani kıl kökleri. Kıl köklerinin bir kısmı gözle göremeyeceğimiz incelik ve boyutta kıl üretiyor, bazıları ise tıpta "terminal kıl" denilen sert ve kalın olanları. Bazı kökler de cinsiyet, ırk, yaş,hormonal durum gibi etkilerle aşırı çalışırlar. Yani fazlaca üretirler. İşte bu fazla üretimin kadında gerçekleşmesine "hirşutizm", kısaca kadında aşırı kıllanum denir.
Patron hormonlar
Kıl köklerinin aşırı çalışmasının arkasında da her zamanki gibi hormonlar var. Patron hormonlar. Hormonlar kıl köklerinin aynı anda üretim yapmasına izin vermez. Kıl köklerinin bir kısmı aktifk en bazıları dinlenir. Bu şekilde kılların aynı anda çıkıp dökülmesi engellenir. Kıllar bulundukları bölgeye göre de farklı uzama hızına sahipler. Saçlarımız daha hızlı uzar. Halbuki kollarımızdaki kıllar daha yavaş uzar ve aynı uzunlukta kaldıkları izlenimini verirler.
Kıl köklerinin çalışmasını sağlayan hormonlara "androjen" diyoruz. Bunlar erkeklik hormonları olarak biliniyor. Erkek tipi kıllanma dediğimiz ergenlikle birlikte başlayan sakalın ve bıyığın, kol ve bacaklarda terminal kıl dediğimiz sert ve siyah kılların çıkışı bu androjen hormonların testosteronun salgılanmasındaki artışla ortaya çıkmasıyla başlıyor. Testosteron kıl folikülünde bulunan “5aRedüktaz” enzimi ile daha güçlü bir androjen olan dihidrotestosteron’a dönüşüyor. Dihidrotestosteron düzeyi de bu terminal kılların üretimini düzenliyor.
Kadınlar muaf değil
İşte bu androjen hormonlar kadınlarda düşük seviyede olmakla birlikte temel olarak yumurtalıklar ve böbrek üstü bezinde üretiliyorlar ve buradan kana ulaşıyorlar. Kadında mevcut olan testosteronun yüzde 25’i böbrek üstü bezinde, yüzde 25’i yumurtalıklarda üretiliyor. Kalan yüzde 50 ise periferal dönüşümle elde ediliyor. Ne yazık ki kadınlarda da bazı durumlarda androjen hormonları artabiliyor. Bu durumda dinlenme aşamasında olan ve erkek tipi bölgelerde bulunun kılların üretiminde artış oluyor. Böbrek üstü bezinde, yumurtalıklarda ya da periferal dönüşüm sonucu oluşan androjen artışı sırasında kadınlarda istenmeyen kıllar artıyor.
Nasıl tedavi edilmeli?
Kadının toplumsal algıya kafa tutarak hirşutizmle barışık olması da görülmemiş şey değil. Bu tavrı estetik bir olguya dönüştüren efsanevi ressam Frida Kahlo, halen bütün kadınların idolü olarak kabul ediliyor. Bir yandan da toplumun genelinde kadınların pürüzsüz bir teni tercih ettikleri görülüyor. Yazımızın konusunu epilasyon, ağda ve tıraş gibi yöntemlerle kıllarından kurtulmaya çalışan kadınlar değil, hormonlar nedeniyle daha derin tedavilere ihtiyaç duyanlar oluşturuyor. Burada bir hormon bozukluğundan söz edilmesi gerekiyor. Özellikle bıyık, sakal, göğüs kafesi, göbek çevresi, sırt, kalça gibi erkek tipi kıllanmada tedavi biraz daha uzun ve zorludur.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazı kadınlarda herhangi bir hormonal bozukluk olmadığı halde bahsedilen bölgelerde ince, bazen de daha kalın ve koyu tüylerin oluşabileceği. Gerekli testler yapıldıktan sonra herhangi bir anormallik belirlenmediği takdirde bu vakalarda epilasyon uygulanması sorunu çözer.
Öncelikle bu tür bir şikayetle gelen kişilere ilk yapılması gereken hormon testidir. Çünkü böbrek üstü bezlerinden yumurtalıklara kadar birçok bölgedeki anormal gelişme bu hormonların fazla çalışmasına neden oluyordur. Yani doğru teşhis konulmadan tedaviye başlanması yanlış.
Tedavide kozmetik uygulamalar ve ilaç tedavileri aynı anda ya da arka arkaya uygulanabiliyor. Hasta eğer fazla kilolu ise öncelikle kilo vermesini öneriyoruz. Hormonal bozukluklara bağlı kıllanma tedavisinde doğum kontrol hapları, androjen hormonu düzeyini düşürücü ilaçlar, insülin direncini düzeltici tedaviler kullanılıyor.
Epilasyon için 6 ay bekleyin
Hormon tedavisi gören kişiler epilasyon yaptırabilir ancak tedavi bittikten sonra 6 ay beklemelerini öneriyoruz. Kullanılan ilaçlara 1-2 yıl, gerekirse de daha uzun süre devam edilebilir. Tedavinin etkinliğini hastanın kıl alma için beklediği sürenin uzamasıyla ölçebiliriz. Tümöre bağlı nedenlerde daha ileri tetkik ve tedaviler gerekebilir. Özellikle ani başlayan ve hızla ilerleyen kıllanma varsa mutlaka araştırılmalı, çünkü altında ciddi bir neden olabilir.
Sonuç olarak Kadınlarda görülen aşırı tüylenme her zaman ciddiye alınması gereken bir rahatsızlık. Mağdur olan kadınlarda yapılan testlerle hormon seviyeleri tespit edilir. Buna göre sorunun yumurtalık, böbreküstü bezi ya da çok ender görülen diğer nedenlere bağlı olup olmadığı tespit edilir.
Nedenleri nelerdir?
Kadınlarda kıllanma artışının (hirşutizm) en rastlanılan nedeni polikistik over hastalığı, yani yumurtlama tembelliğidir. Bu durum adet düzensizliği, yumurtalıklar çevresinde çok sayıda kistin tespiti ve testosteron düzyinin artışı ile teşhis ediliyor. Nadir olarak da böbrek üstü bezindeki aktivite artışı, bazı enzim eksiklikleri, yumurtalıklara ait tümörler ve ilaç kullanımı nedenler arasında olabiliyor. Bunun dışında bazı tiroid bezi hastalıkları, hipofiz bezi hastalıkları ve hormon salgısı yapan kist ve kitleler de kadında tüylenme sorununa yol açabiliyor. Ayrıca gebelik ve menepoz da fizyolojik birer kıllanma nedeni. Doğru tanı ve teavi için endokrinolojik muayene gerekiyor.