Herkes deniz suyu içse...

İSTANBUL - Su kaynakları hızla tükeniyor. Geleceğin savaşlarının petrol değil, su yüzünden yapılacağını söyleyenler çoğunlukta. Bugün dünya genelinde toplanan ve işlem gören 165 milyar metreküp suyun sadece yüzde 2’si yeniden kullanılıyor. Bu oldukça düşük bir oran; fakat mevcut su kaynaklarının korunması açısından, bu oranın hızlı bir şekilde artırılması gerekiyor. 

Suyun yüzde 70’i tarımsal faaliyetler için kullanılıyor. Tarım için içme suyu gerekmiyor; hatta atık suyun yeniden işlenip kullanılması mümkün. Yaşanan son gelişmeler sayesinde, dünya genelinde tarım alanlarının yüzde 10’u atık su geri dönüşümü yoluyla sulanıyor.  
İkinci sırada, dünya genelindeki suyun yüzde 22’sini kullanan sanayi sektörü geliyor. Bu arada atık sulardan içme suyu elde etmek hala tartışılmakta olan bir konu. Bu uygulama dünya genelinde sadece birkaç ülkede söz konusu. ABD ve Namibi’nin Winghoek şehri bunlar arasında. 

Su kaynaklarının hızla tükendiği dünyamızda, alternetif su kaynaklarını her zamankinden daha fazla sorgulamamız gerekiyor. 

Fransız su şirketi Suez Environment, bu konuda önemli çalışmalara imza atıyor. Şirket özellikle yağmur suyunun doğru yönetimine ve deniz suyunun arıtılmasına yönelik çözümler üretiyor.

Yağmur sularının sadece yüzde 15’i toprağa nüfus ediyor. Geri kalan suyun ise, seller ve su baskınlarında yol açmasını engellemek için doğru bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Suez Environment tarafından geliştirilen Influx çözümü hem yağış tahminleri yapıyor, hem de depolama altyapısının bu duruma uyum sağlamasını sağlıyor. 2007 yılından bu yana Paris bölgesinde uygulanan Influx sayesinde 250 milyon euro tasarruf sağlanmış ve seller yüzde 15 ila 30 arasında azaltılmış. Depolanan yağmur suları, daha sonrasında ise işlemden geçerek, arıtılıyor.

200 milyon kişi artılmış deniz suyu içiyor

Bir diğer önemli alternatif su kaynağı ise deniz suyu. Bugün dünya genelinde 200 milyonun üzerinde insan, deniz suyunun arıtılması sayesinde içme suyuna ulaşabiliyor.

Peki herkes deniz suyu içebilir mi? Aslında Suez Environment’a göre, bu gelecek açısından son derece ümit vadedici olur. 

Dünya üzerindeki suyun yüzde 97’si, tuzlu su. Dünya nüfusunun yüzde 40’ı, denize en fazla 100 km mesafede yaşıyor. Oysa bugün içilebilir suyun sadece yüzde 1’i deniz suyunun arıtılması yoluyla elde ediliyor.  

Bu oranın yüzde 1’de kalmasının nedeni, deniz suyunun arıtılmasında kullanılan teknolojinin çok fazla elektrik oburu olması. Ama son dönemde geliştirilen bir teknoloji, enerji kullanımını aşağı çekmeye odaklanıyor: Ters Ozmoz (Reverse Osmosis). 

Ters Ozmoz ile su arıtma iki aşamadan oluşuyor. İlk aşamada arıtılacak su, birtakım ön temizleme işleminden geçiriliyor. Bu işlem sırasında katı parçalar olabildiğince sudan ayıklanıyor. İkinci aşamada su, pompalanarak yüksek basınçlara ulaştırılıyor ve sonra ayrıştırıcı zarlardan geçiriliyor. 

Ayrıştırıcı zarlar sayesinde suda bulunan tuzun çok büyük bir bölümü temizleniyor. Suez Environment, bu teknolojinin gelişimi için çalışmalarını sürdürüyor.