Hem meyve hem sebze: Avakado

Avokado bize uzak gibi görünse de balkondaki saksıda büyütebileceğiniz kadar mütevazı bir meyve. Elbette sabrı ve hevesi olanlar için...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FARUK ŞÜYÜN 

Neden evinizde bir avokado fidanı yetiştirmiyorsunuz? Evet, sabır istiyor ama keyifli ve ilginç bir deneyim… Öncelikle dört tane kürdana ihtiyacınız var… Bir bardak su ve tabii ki meyvesini yiyeceğiniz sağlığa yararlı bir avokado…

Avokado alırken onun dalında olgunlaşmayacağını bilerek hareket etmelisiniz… Bu nedenle, seçerken tezgahta beklemiş ve olgun şeftali kıvamına gelmiş olanları tercih ederseniz, hemen tüketmelisiniz… Yok, sert olanları alırsanız, bir gazete kağıdına sarıp evde (ama buzdolabında değil) bekletmeniz gerekiyor ki, olgunlaşsın, yenilecek duruma gelsin… Eğer olgunlaşmadan yerseniz, acımsı tadından hiç memnun kalmayacağınızı hemen söyleyeyim… Şunu da vurgulamak isterim; olgunlaştığı zamanı kaçırırsanız hızla çürümeye başlayacağından yerken yine mutlu olamayacaksınız demektir…

İyice olgunlaştığında...

Avokado tam kıvamına ulaştığında koyu yeşile dönen kabuğunu bıçakla veya elinizle soyabilir, ikiye bölüp içini bir kaşıkla oyabilirsiniz… Aman çekirdeğin hasar görmemesine, kahverengi kabuğunun soyulmamasına dikkat!.. Avokadoyu afiyetle yedikten sonra çekirdeği musluk altında yıkayın; aslında en iyisi zarar görmemesi için suyun içinde bir süre bekletin, daha sonra üzerindeki kalıntıları kağıt havluyla dikkatlice silip temizleyin…

Şimdi sıra, avokadonun alt kısmını bulmaya geldi… Çekirdek, genellikle yumurtaya benzediğinden sivri olmayan kısmı, alt olarak kabul edebiliriz… Avokadonun tam ortasına bir çember şeklinde dört kürdanı batırın, daha sonra, alt kısım suya girecek şekilde bir kavanoz veya bardağa daldırın… Bardağın ağzında destek olan kürdanlar, onun tamamen suya batmasını önleyecektir…

Geri sayım başlıyor...

Artık, geri sayım başlamıştır… Yapacağınız tek şey, doğrudan güneş almayan, ışık gören bir köşeye koyduğunuz avokadonun eksilen suyunu tamamlamaktır… Çekirdeğin yavaş yavaş çatladığını, bir-bir buçuk ay sonra filizlenmeye, suyun içinde köklerin büyümeye başladığını gördüğünüzde hedefinize epey yaklaşmış olacaksınız…

Sonraki birkaç hafta, sapın uzamasını, yaprakların çıkmasını gözlemlemekle geçecektir. Sap, 10-15 santimetreye ulaştığında yukarıdaki yaprakları koparın ki güçlensin… Korkmayın, yeni yapraklar verecek, kökü daha gelişecektir… 20 santimetreye yaklaştığında, yarısını budamakta fayda var ki, kökler iyice kalınlaşsın, gövdeden taze yapraklar çıksın…

İşte bu aşamaya geçildiğinde sıra toprağa dikmeye gelecektir… Humuslu toprak doldurduğunuz bir saksıya çekirdeğin yarısı toprak üstünde kalacak şekilde dikebilirsiniz… Toprağı sürekli nemli tutmaya çalışın ama aşırı sulamayın…

Meyvesi için biraz beklemek gerekiyor

Peki bunlar olmazsa, yani çimlenmezse çekirdeğiniz ne olacak? Merak etmeyin ve yeniden deneyin, mutlaka başaracaksınız… Birkaç çekirdeği aynı anda çimlendirmek de başarı yüzdesini artıracak bir yöntem.

Bu dekoratif bitkinin çiçek açmasını istiyorsanız, epey sabırlı olmanız gerekiyor, çünkü ilk meyveleri verme süresi 3 ila 13 yıl arasında değişebiliyor. Bütün çiçekler de meyveye dönüşmüyor.

Dört–beş metre boyunda sağlıklı bir ağaçta 300’e yakın meyve oluyor. Şunu da hatırlatmalıyım ki bugünler, avokadoyu filizlendirmek için doğru zaman; çünkü, toprağa dikim için ideal aylar, mart-nisan… Hasat ise kasımda başlıyor.

Koparılmadan olgunlaşmadığı için aynı turunçgillerde olduğu gibi bir ağacın üzerinde farklı yılların meyvelerini görmek mümkün…

50 senedir yetiştiriliyor

"Avokadonun ana vatanı Güney Amerika, ülkemizde yetişir mi? İklim uygun mu" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet… BATEM (Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü), 1969’da avokado üretimini araştırmaya başlamış, ülkemize uygun türlerini geliştirmiş… Senelerdir Akdeniz ve Doğu Karadeniz’de yetiştiriliyor ve üretim, her geçen yıl artıyor… Neredeyse 2 bin tona yaklaşmış durumda… Tabii ki dünyadaki 4 milyon tonluk üretimin yanında epey düşük ama denemeye değer.

Limon suyu çok yakışıyor

İçinde 20'ye yakın vitamin barındıran avokado, bir meyve olmasına rağmen sebze gibi de yenilebiliyor. Örneğin limon suyu çok yakışıyor. Aslında nötr bir tadı var, lezzet veriyor ama önde değil… Baharatlı yemekler, acılı soslar, salatalar, omletler için ideal… Deniz ürünlerine de ayrı bir lezzet katıyor. Hele füme somon yatağı olarak kullanılırsa damak dayanmaz… Ezilip sarımsaklı yoğurt ile karıştırılarak da tüketilebiliyor. Tabii tatlılara katmak da mümkün. avokadolu kek, puding, mus, panna cotta hatta dondurma da yapılıyor. Avokadonun yaprağıyla hazırlanan çayın da şifalı olduğu söyleniyor; yağı ise kozmetik sanayisinde kullanıyor. Ezilerek cilde krem gibi sürüldüğünde oldukça etkili bir olduğu biliniyor. Avokado maskeleri ile ilgili haberler, sık sık medyada yer alıyor…

Bu konularda ilginizi çekebilir