Hayata tutun kanserden hızlı davran
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre kanser vakaları 2035’e kadar 24 milyonu bulacak. Türkiye’de ise çeşitli çalışmalarla bilinçlenme eskiye oranla arttı. Ancak hâlâ erken teşhis için tarama testine olan ilgi düşük.
YASEMİN SALİH
Kanserle ilgili bilinçlenme 10 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak kadar arttı. Birçok STK ve özel kuruluşun yanı sıra hükümetler de bu hastalıkla mücadele için konuya daha stratejik çözümler getirecek adımları atıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2035’e kadar kanser vakaları 24 milyonu bulacak. Bu hastalığa dikkat çekmek için her yıl nisan ayının ilk haftası Türkiye’de Kanserle Savaş Haftası olarak olarak kabul ediliyor. Hafta boyunca önemli etkinlikler düzenleyen Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman ile bir araya geldik. Dernek olarak 52 yıldır kanser hastalığı konusunda toplumsal bilinçlenmeyi hedefl eyen çalışmalara imza attıklarını söyleyen Duruman, 1.2 milyon kişiye dokundukları bilgisini veriyor. Ücretsiz taramalar, tedavi, takip ve eğitimler yapan dernek, özellikle dijital platformlar ve sosyal medyada iletişime yoğunlaşmış durumda. Türkiye’de kansere yakalanma oranının dünya ortalamasının altında, ancak ölümlerin daha yukarıda olduğunu vurgulayan Duruman, “Bunun nedeni tanıda geç kalınması. Erken tanı tedavide şansı üç kat artırıyor. Biz de 'kanserdenhızlıdavran' masajımızla ülkenin dört bir yanında ücretsiz taramalar yapıyoruz” diyor.
Radyoloji yetersiz kalabiliyor
Bir diğer tartışma konusu da taramalardaki teknik yetersizlikler. Türk Kanser Derneği Üyesi Prof. Dr. Cem Balcı, özellikle “ilaçlı tomografi” sırasında kullanılan kontras madde konusunda bir standart getirilmesi gerektiğini vurguluyor. “İlaç miktarı önemli, yanlış tanıya neden olabiliyor. Miktar az ise tümör görünmeyebiliyor. MR’da ise sekans denilen teknikler eksik uygulanıyor. Örneğin bir beyin MR’ı en az 20 dakika sürmeli” diyen Balcı, bakanlığın denetim yapması gerektiğinin altını çiziyor.
Sigara faktörü
Türk Kanser Derneği Üyesi Prof. Dr. Sezer Sağlam da erkek ölümlerinde iki, kadınlarda ise üçüncü sırada yer alan mide ve kolon kanseri hakkında bilgiler verdi. Türkiye’de genellikle bu iki hastalığın geç evrede yakalandığını ifade eden Sağlam, şunları anlatıyor: “Helikobakteri ve sigara birlikteliği mide ve kolon kanseri riskini 11 kat artırıyor. Genetik faktörlerin etkisi ise yüzde 5 olarak hesaplanıyor. Helikobakteriler genellikle hane içinde aynı tabak-çanaktan yemek yenilmesiyle bulaşıyor. Dışarıda da tabak ve kaşıkların iyi temizlenmesi şart.”
Sağlam, kimyasalların da vücuda zarar verdiğini ve süreci hızlandırdığını vurgulayarak, “Günde 5 kilometre yürüyüş yapmak kanser riskini azaltıyor. Sigara ve alkol de önemli etkenler. Ancak naftalin, klor gibi kimyasallara az maruz kalmak da çok önemli. Örneğin haftada üç günden fazla klorlu havuzlarda yüzmek riskli” şeklinde uyarıyor.
Mucize evi yuva olacak
Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, İstanbul dışından gelen kanser hastaları ve yakınlarının barınmaları için Kasımpaşa’da 60 yataklı bir binayı Mucize Evi olarak hazırladıklarını söylüyor. Bağışçıları burayı desteklemeye davet eden Duruman, “Tedavi uzun ve zor bir süreç. Bu süreçte hasta ve yakınları banklarda yatmak zorunda kalıyor. Yaptırdığımız ev ile bu ihtiyacı biraz olsun gidermeyi hedefl iyoruz. Mucize Evi’nde psikolojik desteğin yanı sıra çömlekçilik gibi hobi ve meslek atölyeleri de olacak. İzin için başvurduk. Haftaya açılmasını bekliyoruz” diye anlatıyor projeyi.