Eyvahh! Ütüyü fişten çektim mi?
Sorumluluklar arttıkça unutkanlık, dikkat eksikliği gibi sorunlar kendini gösteriyor. Ocağı kapatmış mıydım, ütüyü fişten çektim mi, anahtarlarımı aldım mı...? Bu soruları artık daha fazla sorduğunuzu düşünüyorsanız bu yazıyı okuyun.
Unutkanlık şikâyetleri sadece yaşlıların değil, yoğun iş temposu ve teknolojiyle birlikte gençler ve yetişkinlerin de hayatında önemli yer tutuyor. Ancak birkaç püf noktasına dikkat ederek günlük yaşamın hareketliliğinden kaynaklanan küçük hafıza sorunlarından kurtulmak mümkün. Bu konuda Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Şahiner’e danıştık. Prof. Şahiner, hafızayı canlı tutmanın yolları hakkında bilgiler verdi. Sıklığı gün geçtikçe yaygınlaşan unutkanlığın halk arasında genellikle Alzheimer hastalığını akla getirdiğini vurgulayan Prof. Şahiner, “Ancak Alzheimer hastalığında gün içinde yaşanan masum unutkanlık şikâyetlerinin yanında; unutkanlığı inkar, becerilerin kaybedilmesi ve kişilik bozukluğu gibi farklı sorunlar da görülür” diyor. Beyin sağlığı bakımından unutkanlık şikâyetlerinin önemsenmesi ve erken dönemde uzman kontrolünde önlemlerin alınmasıyla ileride yaşanacak ciddi sorunların önüne geçilebildiğini anlatan Prof. Şahiner, “ileri dönemde Alzheimer hastalığına yakalanmamak için; kalp damar sağlığına dikkat etmek, düzenli spor, beyin egzersizleri, sağlıklı beslenme ve uyku düzenini önemsemek gerekiyor” ifadesini kullanıyor.
Düzensiz uykuya dikkat!
Yetersiz beslenme, düzensiz uyku, hareketsizlik, yoğun stres, aşırı elektromanyetik maruziyet, susuzluk gibi sağlıksız yaşam şekli yetişkinlerde dikkat eksikliğine zemin hazırlayan önemli faktörler arasında. Nörolog Dr. Sinan Akkurt da hastalıkla ilgili özellikle beslenmeye dikkat çekiyor. “Sağlığımızı etkileyen en önemli unsurlardan biri beslenmedir. Fazla şeker tüketimi başlı başına pek çok hastalığa zemin hazırlayabilir" diyen Akkurt, Türk halkının yeniden ev yemeklerine dönmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Akkurt sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ev yapımı yiyecekler özellikle turşu, yoğurt, kefir gibi probiyotik zengini besinler sağlığımız için çok değerli öğeler. Boş kalori alınmasına neden olan gıda ürünleriyle yetersiz beslenerek vücuda ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri sağlamak mümkün değil. Bu durum elbette ki beyni de etkiliyor. Rafine buğday ve şekeri tercih ederek işe başlayabiliriz. Hayatımıza her gün bir yeni sağlıklı beslenme alışkanlığı katmalıyız. Daha sağlıklı bir beyin için hemen bugün sağlıksız atıştırmalıklarınızı, beyine faydası olduğu da bilinen ceviz, fındık, fıstık gibi sağlıklı seçeneklerle değiştirebilirsiniz.”
Egzersiz, egzersiz, egzersiz...
Hareketli yaşam şeklini benimsemenin de dikkat eksikliğinin önüne geçebileceğini belirten Dr. Sinan Akkurt, “Vücudumuz televizyon başında saatlerce oturmak için tasarlanmadı" diye uyarıyor. Günlük 20 dakikalık bir yürüyüşün bile beynin daha iyi çalışmasına destek olacağını ifade eden Akkurt, düzenli spor aktivitelerinin, yalnızca kilo vermek ve kasların gelişmesine değil, beynin de daha sağlıklı olmasına yardım ettiğini vurguluyor. Akkurt, "Dikkat eksikliği tedavisinde ilaçlarla yükseltilmeye çalışılan dopamin seviyesi, egzersiz sırasında doğal olarak salgılanan ve daha net düşünmemizi sağlayan bir fonksiyondur" diyor.
Karanlıkta uyuyun
Akkurt'a göre unutkanlığın en büyük düşmanlarından biri de kaliteli uyku. "Günlük 6-8 saat karanlıkta uyumak beyni tazeler" diyen Akkurt, tavsiyelerini şöyle sürdürüyor: "Dikkat eksikliğinin tedavisinde psikiyatrist desteği, zihin egzersizleri ve ilaçlardan yararlanılabilir. Ayrıca zihin fonksiyonları biorezonans metodu ile de desteklenebilir.”
Unutkanlığı önlemek için 9 ipucu!
1. Eşyalarınız için belirli bir yeriniz olsun: Anahtarlık, gözlük gibi yerini hatırlamakta zorlandığınız nesneleri, kullanılmadığı zamanlar koymak üzere sabit bir yer belirleyin.
2. Sık sık not alın: Telefon numaraları veya randevuları hatırlayamıyorsanız, bunları listeleyin ve görebileceğiniz bir yere asın.
3. Yaptığınız işleri yüksek sesle söyleyin: "Ocağı kapatmış mıydım, ütüyü fişten çektim mi?" gibi soruları sık sık kendinize soruyorsanız yapılan işleri yüksek sesle söylemeyi deneyin. Örneğin, ocağı kapattıktan sonra kendi kendinize "Ocağı kapattım" demeniz, daha sonra bu eylemi size hatırlatacaktır. Bu yöntem insanlarla tanışırken isimlerini hatırlama konusunda da faydalı olur.
4. Hafıza yardımcılarını kullanın: Cep telefonu anımsatıcılarının, kol saati alarmının ve ses kaydedicilerin kullanılması, küçük hafıza sorunlarında yardımcı olur.
5. Görsel imgelerden faydalanın: İsim, yöntem gibi yeni bir bilgi öğrenildiğinde aklınızda onunla bağlantılı bir görüntü kaydedin. Bu görüntüler, bilginin unutulmasını önlemeye yardımcı oluyor.
6. Anımsatıcıları gruplayarak kullanın: Anımsatıcılar, hatırlamakta kullanılan bir tekniktir.
Örneğin; listeler veya isimleri kısaltma haline getirerek ezberleyebilirsiniz. Başka bir anımsatıcı tekniği de akrostiştir. Hatırlamak istenilen her öğenin ilk harfi kullanılarak akrostiş yazılabilir. Tekerlemeler veya hatırlanması gereken her öğeyi bağlayan hikâyeler de yararlı olabiliyor.
7. Konsantre olun ve rahatlayın: Birçok çevresel etken dikkati dağıtabiliyor. Bir şey hatırlamak istediğinizde, unutulmaması gereken öğeler üzerinde yoğunlaşmanız gerekir. Aynı şekilde yeni bir bilgi öğrenirken o bilgiye yoğunlaşmalı ve dikkat dağıtıcı faktörleri engellemelisiniz. Anksiyete ve stres de hatırlamayı engelleyen unsurlardan olabiliyor. Derin nefes almak ya da kas gevşetici egzersiz uygulamaları gibi rahatlama tekniklerini öğrenmek ise yararlı olabiliyor
8. Uykunuzu alın: Uyku esnasında beyin yeni bilgileri pekiştirir. Araştırmalar, iyi bir gece uykusunun ardından öğrenilen bilgilerin daha iyi hatırlandığını ortaya koyuyor.
9. Doktora gitmekten çekinmeyin: Hatırlama güçlüğü yaşıyorsanız, "Nasıl olsa geçer" deyip doktora danışmaktan çekinilmeyin. Depresyon, işitme veya görme kaybı, tiroit fonksiyon bozukluğu, kullanılan ilaçlar, vitamin eksiklikleri ve stres, düzeltilebilir hafıza sorunlarına neden olabiliyor. Bunu da size ancak doktorunuz söyleyebilir.