Dans ediyorsam sebebi var!

Gözünüzün önüne profesyonel bir dansçıyı getirin. Nasıl fit ve genç göründüğünü görebiliyorsunuz değil mi? “Çünkü dans genç işi” gibi bir yanıt verebilirsiniz ancak tıp dünyasının büyük kısmı bu fikrinize katılmayacaktır. Zaman zaman 70’inin üstünde akıl almayacak akrobatik hareketlerle dans eden kadınların videolarına rastlıyoruz sosyal medyada.

Bakıldığında bizi asıl hayrete düşüren figürler değil, o kadının hâlâ nasıl bu kadar esnek ve fit olabildiğini sorguluyoruz kafamızda. Birçok uzmana göre hayatı boyunca dansla haşır neşir olanlar sadece fit ve sağlıklı bir vücuda sahip olmakla kalmıyor aynı zamanda hafıza, konuşma gibi beyinsel fonksiyonlarının da çok güçlü olduğu görülüyor. Bunun ilk nedeni konusunda uzmanlar hemfikir: Dansın mutlu etmesi. Üsküdar Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu da dans etmenin vücuttaki etkilerini anlatırken, günlük koşuşturmaca içinde kent insanının eskiye kıyasla daha az dans ettiğini vurguluyor. Kırsala baktığımızda kasaba ve köylerde yaşayanlar yerel danslarıyla hâlâ iç içe bir hayat sürüyorlar. Sağlık için egzersiz ya da spor denildiğinde çoğunlukla yürümek, koşmak, futbol oynamak, bisiklete binmek gibi aktivitelerin akıllara geldiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, “Oysaki insanlık kültürünün yazılı kayıtlarından çok daha eski olan dans, fiziksel olarak bizi formda tutabilecek, eğlenceli bir yöntemdir” diyor.

O zaman müzik!

Yıldız Erdoğanoğlu, dans etmek için geçerli pek çok neden sıralanabileceğini söylerken, dansın insan sağlığına olumlu etkilerini şöyle sıralıyor...

Demans riskini azaltıyor

Erdoğanoğlu, dansın beyin fonksiyonlarıyla ilişkisini ortaya koyan bir araştırmayı paylaşarak, çarpıcı bilgiler veriyor. Araştırmaya göre dans eden çiftlerde demans riski yüzde 76 oranında azalıyor. Özellikle nörodejeneratif (insan beynindeki nöronları etkileyen) hastalıklarla ilgili yapılan çalışmalarda, 18 ay boyunca dans eden ileri yaştaki kişilerin beyninde, hafıza ve yön bulma ile ilgili bölgesi olan hipokampüste belirgin hacim artışı olduğu görülüyor.

Kaslar çalışıyor

Dans ederken pek çok kas grubu eş zamanlı olarak çalışır: Haftada 2 veya 3 kez yapacağınız dans ile fiziksel uygunluk, denge, genel sağlık ve koordinasyonunuzu artırabilirsiniz. Dans figürlerini öğrenme aşamasında beyniniz de çalışır. Koroografiyi uygularken motor beceriniz, dikkatiniz ve hem uzak hem yakın hafızanız da bir anlamda eğitilmiş olur.

Mutluluk sebebi!

Dans etmek stresi azaltıp ve kötü ruh halini düzeltmeye yardımcı oluyor. Yapılan çalışmalar tekrarlanan coşkulu hareketlerin ‘mutluluk hormonu’ ismiyle bildiğimiz serotoninin kandaki miktarını daha fazla artırdığını ortaya koyuyor. Bu artışın ruh hali ve bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkisi var. Dans etmek stres yönetimini destekleyip kötü bir günü nasıl kurtaracağınızı size deneyimletiyor.

Motive ediyor

Dans etmek motivasyonu artırır: Tek başınıza koşuyorsanız ya da egzersiz yapıyorsanız kolayca kendinize bir mazeret yaratıp içinizdeki isteksizliğe yenilebilirsiniz. Dans etmenin güzelliği, bir partner veya bir grupla bunu eğlenceli biçimde yapabilecek olmanızdır.

Yaralanma riski düşük

Hobi olarak yaptığınız dans, eklemlere aşırı yük bindirmediği için avantajlı ve yeni başlayanlar için dahi yanlış yüklenmelere imkân vermez. Yine de unutmayın ki diğer egzersizler gibi ısınma, germe ve soğuma fazlarını yapmanız gerekiyor.

Herkes yapabilir

Dans etmek herkes için uygun bir eylem ve özel bir yetenek gerektirmiyor. Ritim, insan hareketlerinin doğasında var. Yine de kişi mutlaka bedenini dinlemeli ve bireysel performansına göre figürleri kendine uygun şekilde yorumlamalı.

Çocukları da rahatlatıyor

En güzeli çocuk yaşta dansa başlamak. Araştırmalar, dans eden çocukların daha az agresif davranışta bulunduklarını gösteriyor. Başlangıçta; en az haftada bir veya iki kez düzenli olarak dans eğitimi aldırın. Prensip olarak; hızlı dans etmek kondisyonunuzu artırır, yavaş ise duruşunuzu düzeltir. İdeal olanı ikisinin kombinasyonunu uygulamak. Bu disiplin çocuk yaşta edinilirse hayat boyu sağlık felsefesini destekler.