Çok cesur kampanya

YAYINLAMA
GÜNCELLEME





İSTANBUL - Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen ve her yıl 31 Mayıs'ta kutlanan "Sigarasız Bir Dünya Günü", bu yıl yine dünyada ve Türkiye'de tütün kontrolüne ilişkin halk sağlığı politikalarının geliştirilmesi alanında çalışan kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının önderliğinde 31 Mayıs günü kutlanacak.
 
"Sigarasız Bir Dünya Günü" kutlamalarının bu yılki teması:
"Dev sigara şirketlerinin başını çektiği tütün endüstrisinin sağlık politikalarına karşı gitgide şiddetlenen müdahalelerinin önlenmesi."

Bu çerçevede Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) de, Türkiye'de tütün endüstrisinin müdahalelerinin izlenmesi, kamuoyuyla paylaşılması ve önlenmesine yönelik yeni bir kampanya başlatıyor.
 
Kökten ve uzlaştırılamaz ihtilaf

SSUK'un bu yeni kampanyasının yasal dayanağını Türkiye'nin de taraf olduğu ve TBMM tarafından onaylanarak kabul edilen, dünyanın ilk ve tek uluslararası halk sağlığı anlaşması olan "Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS)" oluşturuyor.  Tütün endüstrisinin çıkarları ile halk sağlığı politikalarının çıkarları arasında kökten ve uzlaştırılamaz bir ihtilaf olduğu saptamasından yola çıkarak bu sözleşme, "taraf ülkelerin halk sağlığı politikalarını tütün endüstrisinin çıkarlarına karşı korumalarını zorunlu kılıyor."
 
Ülkelerin altına imza attıkları bu taahhüdün arkasında yatan gerçek, geçmişten günümüze dünyanın her yerinde ulusal ve yerel hükümetlerin uygulamaya çalıştıkları tütün kontrolü önlemlerine karşı, tütün endüstrisinin bunları geciktirmek, etkisizleştirmek ve engellemek için stratejiler geliştirmiş ve uygulamış olduğudur. Günümüzde bu müdahaleler daha da artmaktadır.
 
Dev sigara şirketleri nasıl müdahale ediyor?

Günümüzde tütün endüstrisinin başvurduğu ve Türkiye'nin de hedef tahtasında olduğu başlıca müdahale stratejileri arasında:

Kapsamlı düzenlemelerin önüne geçmek amacıyla, bedelini ödemeye hazır oldukları "makul" düzenlemeler için lobicilik yapmak,

Tütün kontrolü düzenlemelerine karşı bir geciktirme yöntemi olarak hukuk itirazı yapmak ve sistematik olarak dava açmak,

Toplumun, siyasetin ve bürokrasinin tütüne karşı tutumunu etkilemek için halka ve devletle ilişki stratejileri gütmek,

Dolaylı reklam kapsamında sayılan ve TKÇS tarafından yasaklanan sponsorluk ve sosyal sorumluluk projeleri ile toplum ve şirketler arasında yaratılmaya çalışan ortak değerler etrafında bir uzlaşı varmış görüntüsü vermek,

Hükümetleri, tütün tüketimini önlemeye çalışmak yerine, "zarar azaltma" yoluyla tüketimin negatif etkilerini azaltmaya yönlendirmeye çalışılmak ve bu amaçla üretilecek ürünlere izin verilmesi için siyasi baskı yapmak,

Tütün kontrolü alanında çalışan toplum önderlerini, kamu yöneticilerini ve çalışanlarını, politikacıları, STK temsilcilerini ve bağımsız araştırmacıları sindirmeyi ve yıldırmayı hedefleyen doğrudan veya dolaylı saldırı stratejileri gütmek,

bulunuyor.
 
SSUK kampanyası

TKÇS'nin Türkiye'de ve dünyada hayata geçmesini baltalamayı hedefleyen bu müdahalelere karşı SSUK, ilgili kamu kuruluşlarına, sigara şirketleriyle ve onların temsilcileriyle ilişkilerinde hesap verebilir ve şeffaf olma, çıkar çatışması yönetimi yapma, şirketlerle hiçbir anlaşma ve ortaklığa girmeme, kamuya bağlı çalışan kurul, komite gibi oluşumlarda tütün endüstrisinin temsil edilmesine izin vermeme ve bunları teşviklerden yararlandırmama çağrısı yapıyor.
 
Yeni kampanya kapsamında SSUK bir yandan, tütün endüstrisinin müdahaleleri hakkında bunları önlemeye yönelik izleme yapılması ve sağlık sonuçlarının paylaşılması yoluyla toplumda farkındalık yaratılması ve bilinç yükseltilmesi için çalışacak. Diğer yandan, tütün endüstrisini doğrudan hedefleyen ve karar süreçlerine müdahalesini önleyen spesifik önlemlerin ve yaptırımların hayata geçerek bağlayıcı hale gelmesi için bütünlüklü yasal düzenleme yapılması için savunuculuk faaliyetlerinde bulunacak.
 
SSUK Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı bu konuda, "Sigara firmaları ülkemizde yılda 100 bin kişinin ölümünden sorumluyken yardım derneklerine bağış yaparak  sorumlu bir endüstri taklidi yapmakta ve vergiden kaçınmaktadırlar. Artık bu bağışları alan dernekleri ve kurumları da açıklayacağız. Sigaradan kaynaklanan ölümleri durdurmak için alınacak önlemler bellidir. Kanun yapıcılar bu önlemleri almaktan çekinirlerse sigara endüstrisi devrede demektir. Durdurulan her yasa teklifini de kamuoyu bilmelidir. Sigara firmaları ile onları denetlemek dışındaki her ilişki yasa dışıdır" şeklinde konuştu.