Clark Gable’dan Tarık Buğra’ya bir havuç yazısı

FARUK ŞÜYÜN

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FARUK ŞÜYÜN

Bugs Bunny... 80 yıldır kuşaktan kuşağa severek izlenen sevimli tavşan. Dillere pelesenk olan “N’ası gidiyor canım?” diye sorarken elinde durmaksızın kemirdiği havucu hatırlıyor musunuz? İşte bu haftaki konumuz, o...

“Tavşanlar havucu çok severler, sen de havuç yersen tavşanlar gibi gözlerin iyi görür” öğüdünü yıllarca duymuşuzdur. Burada yanlış olan varsayım, tavşanların havucu çok sevdiğidir... Bırakın sevmeyi, aslında pek yemezler de... Peki bu inanış nereden kaynaklanıyor?

Frank Capra’nın yönettiği, Clark Gable ve Claudette Colbert’in başrolleri paylaştıkları 1934 yapımı “It Happened One Night” filmini seyrettiyseniz, hafızanızda bir şeyler canlanacaktır... Filmde, Gable’ın canlandırdığı karakter, bir çite dayanıp havuç yerken otostop yapmanın kurallarını anlatıyordu. Yani ilk Bugs Bunny, Clark Gable’dı! Bugs Bunny’nin yaratıcılarından Friz Freleng de karakterleri bu sahneden etkilenerek biçimlendirdiklerini söylemişti... Öyle veya böyle tek gerçek, eğer tavşanınız varsa en azından yalnızca havuçla beslememeniz gerektiği!

Biz insanlara gelince havuç, 11 yüzyıldır beslenmemizin bir parçası... İlk havuçlar, şimdiki gibi turuncu değil beyaz, kırmızı, yeşilimsi sarı, mor... Tabii ki bu nedenle de yemekleri boyuyorlar... Boyadıkları için de özellikle mor renkli olanlar, pek tercih edilmiyor...

Hollandalılar, ıslah çalışmaları sonucunda, 17. yüzyılda şimdiki renginde havuç yetiştirmeyi başarıyorlar... Bunun hikâyesi de şöyle anlatılıyor: William Orange isimli prens, Katolik kilisesinin Protestanlar üzerindeki baskısı nedeniyle, kendisi de Katolik olmasına rağmen, isyana kalkışıyor...

William’ı destekleyen çiftçiler, onun onuruna kırmızı, mor ve beyaz havuçlardan turuncu havuçlar elde ediyorlar. Ve William’ın soyadı olan “turuncu”, bu hareketin sembolü oluyor...

Kazık köklü ve “iki yıllık” bir bitki olan havucun Anadolu’dan yayıldığı düşünülüyor... Oğuzlar, 11. yüzyılda havuca “kesür” diyorlarmış. Bugün en çok yetiştirilen turuncu havuç... Ancak, Türkiye ve Ortadoğu’da sarı ve mor, Uzakdoğu’da siyah ve beyaz, Çin ve Hindistan’da kırmızı havuç üretimi sürdürülüyor... Şalgam suyu da mor havuçtan hazırlanıyor...

Havucu soframızdan eksik etmemiz gerekiyor. Zeytinyağlı yemeklere, salatalara mutlaka havuç koymakta fayda var... Ayrıca zeytinyağlı pirinçli havuç yemeği, havuç borani, havuç çorbası, havuç dolması da benim tercih ettiğim lezzetler arasında... Annem, havuçları kızartır, üzerine sarımsaklı yoğurt dökerdi, bayıla bayıla yerdim... Havuçlu kekin lezzet klasiklerimden birisi olduğunu da söylemek isterim...

Sohbetimizi edebiyatla, Tarık Buğra’nın “Yarın Diye Bir Şey Yoktur” kitabında yer alan “Havuçlu Pilav Meselesi” öyküsünden tadımlık satırlarla bitirelim:

“(...) İnsanlar umumiyetle böyledir yavrum. Bilmedikleri şeyleri asla olmazmış farz ederler. İlim zihniyeti işte bununla mücadele eder. Tavada yağ cızırdıyor, o beni ses çıkarmadan dinliyordu. Havuçların en güzelini seçerek devam ettim.

- Sen şimdiye kadar havuçlu pilav görmediğin için şimdi bunu olmaz zannediyorsun.

- Peki, sen gördün mü? diye sordu.

- Hayır! dedim, fakat neden olmasın?

- Olsa ne çıkar? Sen bildiğimiz pilavı beğenmiyor musun? (...)

- Beğeniyorum hem de çok beğeniyorum. Hatta daha da çok beğenebilirim. Fakat bu ondan da daha çok beğenilecek pilavı arayışıma mani olabilir mi? (...)”

Haftaya başka bir lezzet arayışında buluşmak üzere.

Bu konularda ilginizi çekebilir