Böbrek taşıyla savaş sezonu
Böbrek taşıyla ilgili şikâyetler yaz mevsiminde artar. Bunun en büyük sebebi elbette beslenme ve terlemeyle oluşan su kaybının telafi edilememesi. Hayvansal gıdaları daha az tüketip daha fazla su içerek böbrek taşı sancıları olmayan bir tatil geçirin.
Prof. Dr. GÜRSEL TURGUT
Tatil beldelerinin hastanelerinde acil servisler besin zehirlenmesi, yaralanmalar kadar böbrek sancısı şikayetiyle gelenlerle de doludur. Bir haftalık tatilde "her şey mübah" diyerek normal düzendeki diyetini bozan kişilerdir bunlar çoğunlukla. Otellerin açık büfelerinde daha çok tuzlu, yağlı ve şekerli beslenen, su alımını şekerli içeceklerle sınırlayan tatilciler, eğer böbreklerinde taş oluşma eğilimi varsa neleri tetiklediklerinin farkında bile olmazlar. Bu nedenle yaz ayları böbrek taşıyla savaş sezonu olarak da adlandırılabilir. Ben de sizlere böbrek taşı ve bol su içmenin ilişkisini, insana hayatı dar eden böbrek sancıları olmayan bir yaz geçirmenin ipuçlarını anlatacağım bu hafta.
Bana ne yediğini söyle...
Eskilerin "bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" sözü gibi biz hekimler için de hastalarımızın nasıl beslendikleri onların sağlık sorunlarıyla ilgili fikir veren önemli kanıtlardır. Fazla miktarda hayvansal gıdalarla beslenme, idrarın asit yönüne kaymasını sağladığından bizim için kişiyi böbrek taşı hastası adayı yapar. Çünkü asidik ortam idrarda kristal oluşumuna yol açar. Keza fazla miktarda tuz tüketilmesi de böbreklere gelen sodyumu ve idrarla fazla miktarda kalsiyum atılımına sebep olarak taş oluşumunu artırır. Yine fruktoz içeren mısır şurubundan yapılmış şekerler de düşük oranda magnezyum içerir. Magnezyumun gıdalarla düşük oranda alınması idrarla atılan kalsiyumun artışına sebep olur. Magnezyum özellikle yeşil yapraklı bitkilerin yapraklarında, fındık ve diğer tohumu yenilen gıdalarda bolca bulunuyor. Yaz aylarında yüksek hayvansal protein, tuz, oksalat ve rafine şeker içeren gıdalar taş oluşumuna davetiye çıkarıyor. Bu nedenle tatilde ne kadar cezip olsa da böyle besinlere fazla yüklenmeniz, böbreklerinizde taşla ilgili sıntıları tetikler.
Bol su olmazsa olmaz kural
Böbreklerde 4 mm’den küçük taşlar böbrek ve idrar yollarından daha rahat atılabiliyor. Büyüklük 6 mm’nin üzerine çıktığında genellikle hastaya müdahale etmek gerekiyor. Eğer böbrek taşı nedeniyle tedavi görmüşseniz, vücudunuzun beş yıl içinde bir başka böbrek taşı oluşturma olasılığı yüzde 50’lerde demektir. Bu yüzden sizin beslenme gibi kurallara çok daha fazla uymanız ve hayatınızdan suyu eksik etmemeniz gerekiyor. Yaz aylarında herkesin bol su içmesi gerek ancak sizin için bu, olmazsa olmaz bir kural.
Limon suyu taşı önlüyor
Özellikle yaz aylarında günlük 2.5-3 litre arasında sıvı tüketilmesi gerektiği artık biliniyor. En çok tüketilmesi gereken sıvı ise su. Daha önce sık böbrek taşı düşürenler doğal limonata da tercih edebilirler. Diyabet hastası olmayanlar tatlandırmak için çok az miktarda şeker de kullanabilir. Limonda bulunan sitrat adlı madde doğal bir taş oluşumu engelleyicisidir. Doktor tarafından ilaç önerilmediği takdirde doğal limonataya ağırlık verilebilir. İdrar rengi ne kadar açıksa o kadar düşük konsantrasyonda mineral içerir ve bu mineraller idrar yollarında bir araya gelmeye fırsat bulmadan atılmış olur. Bu nedenle taş hastalarının idrar renklerini dikkatli takip etmeleri ve günün her saatinde aldıkları sıvıyı iyi ayarlamaları gerekiyor.
Bunları yapın taşı azaltın!
1- Günün tamamına yayarak günde 2.5-3 litre su tüketin.
2- Çay, kahv,e alkol gibi sıvı kaybettiren veya oksalat miktarı fazla olan içeceklerden uzak durun.
3- Bol limonlu yeşil salata tüketin.
4- Hayvansal gıdalardan ve tuzdan uzak durun.
Terlemeyle kaybedilen sıvıyı yerine koyun
Sıcakların iyice arttığı bugünlerde sağlık için yapılması gereken en önemli şey su içmek! Çünkü artan sıvı kaybı halsizlik, baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü, böbrek yetmezliği hatta bilinç kaybı bile yapabilir. İleri sıvı kayıplarında böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir. Ayrıca kalp, beyin, böbrek, karaciğer gibi organlarda ilave bozukluklar da oluşabilir.
Suyun vücudumuzdaki dengesi böbrekler başta olmak üzere birçok organ tarafından sağlanır. İdrar, dışkı, ter ve solunum yolu ile kaybettiğimiz suyu yediğimiz yemekler, içtiğimiz su/sıvılar ile yerine koyar, vücut için gereken dengeyi farkında olmadan sağlarız. Havanın sıcak olduğu yaz mevsiminde özellikle terleme ile daha fazla sıvı kaybettiğimizden bu denge önemli.
Su kaybının en sık belirtisi susuzluk hissi ve halsizliktir. Ağız kurur, kişi kendini kötü hisseder, bir şey yapmak istemez. Sıvı kaybı artınca baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü ortaya çıkar. İleri sıvı kayıplarında tansiyon düşer, nabız artar, kas krampları oluşur, böbrek yetmezliği ortaya çıkar ve bilinç kaybı olabilir.
Su içemiyorsanız alternatifleri deneyin
Su içmeyen veya içmeyi sevmeyenler alternatif sıvıları tercih edebilirler. Meyve suları, çay, kompostolar, ayran, süt, limonata, taze meyve suları, karpuz gibi meyveler iyi seçenekler. Meyve suları şeker hastalarında veya çocuklarda problem yaratabilir. Tuzlu ayran da kalp veya yüksek tansiyon hastalarında sorun yaratabilir. Dikkatli tüketmek gerekiyor.
Spor yapanlar günde 2-3 litrenin üzerine çıkmalı
Spor yapanların, özellikle yoğun egzersiz programı olan sporcuların alması gereken günlük sıvı miktarı daha fazla olmalı. Yoğun egzersiz yapmayan ama sağlıklı yaşam için spor yapanlar da hava sıcakken yürüyüş yapsalar bile aldıkları sıvı miktarını artırmalı ve günlük 3 litrenin üzerine çıkmalılar.