Bel ağrısı kader değil

Ev hanımından ofiste çalışan beyaz yakalıya, mühendisten öğrenciye kadar herkesin başına musallat olan bel ağrıları, iskeletinizi yanlış kullanmanızın faturası aslında. Çocukluktan itibaren dikkate alınmayan iskelet sistemi, ağrılarla sizi uyardığında iş işten geçmiş olabilir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kronik ağrılarla yaşamak sanıldığından çok daha zor ve yorucu. Hele de ağrıların kaynağı iskelet sistemiyse hayat kalitesi diye bir şeyden bahsetmek iyimserlik haline geliyor. Uzmanlara göre en yaygın ortopedik şikâyet olan bel ağrıları kent hayatında olduğu kadar kırsalda da insanların hayatını zorluyor. Çünkü bilinç olarak vücut bir uyarı vermeden sağlığı korumaya dair bir çabamız yok.

Kimileri yoğunluk, kimileri yorgunluk, kimileri de “nasıl olsa geçer” diyerek bel ağrılarını dikkate almıyor ve sorunu kronik hale getiriyor. Sonuçta toplumda bel ağrısıyla yaşamak bir kadermiş gibi algılanıyor. Uzmanlar ise yaşam tarzında yapılacak küçük değişikliklerle bu ağrılardan kurtulmanın, iskeleti sağlamlaştırmanın mümkün olduğunu söylüyorlar.
Biz de uzmanlara bel ağrılarından kurtulmanın 10 yolunu sorduk. Herkesin uygulayabileceği kolay yöntemlerle ağrısız yaşamak mümkün...

Her 20 dakikada bir ayağa kalkıp yürüyün

Omurgadaki disklerin arasında var olan basınç oturma şekline bağlı olarak artar. Öne veya yana doğru eğilip oturmakla bu basınç daha da yükselir. Bu yüzden her 20 dakikada bir ayağa kalkıp disk aralarındaki basıncı azaltmak gerekiyor. Diskin içinde damar yok. Çevredeki dokulardan besleniyor. Oturduğumuz zaman diskin içinde sıvı alışverişi olmadığından diskler beslenemiyor. Bu nedenle uzun süreli oturanlarda dejeneratif fıtıklar oluşabiliyor. Siz siz olun sık sık ayağa kalkarak birkaç adım atmayı alışkanlık haline getirin.

Belinizi destekleyin ve pozisyonunuzu düzeltin

Dik oturduğumuz ve bele destek verdiğimiz zaman disklere binen yük miktarı azalıyor. Yana veya öne eğildiğimizde artan basınç ise bel ağrısına sebep oluyor. Bu nedenle oturduğumuz koltukta belimizi destekleyen üniteler bulundurmaya dikkat etmemiz gerekiyor. Bu, piyasada satılan kasnaklar da olabilir, bir minder de. Uzmanlar, kişiden kişiye değişen destekleyicilerin sandalyenin tipi ve vücudun durumuna göre belirlenmesi gerektiğini söylüyor. Önemli olan bel çukurunu doldurmak.

Rahat ettiğiniz pozisyonda uyuyun

Eğer sırt üstü rahat ediyorsanız sırt üstü, yüz üstü rahat ediyorsanız da öyle yatın. İskeletinizin rahat olması önemli. Ancak bel çukuru fazla olanlar genelde sırt üstü yatamazlar, bu nedenle yan veya yüz üstü yatarlar. Sırt üstü yattığında bel sabaha kadar köprü kurmuş olur, dolayısıyla kişi bel ağrısıyla uyanır.

Eğilirken vücudunuz 90 derece olmasın

Bu birçok insanın otomatik yaptığı hatalardan. Yerden bir şey alırken, belimizden eğilir, 90 derece oluruz. Uzmanlara göre öne doğru eğilmekle bele binen yük miktarı artıyor. Çünkü vücut ağırlığının yüzde 60’ı belden yukarıda bulunuyor. Öne doğru eğildiğimiz zaman fizik kurallarına göre eğilmenin artmasıyla belin yükü de artıyor. Bele binen yük miktarı 4-5 katına çıkıyor. Bu da bele aşırı yük bindiriyor. Bu nedenle oturarak yerden bir şey alınması gerekiyor..

Yük kaldırırken dizlerinizi bükün

Çoğumuz yerden bir yükü kaldırırken vücudumuzu bir kalıp olarak kullanırız. Oysa tecrübeli bir hamalı izlediğinizde işin doğrusunu uygulamalı halde görürsünüz. Ortopedistler, hamalların asla bel fıtığı olmadığını söylerler. Çünkü onlar yükü kaldırırken dizlerini bükerler. Kaldırma sırasında en doğru yöntem dizleri bükmek, yükü vücuda yakın tutmaktır. Uzak tuttukça bele binen yük artar. Öne eğildiğiniz zaman vücut ağırlığı artacağından bele binen yük de katlanır. Dolayısıyla yerden bir şey alırken öne ya da yana eğilmeden dizlerden yardım almak gerekiyor. Kronik bel ağrılarınız varsa ağır yükler kaldırmamaya dikkat edin. Sırt çantasının iki askısını da omzunuza takmaya, bavulunuzun tekerlekli olmasına dikkat edin.

Sık sık duruş egzersizleri yapın

Omurga bir bütün, herhangi bir yerinde şekil bozukluğu varsa ister istemez bu bel kısmını da etkileyecektir. Örneğin aşırı kamburluk belde de çukur yapar ve ağrılara sebep olur. Bu nedenle duruş egzersizleri yapmayı aksatmayın. Dik ve rahat pozisyonda kalmaya önem verin.

Düz yolda yürüyüş yapın ama koşmayın!

Yürüyüşün kondisyonu artırma, kilo verme kadar omurgadaki disklerin beslenmesine de faydası var. Yürüyüş yaptığınız zaman sürekli bir ayağınız yerde olduğundan diskte çevre dokularla madde alışverişi devam eder. Diskin beslenmesi sürer. Koşarken ise iki bacak da havada olabildiği için ayaklar düştüğü anda diskler üzerine bir basınç olur. Özellikle bel fıtığı olanlara koşu önerilmez çünkü omurlar birbirine basınç uyguladığı için bel fıtığı da artar.

Kilo almaktan kaçının ve sigara içmeyin

İskelet sorununuz hele de bel ağrınız varsa kilo en büyük düşmanınız. Aşırı kilo almayın, varsa verin. Özellikle göbek bölgesinden alınan kilolar bele binen yük miktarını artırıyor. Ayrıca büyük göğüsler de bel ağrısı yapıyor. Bunun için cerrahi operasyon yaptıran kadınlar var. Sigara da omurgadaki disklerin çevresindeki ince damarları tıkadığı için diskin beslenmesini engelliyor. Bu da bel fıtığını tetikliyor.

Suyun kaldırma gücünden faydalanın

100 kiloluk insan suya girdiğinde kas/yağ durumuna göre 3 ila 5 kilo arasında ağırlığı olur. Dolayısıyla yüzmek kasları güçlendirir, bele herhangi bir ağırlık da yüklemez. Böylece bele yük vermeden kaslar güçlenmiş olur. İskelet sorunlarına en iyi gelen spor yüzmektir ve çok hızlı sonuç verir. Düzenli yüzmeye çalışın.